11. Hukuk Dairesi 2015/6840 E. , 2016/3175 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada .... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 04/03/2015 tarih ve 2014/499-2015/201 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 22/03/2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı ile 24.01.2013 tarihli antrepo sözleşmesi imzaladıklarını, ardiye ücretinin 0,30 Euro x ton x gün olarak belirlendiğini, sözleşmenin 21.11.2013 tarihine kadar bu şekilde uygulandığını, bu tarihten sonra müvekkilinin malları kendi deposunda muhafaza etmek istediğini, anılan tarih itibariyle davalı deposunda 105.724,34 kg mal bulunduğunu, antrepo bedelinin 12.053,25 (4.415 Euro) olduğunu, davalının ise kendilerinden 83.000 TL talep ettiğini, yapılan görüşmelerden sonuç alınamayınca üçüncü kişilerden yardım istendiğini, yapılan görüşmelerde borcun 50.000 TL"ye indirildiğini, davalının bu miktar ödenmeden malların teslim edilmeyeceğini belirtmesi üzerine 21.11.2013 tarihinde 50.000 TL ödeme yaptıklarını, 22.11.2013 tarihinde malların davacıya verildiğini, davacının zor durumundan yararlanılmak istendiğini ileri sürerek, 37.900 TL"nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ihtirazı kayıt öne sürmeden ödeme yapıldığını, gönderilen faturalara itiraz edilmediğini, antrepo ücreti ödenmeden önce herhangi bir ihtar veya ihbarda bulunulmadığını, davacının mallarının bir yıla yakın süre antrepoda kaldığını, 01.06.2013 tarihli yazı ile depoda bekleyen mallar için yeni fiyat tarifesinin bildirildiğini, davacının bu tarifeye itiraz etmediğini, 50.000 TL"den daha fazla ücrete hak kazandıklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, antrepo ücretine ilişkin faturaların davacı defterlerine kaydedildiği, ihtirazi kayıt öne sürülmeden ödeme yapıldığı, TBK"nın 78. maddesi uyarınca borçlanmadığı edimi kendi isteğiyle yerine getiren kimsenin, bunu ancak, kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat ederse geri isteyebileceği, davacının hataen kendisini borçlu zannederek ödeme yaptığını iddia etmediği gibi, bu hususu kabule yarar delil bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı vekili, davalı ile 24.01.2013 tarihli antrepo sözleşmesi imzalandığını, 21.11.2013 tarihinden sonra malları kendi depolarında muhafaza etmek istediklerini, davalının 83.000 TL antrepo ücreti talep ettiğini, yapılan görüşmeler ve araya giren üçüncü kişiler aracılığı ile ücretin 50.000 TL"na indirildiğini, malların paraya çevrilmemesinin yaratacağı ekonomik çöküntü hesaba katılıp, açılacak davanın da uzun sürecek olması nedeniyle, zor durumda kalarak 3, 5 kat antrepo ücreti ödemek zorunda kaldıklarını ileri sürmüş, mahkemece ihtirazi kayıt öne sürülmeden ödeme yapıldığı, TBK"nun 78. maddesi uyarınca borçlanmadığı edimi kendi isteğiyle yerine getiren kimsenin, bunu ancak, kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat ederse geri isteyebileceği, davacının hataen kendisini borçlu zannederek ödeme yaptığını iddia etmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
TBK"nın 28. maddesi “Bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir. “ hükmünü haizdir.
Gabin, tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde, taraflardan birisinin diğer tarafın müzayaka halinden (zor durumda, sıkıntı ve darlık içinde kalmasından), tecrübesizliğinden veya hiffetinden (düşüncesizlik ve uçarılık) yararlanmak suretiyle aşırı bir menfaat elde etmesi, edimler arası bir dengesizlik yaratması demektir. (Burcu Kalkan, Türk Hukukun Gabin, İst. Ocak 2004, Sahife 51), "Gabin, dar ve zor durumda kalmalarından ötürü sözleşme yapmaya sürüklenmiş kişileri korumak ve zayıfı güçlüye ezdirmemek için daha çok sosyal amaçlarla kabul edilmiş bir müessesedir. (Prof. Dr. Fikret Eren, Borçlar Hukuk Genel Hükümler, 6.bas.Sh.388, M.Reşit Karahasan, Türk Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, 2003, Cilt 1.Sahife 297)
Gabinin biri objektif diğeri de subjektif olmak üzere iki koşulu bulunmaktadır. Bir sözleşmenin edimleri arasındaki aşırı oransızlık objektif unsuru oluşturmaktadır. Aşırı oransızlığın karşı tarafın özel durumundan yani müzayaka veya hiffeti ya da tecrübesizliğinden bilerek yararlanması sonucu doğması gerekir ki buna da subjektif şart denmektedir.
Somut olayda, davacı taraf, davalının zor durumlarından faydalanarak aşırı menfaat temin ettiğini ileri sürmüş olup, davacının talebi itibariyle uyuşmazlığa TBK"nun 28. maddesindeki gabin hükümlerinin uygulanması gerekir.
Bu itibarla, mahkeme dava konusu olayda gabinin subjektif ve objektif unsurlarının oluşup oluşmadığı değerlendirilerek, neticesine göre bir karar vermek gerekirken, yanılgılı değerlendirmelerle dava konusu olayda uygulanma imkanı olmayan TBK"nın 78. maddesi uyarınca davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 22/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.