4. Hukuk Dairesi 2014/11225 E. , 2014/11662 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... (Öğmen) vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 01/03/2011 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 25/02/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, kişilik haklarına saldırı nedeni ile manevi tazminat ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin bir bölümü kabul edilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, resmi nikahlı eşinin davalı ile kendisini aldattığını, davalının kendisi ile evli olduğunu bildiği halde eşi ile ilişkiye girip çocuk sahibi olmasının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu iddia ederek uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı, davacının eşi ile olan ilişkisinin davacının eşinden fiilen ayrılmasından sonra başladığını, davanın zamanaşımına uğradığını beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davalının davacının eşi ile evli olduğunu bildiği halde birlikte olma eylemi nedeni ile davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığı kabul edilerek istemin bir bölümünün ödetilmesine karar verilmiştir.
Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden, davacı ile dava dışı eşi arasında ... 1. Aile Mahkemesi"nin 2009/866 Esas ve 2012/64 Karar sayılı dava dosyası ile görülen bir boşanma davasının bulunduğu anlaşılmaktadır. Davanın 28/02/2012 tarihinde karara çıktığı, davacının eşinin sadakatsizliği ve bir başka kadınla birlikte olması nedeniyle ağır kusurlu olduğu kabul edilerek davacıya 200.000 TL manevi tazminat ödemesine karar verildiği ve Yargıtay 2. Hukuk Dairesi"nin 21/03/2013 tarih ve 2012/20573 Esas ve 2013/7758 Karar sayılı bozma ilamı ile davacı yararına takdir edilen manevi tazminat miktarının fazla olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verildiği görülmektedir. ... 1. Aile Mahkemesi ise; önceki kararında direnmiş olup dosya halen temyiz aşamasında olduğundan karar kesinleşmemiştir.
Davalının, davacının resmi nikahlı eşi ile evli olduğu süre içinde duygusal ve cinsel birliktelik kurduğu, eşin davacıya karşı sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, davalının da eşin eylemine bilerek iştirak ederek davacının zarar görmesine neden olduğu anlaşılmaktadır.
BK"nın 50 ve 51. maddelerinde haksız eylemin ve bunun sonucunda doğan zararın birden fazla kişi tarafından meydana getirilmesi durumunda zarar görenin dilediği takdirde eyleme katılanların birisinden, birkaçından veyahut tamamından zincirleme olarak sorumlu tutulmalarını isteme hakkına sahip bulunduğu düzenleme altına alınmıştır. Aynı hüküm 6098 sayılı yeni Türk Borçlar Kanunu"nun 61. maddesinde de tekrar edilmiştir.
Davacının eşi, davacıdan boşanmalarına karar verilen mahkeme ilamı ile sadakatsiz tutum ve davranışları nedeni ile 200.000 TL manevi tazminat ödemeye mahkum edilmiştir. Şu durumda, davalı ile dava dışı eşin birlikte neden oldukları zarar nedeni ile davacı yararına 200.000 TL manevi tazminat ödetilmesine karar verilmiş olup, her ne kadar hüküm henüz kesinleşmemiş ise de; davacı lehine Asliye Hukuk Mahkemesi"nce verilecek karar ile yeniden manevi tazminat takdir edilme ihtimali olduğu anlaşılmaktadır. Konusu ve hukuki sebebi aynı olan eldeki davada hüküm altına alınan tazminat tutarının boşanma davasında hüküm altına alınacak tazminat ile tahsilde tekerrür olmamak üzere ödetilmesi gerekir. Bu hususun gözetilmemiş olması doğru değil ise de; anılan yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6217 sayılı Kanun"un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438. maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmelidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) no"lu bentte gösterilen nedenlerle hüküm fıkrasının (1) no"lu bendinde yer alan "... 10.000,00 TL manevi tazminatın"" cümlesinden sonra gelmek üzere ... 1. Aile Mahkemesi"nde görülmekte olan boşanma davasında davacı ... Öğmen lehine hükmedilecek olan manevi tazminat tutarı ile tahsilde tekerrür olmamak üzere...” cümlesinin eklenmesine, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) no"lu bentte gösterilen nedenlerle reddi ile kararın düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 11/09/2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava, davacı ile evli olduğunu bildiği davacının eşi ile davalının duygusal ve cinsel ilişkiye girmek suretiyle davacı eşinin kişilik haklarına saldırıda bulunduğu iddiası ile davalı hakkında açılan tazminat davasıdır.
