20. Hukuk Dairesi 2017/10709 E. , 2019/2763 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 05/07/2012 tarihli ... 6. Asliye Mahkemesine sunduğu dava dilekçesiyle; müvekkilinin 30/04/2002 tarihinde, ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi 165 ada 9 sayılı parseli 119.800,00 Euro bedelle satın aldığı ancak daha sonra müvekkiline yapılan satışta kullanılan vekaletnamenin sahte olduğunun anlaşıldığını ve taşınmazın gerçek maliki tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası ile müvekkili adına olan tapu kaydının iptal edildiğini ve müvekkilinin bu şekilde uğradığı zarardan davalılar Hazine ve Belediyenin sorumlu belirterek şimdilik 100.000,00-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili isteğiyle dava açmıştır. Daha sonra 24/07/2013 tarihli harçlı ıslah dilekçesiyle tazminat isteğini toplamda 3.963.942,36-TL’ye yükseltmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı ... hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı Hazineye açılan davanın ise kabulüne ve 3.963.942,36-TL maddi tazminatın, 25/04/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, davalı Hazine vekilinin temyizi üzerine, hüküm Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 09/06/2014 tarih ve 2014/5447 E.- 2014/16434 K.sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “4721 sayılı TMK"nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi "Tapu Sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder. Devletin sorumluluğuna ilişkin davalar, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür." hükmünü içermekte olup, anılan yasa maddesindeki kesin yetki kuralı gereğince, davaya bakmaya, taşınmazın bulunduğu yer olan ... Mahkemesi yetkilidir. Bu durumda, mahkemece, yer itibariyle yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması, doğru görülmemiştir.” denilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, verilen bu kararın kesinleşmesi üzerine davacı vekilinin 13/11/2014 havale tarihli gönderme talepli dilekçesine istinaden dosya ... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir.
Dosya kendisine yetkisizlik kararı ile gelen ... Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davalı ... hakkındaki davanın pasif husumet
yokluğu nedeniyle reddine, davalı Hazineye açılan davanın ise kabulüne ve 3.963.942,36- TL maddi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekilinin 19/12/2016 gün ve 2015/7004-2016/12344 E. K sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle: "Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; mahkemece, dava konusu taşınmazın arsa mı yoksa arazi mi olduğu belirlenip bu konuda taraflara delillerini ibraz etmek üzere süre verildikten sonra, taşınmaz arsa vasfında ise emsal karşılaştırması yapılarak; arazi vasfında ise gelir metodu esas alınarak değerinin tespiti için mahallinde yapılacak keşif sonucu alınacak bilirkişi kurulu raporuna göre bedel belirlenmesi gerekirken, böyle bir değerlendirme yapmadan taşınmaza soyut ifadelerle taşınmazın bir kısmı hakkında bedel tespit eden rapora göre yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
O halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, mahkemece tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği 17.04.1998 gün ve 1996/3-1 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı ve Bakanlar Kurulunun 28.02.1983 gün ve 1983/6122 sayılı kararı gözetilmek suretiyle belirlenecek taşınmazın niteliği arsa olarak belirlenir ise, değerlendirme tarihi olan 25/04/2011 tarihinden önceki yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınmalı, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmeli, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihleri itibariyle, emsal alınacak taşınmazların ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulmalı, ayrıca dava konusu taşınmazların; imar planındaki konumu, imar planının ölçeği ve onaylama tarihi ile dava konusu taşınmazın emsallere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından re"sen belirlenen emlak vergisine esas metrekare değeri ilgili belediye başkanlığından ayrı ayrı sorularak ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtildikten sonra önceki bilirkişiler dışında yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılıp dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu taşınmazın değeri belirlenip oluşacak sonuca göre usuli kazanılmış haklar da gözetilerek bir karar verilmelidir.
