Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/14757
Karar No: 2018/24473
Karar Tarihi: 15.11.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2018/14757 Esas 2018/24473 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2018/14757 E.  ,  2018/24473 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... 6. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : DİSİPLİN CEZASI İPTALİ
    MAHKEMESİ : ... 18. İş Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin 17.05.2015 tarihinde yapılan ... son olağan genel kurulunda genel yönetim kurulu üyeliği ve genel teşkilatlanma sekreterliği görevine seçildiğini, görevinin bir sonraki olağan genel kurulun yapılacağı 2019 yılı Mayıs ayına kadar devam ettiğini, davacının görevine devam etmekteyken, genel yönetim kurulunun davacıya haber vermeden ve çağrı yapmadan 11.01.2018 tarihinde toplanarak “Genel teşkilatlanma sekreteri ..."in, sendikamız genel başkanı ... ile genel yönetim kurulu üyeleri hakkında asılsız ihbar, hakeret, iftira vb. yalan beyanlarda bulunması, eylemleri nedeniyle gerekli soruşturma ve işlemleri yapmak üzere sendikamız ana tüzük çerçevesinde genel disiplin kuruluna sevkedilmesine, gerekli işlemleri yapmak üzere genel disiplin kurulunun toplantıya çağrılmasına” ilişkin 355 sayılı kararı aldıklarını yönetim kurulunun bu karar üzerine son derece hızlı toplanarak 12.01.2018 tarih ve 4 nolu kararı alarak genel başkan ve genel yönetim kurulu üyelerine yönelik iftira, tahkir, hakaret ve asılsız ihbarda bulunma olaylarıyla ilgili savunmasını vermek üzere 22.01.2018 tarihinde hazır bulunmasına veyahut aynı tarihe kadar yazılı savunmasını sendikanın genel disiplin kuruluna ulaştırmasına karar verdiğini, davacının savunma talep yazısına ulaşması üzerine 22.01.2018 tarihinde yazılı savunmasını verdiğini, sendika genel disiplin kurulunun 23.01.2018 tarihli ve 5 sayılı kararı ile davacının yürütmekte olduğu genel yönetim kurulu üyeliği ve genel teşkilatlanma sekreterliği görevlerinden uzaklaştırılmasına karar verdiğini, bu kararla davacının herhangi bir süre sınırlaması olmaksızın süresiz olarak genel yönetim kurulu üyeliği ve genel teşkilatlanma sekreterliği görevlerinden uzaklaştırıldığını, Yargıtay kararlarına göre bu şekilde görevden uzaklaştırmaların üyelikten çıkarma niteliğinde olduğunu ve davalı sendikanın tüzüğüne aykırılık oluşturduğunu, zira üyelikten çıkarma kararı alma yetkisinin genel kurula ait olduğunu, davacının görev süresinin bitmesine 1 yıl 4 aylık sürenin bulunduğunu, Sendikalar Yasası ve davalı sendika tüzüğüne açıkça aykırı olan dava konusu karar nedeniyle davacının telafisi imkansız zarara uğramasının kaçınılmaz olduğunu belirterek davalı sendika genel disiplin kurulunun 23.01.2018 tarih ve 5 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu :
    İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davalı istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
    Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Temyiz Başvurusu:
    Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı davalı temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
    Gerekçe:
    Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36’ncı maddesi uyarınca, “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.”
    Ayrıca ülkemizin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 6’ncı maddesinde adil yargılanma hakkı ayrıntılı şekilde yer almış olup, gerek Anayasa gerekse AİHS düzenlemelerine koşut olarak da 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 27’nci maddesinde hukuki dinlenilme hakkı düzenlenmiştir.
    6100 sayılı HMK"nun 27’nci maddesi uyarınca;
    "(1) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.
    (2) Bu hak;
    a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını,
    b) Açıklama ve ispat hakkını,
    c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini,
    içerir".
    Hukuki dinlenilme hakkı çoğunlukla "iddia ve savunma hakkı" olarak bilinmektedir. Ancak bu hak iddia ve savunma hakkı kavramına göre daha geniş ve üst bir kavramdır.

    Hakkın temel unsurları maddede tek tek belirtilmiş, böylece uygulamada bu temel yargısal hak konusundaki tereddütlerin önüne geçilmesi amaçlanmıştır.
    Bunlardan ilki “bilgilenme hakkı” dır. Bu çerçevede, öncelikle tarafların gerek yargı organlarınca gerek karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur.
    Bu hakkın ikinci unsuru, “açıklama ve ispat hakkı”dır. Taraflar, yargılamayla ilgili açıklamada bulunma, bu çerçevede iddia ve savunmalarını ileri sürme ve ispat etme hakkına sahiptirler. Her iki taraf da bu haktan eşit şekilde yararlanırlar. Bu durum "silahların eşitliği ilkesi" olarak da ifade edilmektedir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) adil yargılanma hakkını düzenleyen 6’ncı maddesinin birinci bendinin ilk cümlesinde yer alan silahların eşitliği ilkesi, yine AİHS’ne göre, mahkeme önünde sahip olunan hak ve vecibeler bakımından taraflar arasında tam bir eşitliğin bulunması ve bu dengenin bütün yargılama boyunca korunmasıdır. Başka bir deyişle, silahların eşitliği ilkesi, davanın taraflarından birini diğeri karşısında avantajsız bir duruma düşürmeyecek şekilde her iki tarafın deliller de dâhil olmak üzere, iddia ve savunmasını ortaya koymak için makul bir olanağa sahip olması, tarafların denge içinde olması demektir. Söz konusu ilke tarafların usulüne uygun olarak mahkemenin önüne gelmelerini sağlayan tebligat işlemi açısından da önemlidir. Çünkü ancak hukuka uygun bir usulde gerçekleşen tebligat üzerine, durumdan haberdar olan taraflar iddia ve savunmalarını eşit şekilde yapabileceklerdir.
    Hukuki dinlenilme hakkının üçüncü unsuru, “tarafların iddia ve savunmalarını yargı organlarının tam olarak dikkate alıp değerlendirmesi”dir. Bu değerlendirmenin de karar gerekçesinde yapılması gerekir.
    Bu genel açıklamalar ışığında temyiz itirazlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Somut uyuşmazlıkta, davalı sendika disiplin kurulunun dava konusu 23.01.2018 tarih ve 5 sayılı kararı ile sendika genel teşkilatlanma sekreteri olan davacı hakkında görevden uzaklaştırma kararı verilmiş, davacı da bu kararın iptalini talep etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince ilk duruşmada dava kabul edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Öncelikle belirtmek gerekir ki, her ne kadar ilk derece mahkemesince, sendika disiplin kurulu tarafından verilen kararın üyelikten çıkarma niteliğinde olduğu, bu kararın da genel kurul tarafından verilmesi gerektiği gerekçesiyle dava kabul edilmişse de, sendika tüzüğünün 25. maddesinde ayrıca düzenlenen görevden uzaklaştırma cezası, üyelikten çıkarma cezasından farklı nitelikte olduğundan, mahkemenin gerekçesi bu yönü itibariyle isabetli değildir.
    Diğer taraftan, somut olayda davalı tanık deliline dayanmış ve cevap dilekçesinde de tanıklarının isimlerini bildirerek ilk duruşmada tanıklarının dinlenilmesini talep etmiştir. Davalının bildirmiş olduğu tanıklarının mahkemece usulüne uygun şekilde dinlenilmemesi “açıklama ve ispat hakkı” bağlamında hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğindedir.
    Açıklanan maddi ve hukuki olgular ışığında, mahkemece taraflarca bildirilen tanıklar usulüne uygun şekilde dinlenildikten ve yine taraflarca kanuni süresinde bildirilen diğer deliller toplanıldıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekmektedir.
    Anılan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme sonucunda İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde hüküm tesisi ve bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi kararı hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    Sonuç:
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, bozma sebebine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi