Esas No: 2022/5085
Karar No: 2022/6020
Karar Tarihi: 18.05.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/5085 Esas 2022/6020 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Bir üçüncü kişi icra mahkemesine başvurarak, taşınır rehninin satışının feshini talep etmişti. İlk mahkeme talebi kabul ederek satışın feshine karar vermişti, ancak alacaklı tarafından yapılan itiraz sonucu Bölge Adliye Mahkemesi ilk kararı reddederek satışın feshedilemeyeceği yönünde hüküm vermiştir. Bunun nedeni, İİK'nun 150/e maddesi uyarınca alacaklının ödeme emrinden itibaren altı aylık süre içinde taşınırların satışını isteme zorunluluğu olduğudur. Ancak, 7226 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesi uyarınca, dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri de dahil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; 13/3/2020 tarihinden başlayıp 15/6/2020 tarihine kadar durdurulmuştur. Bu nedenle, üçüncü kişinin satış istemi süresinde kalmıştır. Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararı hatalı olduğu gerekçesiyle karar temyiz edilmiş ve kararın bozulması yönünde bir karar verilmiştir. Kararda geçen kanun maddeler
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı-üçüncü kişi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Şikayetçi üçüncü kişi, icra mahkemesine başvurusunda, sair nedenlerle ihalenin feshi talebinde bulunduğu, ilk derece mahkemesince, şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verildiği, alacaklı tarafında istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, İİK'nun 150/e maddesi uyarınca alacaklının ödeme emrinin tebliğinden itibaren altı aylık süre içinde taşınırların satışını istemediği, bu haliyle ihalenin feshini isteyebilecek kişilerden olmadığı gerekçesi ile istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve şikayetin aktif husumet yokluğundan reddine karar verildiği görülmüştür.
İİK'nun 150/e maddesinin, ödeme emri tebliğ tarihi itibariyle yürürlükte olan hükmüne göre; "Alacaklı, taşınır rehnin satışını ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren 6 ay içinde, taşınmaz rehninin satışını da aynı tarihten itibaren 1 yıl içinde isteyebilir. Satış yukarıdaki fıkrada gösterilen müddetler içinde istenmez veya talep geri alınıp da bu müddetler içinde yenilenmez ise takip düşer. 78. maddenin ikinci fıkrası hükmü rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takipte de kıyasen uygulanır." Buna göre, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan icra takibinde, alacaklının ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren taşınırlar için 6 ay içinde satış isteme zorunluluğu vardır. İİK’nun 150/e maddesi son fıkrasının göndermesiyle kıyasen uygulanması gereken aynı Kanunun 78/2. maddesinde ise “İtiraz veya dava halinde bunların vukuundan hükmün katileşmesine kadar veya alacaklıyla borçlunun icra dairesinde taksit sözleşmeleri yapmaları halinde taksit sözleşmesinin ihlaline kadar geçen zaman hesaba katılmaz.” düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda, borçlu hakkında taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 07.01.2020 tarihinde tebliğ edildiği, 22.01.2020 tarihinde borçlunun takibe itiraz ettiği, icra müdürlüğünce takibin 22.01.2020 tarihinde durdurulduğu, bu kararın ise ... 12. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 21.07.2020 tarih ve 2020/243 E. - 2020/452 K. sayılı kararı ile iptal edildiği, şikayetçi üçüncü kişinin alacaklı olduğu takip dosyasından 15.09.2020 tarihinde satış avansı yatırırak satış talep ettiği görülmüştür. Yukarıdaki düzenleme dikkate alındığında takibin durması ile satış isteme süreleri işlemeyeceğinden, davacı üçüncü kişinin satış isteminin süresinde olduğunun kabulü gerekir.
Öte yandan, 25.3.2020 tarihinde kabul edilerek 26.03.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7226 sayılı Kanun’un Geçici maddeleri olup söz konusu Kanun’un Geçici 1. maddesi ile
“a) Dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim tarafından tayin edilen süreler ile arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki süreler 13/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden,
b) 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlarda belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim veya icra ve iflas daireleri tarafından tayin edilen süreler; nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere tüm icra ve iflas takipleri, taraf ve takip işlemleri, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınması, ihtiyati haciz kararlarının icra ve infazına ilişkin işlemler 22/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden, itibaren 30/4/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu Kanun’la belirtilen süreler 30.04.2020 tarihine kadar durdurulmuş olup, 30.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2480 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’na göre de, 7226 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen durma süresi 01.05.2020 (bu tarih dâhil) tarihinden 15.06.2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar uzatılmıştır.
Tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde; 7226 sayılı Kanun’la getirilen durma sürelerinin, İİK’nun 150/e maddesinde düzenlenen 6 aylık süreyi de kapsadığı, İİK’nun 150/e maddesinde belirtilen 6 ay içerisinde üçüncü kişi tarafından satış istendiği sonucuna varılmış olup, davacı üçüncü kişinin ihalenin feshi davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Bölge Adliye Mahkemesi’nce alacaklının istinaf istemlerinin esastan incelenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, temyiz olunan kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:
Davacı üçüncü kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 23.02.2022 tarih ve 2021/4313 E. - 2022/454 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 18/05/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.