10. Hukuk Dairesi 2016/15790 E. , 2018/5724 K.
"İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, 2022 sayılı Yasa kapsamında bağlanan yaşlılık aylığının kesilmesi işleminin iptali ve yeniden aylık bağlanması ve genel sağlık sigortası prim borcu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüen karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Görev konusu, kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemelerce yargılamanın her aşamasında re’sen ele alınması gereken bir husustur.
İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemeler olup, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 106. maddesi ile mülga 1479 sayılı Kanunun 70. maddesinde ve 506 sayılı Kanunun 134. maddesinde, bu Kanunların uygulamasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde görüleceği, 5510 sayılı Kanun’un 101. maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir.
Öte yandan, 01.01.1977 tarihinde yürürlüğe giren 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz ... Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında 2022 sayılı Kanunun 2. maddesinde, anılan Kanunun 1 ve ek 1. maddelerinde öngörülen koşulların varlığı durumunda hak sahiplerine aylıkların Emekli Sandığı aracılığı ile bağlanacağı ve ödeneceği belirtilmiş; 3. maddesinde, bu aylıkların başlangıç tarihinin, ilgililerin Emekli Sandığına yapacakları yazılı başvurularını izleyen ay başı olduğu açıklanmıştır. 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanununun 1. maddesiyle; Maliye Bakanlığı’na bağlı olmak ve bu Kanunda yazılı emeklilik işlerini görmek üzere ...’da, tüzel kişiliğe sahip Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı kurulmuş ise de, 20.05.2006 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5502 sayılı ... Kanununun 43. maddesiyle, 5434 sayılı Kanunun bazı maddeleri yürürlükten kaldırılmış, devredilen kurumlar ve devre ilişkin hükümler içeren geçici 1. maddesiyle de, Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı, hiç bir işleme gerek kalmaksızın, bu Kanunun yürürlük tarihi itibarıyla, görevleri ile birlikte, 1. maddeye dayanılarak kurulan kamu tüzel kişiliğine sahip ...’na devredilmiştir.
Bu çerçevede, idari nitelikteki bir davanın hukuk mahkemesine açılması durumunda izlenecek sürece ilişkin olarak, 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanununda birbirini tamamlayan düzenlemeler yer almaktadır. 6100 sayılı Kanunun “dava şartları” başlığını taşıyan 114. maddesinde, yargı yolunun caiz olması durumu, dava koşulları arasında sıralanmış, “dava şartlarının incelenmesi” başlıklı 115. maddesinde, dava koşulu eksikliğini saptayan mahkemece davanın usulden reddine karar verileceği belirtilmiştir. Diğer taraftan 2577 sayılı Kanunun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlığını taşıyan 2. maddesinde; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve amaç yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları ile idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarar görenlerce açılan tam yargı davaları idari dava türleri olarak sıralanmış; “Görevli Olmayan Yerlere Başvurma” başlıklı 9. maddesinde; çözümlenmesi Danıştay’ın, idare ve vergi mahkemelerinin görevlerine girmesine karşın, adli yargı yerlerine açılmış bulunan davaların görev noktasından reddi durumunda, bu konudaki kararların kesinleşmesini izleyen günden itibaren (30) gün içinde görevli mahkemede dava açılabileceği, görevsiz yargı makamına başvuru tarihinin, Danıştay’a, idare ve vergi mahkemelerine başvurma tarihi olarak kabul edileceği, adli yargı yerlerine açılan ve görevsizlik sebebiyle reddedilen davalarda, görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra, anılan (30) günlük süre geçirilmiş olsa da, idari dava açılması için öngörülen süre henüz dolmamış ise bu süre içinde idari dava açılabileceği bildirilmiştir.
Aylık iptaline ilişkin kurum işleminin iptali ve yeniden aylık bağlanmasına ilişkin uyuşmazlığın çözümünde, ne 506 sayılı Kanun, ne 1479 sayılı Kanun ne de 5510 sayılı Kanun’un uygulama yeri bulunmamakta olup, yasal dayanağı 2022 sayılı Kanun hükümleri olan davaya konu uyuşmazlığın çözümünde idari yargı görevlidir. Bu durumda aylık iptali ve yeniden aylık bağlanmasına ilişkin talep yönünden tefrik kararı verilerek “Yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle usulden ret” kararı verilmesi, genel sağlık sigortası nedeniyle prim borcu bulunmadığına dair talep yönünden de idari yargı karar sonucunun bekletici mesele yapılması gerekirken yazılı biçimde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekilinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 07.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.