Davalı ile davacının eşi arasındaki duygusal ve cinsel ilişki, davacı yönünden Türk Medeni Kanunu"nda boşanma nedeni olarak kabul edilen "zina" fiilini oluşturur. Bu durumda davacı, Türk Medeni Kanunu"nun 185. maddesinde düzenlenen eşler arasındaki "birlikte yaşamak ve sadık kalmak" yükümlülüklerine aykırı davrandığından bahisle zina yapan kendi eşi hakkında Türk Medeni Kanunu"nun 161. maddesine dayanarak "zina" nedeniyle boşanma davası açabilir ve aynı yasanın 174/2 maddesine göre de manevi tazminat isteyebilir.
Türk Medeni Kanunu"nun 185. maddesindeki düzenleme anlamında davalının davacıya karşı "birlikte yaşamak ve sadık kalmak" yükümlülüğünün bulunmaması, davalının duygusal ve cinsel ilişki fiilinin tarafının davacı olmayıp, davacının eşi olması, "zina" fiilinin ceza yasalarımıza göre suç olmaktan ve dolayısıyla davalının fiilinden dolayı sanık veya hükümlü olmaması karşısında haksız fiillerde manevi tazminatı düzenleyen Borçlar Kanunu"nun 56. ve 58. maddelerindeki düzenlemeler ile Türk Medeni Kanunu"nun manevi tazminata ilişkin 174/2 maddesindeki düzenlemenin davalının eylemine uymaması, davalının eyleminin davacıya karşı saldırı oluşturabileceğine ve tazminat verilmesine dair başka hiç bir yasal düzenlemenin bulunmamasına, davaya konu eylemin bir tarafının da davacının eşi olmasına göre ortada yani davacı ile eyleme katılan eşi arasında bir aile bütünlüğünden bahsedilemeyeceği gibi, davalıyı da aile bütünlüğüne (ortada aile bütünlüğü kalmadığından) eylemi ile saldırıda bulunduğunun kabulünün mümkün olmamasına ve ayrıca aile bütünlüğüne saldırı ile ilgili yasalarımızda tazminatı gerektirir bir düzenleme bulunmamasına göre, davalı hakkında açılan davanın yasal dayanağı yoktur. Yasama organınca bu konuda yasal düzenleme yapılana kadar bu yönde açılan davalarda davalıyı sorumlu tutmak mümkün değildir. Bu anlamada davalının pasif davalı olma sıfatı bulunmadığından açılan davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Diğer yandan, davaya konu eylemden dolayı davalı ile davacının eşinin, davacıya karşı müteselsilen sorumlu kabul edilmeleri gerekir. Zira, iddia edilen eylem, en az iki kişinin birlikte hareketi ile meydana gelebilir. Bunun sonucu olarak davacı, kendisine karşı müteselsilen sorumlu olan kendi eşi hakkında bu eylemden dolayı, (geçimsizlik veya zina nedeniyle) boşanma davası açmadığı, manevi tazminat istemediği veya dava açıp, sonradan manevi tazminat isteğinden vazgeçtiği veya sadece kendi eşine karşı Türk Medeni Kanunu"nun 174/2 maddesine dayanarak manevi tazminat davası açıp manevi tazminat aldığı hallerde; Türk Medeni Kanunu"nun 161/3 maddesi gereğince kendisine karşı müteselsil sorumlu olan ve eylemin tarafı olan eşini affettiği kabul edileceğinden, eşten manevi tazminat alınan halde ise, manevi tazminatın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince davalıdan ayrıca manevi tazminat alınması mümkün olmadığından Borçlar Kanunu"nun 147/2. maddesi gereğince davalının sorumlu tutulması mümkün değildir.
Açıkladığım nedenlerle sayın çoğunluğun aksi yönündeki düşünce ve kararlarına katılmıyorum.11/09/2014