Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2006/1-83
Karar No: 2006/143
Karar Tarihi: 05.04.2006

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2006/1-83 Esas 2006/143 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Tapu iptal ve tescil davasıyla ilgili olarak davalıya satılan taşınmazın yanlışlıkla tapu kaydının yapıldığı ve hata sebebiyle tapudaki kaydının iptal edilerek davacı adına tescil edilmesi istenmiştir. Davalı hak düşürücü sürenin geçtiğini savunmuş ve dava reddedilmiştir. Hukuk Genel Kurulu ise hatanın bir yıl içerisinde düzeltilebilmesi için verilen hak düşürücü süresinin geçirildiği gerekçesiyle davanın reddedilmesi gerektiğini belirtmiştir. Kararda Borçlar Kanunu'nun 23 ve 31. maddelerine dikkat çekilmiştir. Hatanın neticesinin taliki şarta bağlı sıhhattir ve hataya duçar olan tarafın bir sene zarfında süreyi kullanılması gerektiği belirtilmiştir. Borçlar Kanunu'nun 31. maddesinde öngörülen sürenin, bir hak düşürücü süre olduğu ifade edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu 2006/1-83 E., 2006/143 K.

Hukuk Genel Kurulu 2006/1-83 E., 2006/143 K.

  • HATA
  • 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 23 ]
  • 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 31 ]
  • "İçtihat Metni"

    Hukuk Genel Kurulu E: 2006/1-83 K: 2006/143 T: 05.04.2006

    Taraflar arasındaki "tapu iptafi ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Balıkesir Birinci Asİîye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 13.12.2004 gün ve 520-996 sayıfı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Birinci Hukuk Dairesinin 24.03.2005 gün ve 3282-3475 sayılı ilamı ile (... Dava, hata hukuksal nedenine dayalı iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiştir.

    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacının maliki bulunduğu 1688 parse! sayılı taşınmazı 05.02.2002 tarihinde satış yoluyla temlik ettiği davanın ise 13.06.2003 tarihinde Borçlar Kanunu"nun 31. maddesinde yazılı hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı anlaşılmaktadır.

    Hal böyle olunca; davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddedilmesi gerekirken kabulü yönünde karar verilmesi doğru değildir...)

    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    Temyiz Eden: Davalı vekili

    Hukuk Genel Kurulu"nca İncelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

    Dava, hata hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

    Davacı Meliha vekili 13.06.2003 tarihli dava dilekçesinde; müvekkilinin kayden malik olduğu bahçeli kargir ve kerpiç ev niteliğindeki 1688 parsel sayılı taşınmazı, 05.06.2002 tarihinde satış suretiyle davalıya temlik ettiğini, satışı tasarlanan ve pazarlığı yapılan taşınmazın 1687 parsel olmasına rağmen, hata sonucu tapuda 1688 numaralı parselin devir ve temlikinin yapıldığını; müvekkilinin bu durumu, davalının zemin tespiti yaptırmasından sonra öğrendiğini ileri sürerek, 1688 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

    Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında pazarlığı yapılan ve temlike konu edilen yerin 1688 parsel olduğunu, 1687 parsel sayılı taşınmaz davacı adına kayıtlı bulunmadığından satışa konu edilemeyeceğini, ayrıca temlik tarihi ile dava tarihi arasında bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

    Mahkemenin "davacının, satış akdinin konusunda hata ettiği ve arsa niteliğindeki 1687 numaralı parsel yerine, tapuda 1688 numaralı parseli davalıya devir ve temlik ettiğinin anlaşıldığı" gerekçesiyle "davanın kabulüne" dair verdiği karar, Özel Daire"ce yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; Yerel Mahkemece, "davalının zemin tespiti yaptırması nedeniyle hatanın 14.11.2002 tarihinden sonra anlaşıldığı, bu itibarla 13.06.2003 dava tarihi itibariyle bir yıllık hak düşürücü sprenin geçmediği" gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

    Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, görülmekte olan davanın Borçlar Kanunu"nun 31. maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığr noktasında toplanmaktadır.

    İrade ile beyan arasında gayri kasti uygunsuzluk hallerinden olan hatanın hukuki neticesi, akit yapılırken esaslı hataya duçar olan tarafın, Borçlar Kanunu"nun 23. maddesine tevfikan, o akit ile ilzam olunmaması keyfiyetidir. Hata ancak, hakikatte istenilmemiş olan bir şeyin istenilmiş gibi beyan edilmiş olmasına bir sebep teşkil eder.

    Hemen belirtilmelidir ki, hata ile malul olan akit, hataya duçar olan tarafı ilzam etmez ise de; hata ile mülzem olmayan taraf bu akdi ifa etmemek hakkındaki kararını diğer tarafa beyan yahut verdiği şeyi istirdat etmeksizin bir seneyi geçirir ise, akde icazet verilmiş nazarıyla bakılır. Bu mehil, hatanın anlaşıldığı tarihten itibaren cereyan eder(BK m.31).

    Buna göre hatanın neticesi, taliki şarta bağlı sıhhattir ve hata edene tanınan inşai hakkın, bir sene zarfında kullanılması gerekir.

    Borçlar Kanunu"nun 31. maddesinde öngörülen süre, akdi iptal hakkı bir alacak olmadığı cihetle, bir zamanaşımı süresi değil, yenilik doğuran diğer haklar için tayin edilen süreler gibi, bir hak düşürücü süredir.

    Somut olayda, davacının 1688 parsel sayılı taşınmazı "bahçeli kargir ve kerpiç ev" niteliği ile 05.06.2002 tarihinde davalıya bizzat satış yoluyla temlik ettiği ve davanın Borçlar Kanunu"nun 31. maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre geçirildikten sonra açıldığı, akit tablosu ve dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.

    Öte yandan; davacı tarafça, akdın konusunu teşkil eden asıl taşınmaz olduğu ileri sürülen 1687 parsel sayılı taşınmazın davacı adına tapuda kayıtlı olmadığı ve köyde adına kayıtlı başka taşınmaz da bulunmadığı belirlendiğine göre; öğrenme olgusunun temlik tarihinden sonraki bir zamanda gerçekleştiğinin kabulü olanaklı değildir.

    Hal böyle olunca; Mahkemece, davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddi gereğine işaret eden ve Hukuk Genel Kurulu"nca da benimsenen Özel Daire bozma karanna uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

    Sonuç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 05.04.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi