4. Hukuk Dairesi 2014/5435 E. , 2014/9432 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 03/12/2013
NUMARASI : 2013/253-2013/584
Davacı T.. T.. vekili Avukat F. İ.. tarafından, davalılar F.. A.. vdl aleyhine 01/12/2009 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 03/12/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılardan F.. A.. vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalılardan F.. A.."nın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalılardan F.. A.."nın diğer temyiz itirazlarına gelince; dava, yayın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılardan F.. A.. tarafından temyiz olunmuştur.
Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun (hak ve nasfetle) karar vereceği Medeni Yasa"nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Dava konusu olayda; güncel konularda ve kamusal yarar çerçevesinde bulunan dava konusu yazıda, sadece düşünsel bağlılığın aşılmış bulunması ve yukarıda gösterilen ilkeler göz önünde tutulduğunda takdir edilen manevi tazminat miktarı fazladır. Mahkemece, daha ılımlı düzeyde manevi tazminat takdir edilmesi gerekir. Karar, açıklanan nedenle yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenle davalılardan F.. A.. yararına BOZULMASINA; öteki temyiz itirazlarının ise (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 09/06/2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacı ve davalı F.. A.. basın mensubu olan kişilerdir.
Davalı F.. A.., davacı T.. T.."nun "İstanbul da kadın olmak" adli ödüllü projeye katılması ve proje ile ilgili gelişmeler üzerine (2) adet köşe yazısını kaleme almıştır.
Davalının, yazılarında bahsi geçen "Sözde gazeteci" "kurt gibi saldıran" "suçlu psikolojisi ile davranan" sözleri kişilik haklarına saldırı oluşturmaz. Zira, bu sözler her ikiside basın mensubu olan kişilerin basın mensubu olarak yaptıkları işler ve kaleme aldıkları yazılarından dolayı eleştiri ve düşünce açıklaması mahiyetinde olan yazılardır. "Onlar şerefli biz şerefsiz" sözleri ise davalı köşe yazarının kendisine yönelik söylenen değerlendirmelere ilişkin olup, davacıya "şerefsiz" denmemiştir. Dolayısıyla dava konusu yazılarda kullanılan sözler eleştiri düşünce açıklaması mahiyetinde olup, kişilik haklarına saldırı oluşturmaz. Basının toplumu aydınlatma bilgilendirme görevi çerçevesinde değerlendirmesi gerekir.
Bu nedenlerle, yerel mahkemenin ilk kararı doğru olmakla birlikte Dairemizin benim katılmadığım heyet tarafından "saldırı vardır" gerekçesi ile kararı bozması üzerine davanın kısmen kabulüne karar vermesi doğru değildir.
Sayın çoğunluğun aksi yöndeki düşünce ve kararlarına katılmıyorum. 09/06/2014