Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/21712
Karar No: 2017/2339
Karar Tarihi: 04.05.2017

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/21712 Esas 2017/2339 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/21712 E.  ,  2017/2339 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Mahkemece, resmi işlemde muvazaa iddiasının yazılı delille kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacının kayden maliki olduğu 3055 ada 3 parsel sayılı taşınmazın çıplak mülkiyetini davalı oğluna satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtmek gerekir ki, HMK."nun 33. maddesi hükmü uyarınca hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir.
    Nitekim, davacı ilk eşini kaybedip bakım karşılığı evlendiği ikinci eşinden de boşandığını, bu süreçre davalı oğlu ile dava dışı gelininin çekişmeli taşınmazın mülkiyetini devretmesi halinde tarafına ölünceye kadar bakmayı vaadederek birlikte oturup tüm ihtiyaçlarını gidereceklerine kendisini inandırdıklarını, bunun sonucunda dava konusu taşınmazın çıplak mülkiyetini satış suretiyle davalıya devrettiğini, aslında, işlemin bedelsiz yapıldığını, ancak davalı oğlu tarafından kandırıldığını, temlikin gerçekleştirilmesinden sonra da ortada bırakıldığını, oğlu ile gelininin kendisiyle ilgilenmedikleri gibi evinde bulunan tüm eşyalarını alarak gittiklerini ileri sürerek tapu iptali ve tescil isteğiyle eldeki davayı açmıştır.
    Bu durumda, iddianın açıklanan içeriği ve ileri sürülüş biçimi itibariyle, davacı tarafından hile (aldatma) hukuksal nedenine dayanıldığı açıktır.
    Bilindiği üzere; hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevketmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 36/1 maddesi (881 sayılı Borçlar Kanunu"nun 28/l maddesinde) açıklandığı üzere "Taraflardan biri, diğerinin aldatması sonucu bir sözleşme yapmışsa, yanılması esaslı olmasa bile, sözleşmeyle bağlı değildir.” Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
    Öte yandan, hile (aldatma) her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Hilenin (aldatma) öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, def"i yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
    Ne var ki, mahkemece yukarıda açıklanan ilke ve olguları kapsar biçimde bir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır.
    Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde araştırma ve soruşturma yapılması, tarafların iddiaları ile toplanmış ve toplanacak delillerinin değinilen ilkelere göre değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik incelemeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
    Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi