3. Hukuk Dairesi 2016/13808 E. , 2017/2986 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakalarının indirilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı,davalı ile 2011 yılında boşandıklarını,boşanma neticesinde davalı lehine aylık 600 TL yoksulluk ve müşterek çocuk için de aylık 350 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, davacının 01.05.2011 tarihinde maddi ve manevi nedenlerle işvereni tarafından işten çıkarıldığını, halihazırda çalışırken elde ettiği aylık 4.750 TL civarındaki gelirinden mahrum kaldığını, 2012 yılında nafakanın indirilmesi için açtığı davanın reddedilip kesinleştiğini, halihazırda hükmedilen nafakaları ödeyecek maddi gücü bulunmadığını; davalının ise, müşterek çocuk ile birlikte yaşadığını, müşterek çocuklardan...’in bir şirkette aylık 2.700 TL maaş ile çalıştığını, davalının ise sigortasını isteğe bağlı olarak ödeyerek gizli şekilde çalışıp gelir elde ettiğini ileri sürerek; hükmedilen nafakaların toplam 400 TL’ye indirilmesini istemiş;duruşmada ise talebine açıklık getirerek iştirak ve yoksulluk nafakalarının 400 TL’ye indirilmesini talep ettiğini belirtmiştir.
Davalı, çalışmadığını ve geliri bulunmadığını,sadece aylık 40 TL sigorta primi ödeyerek sağlık hizmetlerinden yararlanmaya çalıştığını,hükmedilen nafaka dışında geliri bulunmadığını,aylık 650 TL kira ödediğini,müşterek çocukları...’in davacının iddia ettiği kadar gelir elde etmediğini, yine...’in aylık 925 TL kredi ödemesi olduğunu, kendisinin üniversitede okuyan kızının ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştığını, davalının ise mali müşavir olup yüksek gelir elde ettiğini savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davalının çalışmadığı,sabit gelirinin bulunmadığı,davacının ise emekli mali müşavir olduğu,sabit geliri ve çalışma imkanının bulunduğu, enflasyon oranı,aradan geçen süre zarfında paranın alım gücündeki düşüş ile hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, nafakalanın indirilmesini gerektirir bir durum bulunmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; boşanma neticesinde hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakasının indirilmesi istemine ilişkindir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, iştirak nafakasına yönelik temyiz itirazlarının reddine,
2) TMK.nun 176.maddesine göre; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir.
Yargıtay ...nun 7.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir. ...nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması," yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir. (HGK. 7.10.1998 gün 1998/2-656 E.,1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2-1158-1185 sayılı ve 1.5.2002 gün 2002/2-397-339 sayılı kararları).
Yine,iştirak nafakası; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları ile genel ihtiyaçlar ve ana-babanın mali durumuna göre takdir edilir. Ayrıca nafakanın takdirinde birlik devam ederken çocuğun alıştığı yaşama şekli ve gelirleri de dikkate alınır.
Hakim, nafaka takdirinde; tarafların ekonomik durumlarındaki değişikliği araştırıp, gelirleri arasında bir oranlama yaparak, önceki nafaka takdirinde taraflar arasında sağlanan dengeyi koruyacak bir karar vermelidir.
TMK. mad. 176/4 hükmüne göre ""Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir." Aynı şekilde 331. madde uyarınca; "Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır."
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemelere göre, iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu gerektirmesi gerekmektedir.
Hakkaniyet bir bakıma adaleti deyimler. Fakat; sevgi, anlayış ve hoşgörü duygularıyla paylaştırıcı ve denkleştirici davranmak, adaletli davranmaktan daha başka ve daha ileride bir anlam taşır.
Somut olayda; tarafların 2011 yılında çekişmeli olarak TMK’nun 166/1 maddesine dayalı olarak boşandıkları, boşanma neticesinde müşterek çocuklardan 2002 doğumlu Sezgi’nin velayetinin davacı anneye verildiği ve müşterek çocuk lehine aylık 350 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, yine davalı lehine ise aylık 600 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği ve söz konusu boşanma kararının 25.04.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar; mahkemece, davalının çalışmadığı ve sabit gelirinin bulunmadığı, davacının ise emekli mali müşavir olduğu,sabit geliri ve çalışma imkanının bulunduğu, enflasyon oranı, aradan geçen süre zarfında paranın alım gücündeki düşüş ile hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde nafakalanın indirilmesini gerektirir bir durum bulunmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş ise de; dosya kapsamında yer alan ve taraflar arasında görülen...4.Aile Mahkemesi’nin 2015/349 Esas 2016/452 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde, taraflarının aynı olduğu ve davanın yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkin olduğu,mahkemece yapılan yargılama neticesinde ise davanın kabulü ile dava tarihi olan 13.07.2015 tarihinden itibaren davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verildiği ve söz konusu dava dosyasının henüz kesinleşmemiş olduğu anlaşılmaktadır.
Eldeki davada,...4.Aile Mahkemesi’nin 2015/349 Esas 2016/452 Karar sayılı dava dosyasının iş bu dava dosyası ile ilintili olduğu dikkate alınmak suretiyle söz konusu dava dosyasının kesinleşmesinin bekletici mesele yapılması gerekirken, mahkemece bu husus gözetilmeden hüküm tesisi yoluna gidilmesi doğru görülmemiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve açıklamalar da dikkate alınmak suretiyle, eldeki dava dosyası ile ilintili olan...4.Aile Mahkemesi’nin 2015/349 Esas 2016/452 Karar sayılı dava dosyasının sonucunun bekletici mesele yapılması suretiyle, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle iştirak nafakasına yönelik temyiz istemlerinin reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.