9. Hukuk Dairesi 2021/423 E. , 2021/7662 K.
"İçtihat Metni"BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 30. Hukuk Dairesi
AVUKAT ...
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 21. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı vekilince istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 06/04/2021 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına vekili Avukat ... ile karşı taraf adına vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı apartman yönetimi nezdinde 15.02.1989- 14.04.2017 arası çalıştığını, 30.01.2001 tarihine kadar asgari ücret ile çalıştığını, bu tarihten sonra elden 450,00 TL ödendiğini, ücretlerinin ödenmemesi üzerine iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini, yıllık izinlerini kullanamadığını, hafta sonlarında, dini ve milli bayramlarda ve resmi tatillerde de çalıştığını beyanla kıdem tazminatı, fazla mesai, yıllık izin ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti, asgari geçim indirimi ve ücret alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin feshine ilişkin hiçbir bildirimde bulunmadığını, davacının dava tarihi itibari ile davalı apartmanda oturduğunu ve hizmet vermeye devam ettiğini, 1989 yılında davalı apartmanda kapıcı olarak işe başladığını, 30.01.2001 tarihinde emekli olduğunu, o dönemdeki apartman yönetimi arasında yapılan anlaşma gereği davacıya kıdem tazminatının emekli olmadan bir yıl öncesinden başlamak kaydı ile çift maaş olarak ödendiğini, dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı vekilinin istinaf başvuru talebinin kabulü ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesine göre İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak davanın esası hakkında yeniden karar verilmiştir.
Temyiz:
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın kanuni gerektirici sebeplerine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında uyuşmazlık, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 59’uncu maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
İşçinin işyerindeki kıdemi 1 yılı doldurduğunda iznin hak edildiği tarihte yürürlükte olan Kanuna göre belirlenecek izin süresi kadar ücretli izin hakkı doğmaktadır. Ücretli izin hakkının ücret alacağına dönüşebilmesi için iş sözleşmesinin sona ermiş olması gerekir. 1475 sayılı ve 4857 sayılı Kanunlarda ücretli izin günleri farklı olarak belirlenmiştir. İş sözleşmesi sona erdiğinde iznin hak edildiği tarihte yürürlükte olan Kanuna göre belirlenecek kullandırılmayan izin günleri tespit edilip sözleşmenin sona erdiği tarihteki çıplak ücret üzerinden ücretli izin alacağı hesaplanmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta; davacı, davalıya ait işyerinde 15.02.1989-14.04.2017 tarihleri arasında 28 yıl 2 ay süre ile çalışmıştır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının yıllık ücretli izin alacağına esas izin günlerinin tamamı 4857 sayılı Yasaya göre ve fazladan belirlenmiştir. Oysa ki davacının çalışmasının bir kısmı 1475 sayılı Yasanın yürürlükte olduğu dönemde geçmiştir. Davacının çalıştığı süreler itibari ile 588 gün yıllık ücretli izin hakkı olduğu halde mahkemece çalışmanın tamamının 4857 sayılı Yasanın yürürlükte olduğu dönemde geçtiği kabul edilerek 614 gün yıllık ücretli izin hakkı bulunduğundan hareketle dava konusu alacağa hükmedilmesi isabetsizdir.
3-Somut olayda davacının aylık 450,00 TL dışında ücret alacağının ödenmediği iddiasından hareketle dava konusu ödemeyen ücret alacağının hesaplandığı anlaşılmış olup davacının fark ücret alacağının bulunduğu kabulünde isabetsizlik yoksa da söz konusu alacağın hesaplandığı 5 yıllık dönemde davacının aldığını ikrar ettiği aylık 450,00 TL’lik ücret miktarının toplamının 27.000,00 TL olacağı gözetilmeden davacının aldığını ikrar ettiği ücret miktarının 24.780,00 TL olduğu kabulü ile dava konusu ücret alacağının hesaplanması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4-Yönetici, İş Kanunu ve Yönetmeliğin uygulanması yönüyle işveren temsilcisidir. İş hukuku anlamında ortaya çıkabilecek idarî ve yargısal uyuşmazlıklarda yönetici işvereni temsil eder. Bu itibarla, kapıcının işveren hakkında açabileceği davanın kat maliki ya da maliklerine karşı açılması gerekmekte ise de, Yönetmelikten doğan bu temsil yetkisine göre davanın doğrudan yönetici hasım gösterilerek açılması da mümkündür. Ancak bu halde dahi hükmün doğrudan yönetici hakkında kurulması doğru değildir.
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun kat maliklerinin ve kat irtifakı sahiplerinin borçlarından olan ana gayrimenkulün genel giderlerine katılma borçlarını düzenleyen 20’nci maddesinde “Kat maliklerinden her biri aralarında başka türlü anlaşma olmadıkça: a) Kapıcı, kaloriferci, bahçıvan ve bekçi giderlerine ve bunlar için toplanacak avansa eşit olarak katılmakla yükümlüdür.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Buna göre aksine anlaşma olmadıkça tüm kat maliklerinin kapıcı giderlerinden eşit olarak sorumlu oldukları, mahkemece yönetim planının getirtilip kapıcı gideri konusunda ayrık bir düzenleme bulunup bulunmadığı incelenerek Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 20/a maddesi de dikkate alınmak suretiyle karar verilmelidir.
Eksik inceleme ve araştırma sonunda yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davalı yararına takdir edilen 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.04.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.