Taşınmazın niteliği arazi olarak belirlenir ise, arazi niteliğinde bulunan dava konusu taşınmaza yönelik olarak, sulu olup olmadıkları, yerleşim alanlarına uzaklıkları, iklim şartları, arazinin toprak ve topoğrafik yapısı ve bölgesindeki konumu gözetilerek oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla çevrede yetiştirilen ürünlerin münavebesi, dekar başına ortalama verim, toptan satış fiyatı ve üretim maliyeti resmî verileri ilçe tarım müdürlüğünden getirtilmek suretiyle, taşınmaz üzerinde meyve ağaçları varsa ağaçların cinsleri de dikkate alınmak suretiyle elde edilen verilere uygun biçimde değerlendirme yapılarak tapu kapsamındaki taşınmazların değeri, tapu iptal kararının kesinleştiği 25/04/2011 tarihine göre hesaplanmalı, taşınmazların varsa mütemmim cüzleri, muhdesat ve sökülemeyen teferruatlarının değerleri bayındırlık birim fiyatları ve yıpranma oranları gözetilerek değerleme tarihine göre hesaplattırılmalı, bu şekilde tapusu iptal edilen taşınmazın zemin değeri, üzerindeki mütemmim cüz, muhdesat ve sökülemeyen teferruatları esas alınarak davacının gerçek zararı saptanıp ve usuli kazanılmış haklar gözetilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.” hususlarına değinilmiştir.
Bozma sonrası davacı 14/07/2017 tarihli ek dava dilekçesi ile asıl dosyada bozma ilamı sonrası alınan bilirkişi raporunda taşınmazın değerinin 25/04/2011 tarihi itibariyle 6.094,385,14 TL olarak belirlendiğini, bu miktardan asıl davada ıslah ile talep ettikleri 3.963.942,36 TL ile tazminat miktarı düşüldükten sonra kalan 2.130,442,78 TL"nin 25/04/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Hazineden tahsil edilmesi talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucu ;
A) Mahkememizin 2017/38 E. (2014/343 E.) sayılı dava dosyası bakımından;
Davacının davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile; davalı ... aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı Hazine aleyhine açılan davanın kabulü ile; 3.963.942,36.-TL"nin dava tarihi olan 20/07/2012 tarihinden itibaren
işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine,
B) Birleşen 2017/144 E. sayılı dava dosyası bakımından; davacının davasının kabulü ile; 2.130.442,78.-TL"nin birleşen dava tarihi olan 13/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapuda sahte vekaletnameyle işlem yapılması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Tazminat isteğine dayanak ... mahallesi, 165 ada 9 parsel sayılı 15.146,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tapuda “Zeytinli Tarla” vasfıyla ... adına kayıtlı iken, sahte vekaletname kullanılarak 30/04/2002 tarih, 839 yevmiye numarasıyla davacı ... adına tapuya tescil edilmiş, daha sonra ... tarafından açılan tapu iptali ve tescil istemli dava nedeniyle ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 31/12/2009 tarih ve 2003/146 E. – 2009/245 K. sayılı kararıyla, 165 ada 9 parsel sayılı taşınmazın ... adına olan tapu kaydının iptali ile taşınmazın ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, verilen bu karar Yargıtay denetiminden geçerek 25/04/2011 tarihinde kesinleşmiştir.
Mahkmece bozma ilamna uyulmuşsa da bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki Dairemizin bozma kararında, yapılan araştırma sonucu tazminata konu taşınmazın niteliği arsa olarak belirlenir ise değerlendirme tarihi olan 25/04/2011 tarihinden önceki yakın zaman içinde satışı yapılan benzer nitelikteki taşınmazlarla emsal incelemesi ve kıyaslaması yöntemiyle değerin belirlenmesi gerektiğine değinilmiştir. Dosya kapsamından tazminata konu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu anlaşıldığına göre, değerlendirme tarihinden sonra 21.06.2011 tarihinde satışı yapılan 165 ada 45 nolu parselin emsal olarak kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirir.
O halde mahkemece 17.04.1998 gün ve 1996/3-1 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı ve Bakanlar Kurulunun 28.02.1983 gün ve 1983/6122 sayılı kararı ve Dairenin bozma kararı gözetilmek suretiyle değerlendirme tarihi olan 25/04/2011 tarihinden önceki yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışların bildirmeleri için taraflara imkan tanınarak, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmeli, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihleri itibariyle, emsal alınacak taşınmazların ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili belediye başkanlığı ve tapu müdürlüğünden sorulmalı, ayrıca dava konusu taşınmazların; imar planındaki konumu, imar planının ölçeği ve onaylama tarihi ile dava konusu taşınmazın emsallere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından re"sen belirlenen emlak vergisine esas metrekare değeri ilgili belediye başkanlığından ayrı ayrı sorularak ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtildikten sonra dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu taşınmazın değeri belirlenip oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 18/04/2019 günü oy birliği ile karar verildi.