Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/2855
Karar No: 2014/6637
Karar Tarihi: 30.04.2014

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/2855 Esas 2014/6637 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2014/2855 E.  ,  2014/6637 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İZMİR 1.TÜKETİCİ MAHKEMESİ
    TARİHİ : 22/05/2012
    NUMARASI : 2011/950-2012/361

    Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Davacı vekili, davalının atıksu abonesi olduğunu, atıksu bedelini ödemediğini, müvekkili kurumun alacağını tahsil etmek amacıyla davalı aleyhine İzmir 7.İcra Müdürlüğünün 2010/11072 sayılı icra dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının borca itiraz ederek icra takibini durdurduğunu, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhine % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, İzmir 2.İdare Mahkemesi"nin 01.01.2004 tarihine kadar olan atıksu bedellerinin iptaline dair kararın mahkemece benimsendiği gerekçesiyle, davacının davası sabit olmadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı İZSU idaresi, 3905 sayılı yasa ile değişik 2560 sayılı yasa gereği kurulmuştur. İzmir"de kullanma suyu ve atıksular için tesisler kurmak tarifeler hazırlamak ve bu sular için para tahsil etmek görev ve yetkisiyle donatılmış bu yetkiler adı geçen idarenin tekeline verilmiştir. Her abonenin kullandığı kadar atıksu ürettiği kuşkusuzdur. 2560 sayılı yasasının 6/f 11/e, 13/a ve 23.maddelerine göre davacı idaresinin atıksuların boşaltılmasından, tarifeler yapıp ücret tahsil etmeye yetkili olduğu anlaşılmaktadır. Atıksu bedeli, ücret niteliğindedir.
    Davacı idare tesis amacını gerçekleştirmek için halkın, mahalli ve müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan mahalli bir kamu tüzel kişiliğidir. Müstakil bütçeli kamu idareleri organları vasıtasıyla iradelerini açıklarlar. Davacı idarenin davalı ile sözleşme yapması yasadan doğan bir yetki kullanımıdır.
    İZSU Tarifeler Yönetmeliğine göre alınan atıksu bedelinin vergi, resim harç ve benzeri yükümlülük olup olmadığının da incelenmesi gerekmektedir. Bilindiği gibi vergi, kamu giderlerini karşılamak amacıyla yasalarla gerçek ve tüzel kişilerden mali güçlerine göre istenen bir yükümlülüktür. Vergi belirli bir hizmetten doğrudan yararlanma karşılığı olmayıp, tüm kamu hizmetleri için yapılan giderlere ortak katılma payını ifade eder. Harç, fertlerin özel menfaatlerine ilişkin olarak kamu kurumları ve hizmetlerinden yararlanması karşılığında yaptıkları ödemelerdir. Kişilerin kendi lehine kamu eliyle özel bir yarar sağlanması harcın önemli bir vasfını teşkil eder. Resim ise harca benzer bir biçimde, devlet dairelerinde kamu kuruluşlarında görülen hizmetin ve yapılan giderlerin karşılığında yalnız o işle ilgili olarak gerçek ve tüzel kişilerden sağlanan gelirlerdir. Vergi, resim, harç benzeri mali yükümlülük ise kişilerden kimi kamu hizmetleri karşılığında ya da bir hizmet karşılığı olmaksızın kamu gücüne dayanılarak alınan paralardır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerinin ortak özellikleri kamu gücüne dayanılarak tek taraflı iradeyle alınmaları gereğinde zorla alınmaları ve yasayla konulmalarıdır.
    Atıksu bedeli ise, bir tarifeye ve abonman sözleşmesine dayanılarak alınmaktadır. Başka bir anlatımla kişi ile idare arasında abonman sözleşmesi ilişkisi doğmakta, idare bu ilişkiden sonra yürürlükte olan tarifeler uyarınca ücret tahakkuk ettirmektedir. Ödemenin hukuksal dayanağı kamu gücüne değil tarifeye ve iki taraf arasında yapılan abonman sözleşmesine dayanmaktadır. İZSU ile davalı abone arasındaki sözleşme daha ziyade iltihaki sözleşme tipine uymaktadır. Hizmetin tekel nitelikte olması ve çok kişiye götürülme zorunluluğu için çoğunlukla tip sözleşmeyle ve kişilerin bu sözleşmelere katılımıyla gerçekleşmesini zorunlu kılmaktadır. Nitekim Anayasa Mahkemesi 14.02.1991 gün esasa 1990/18, karar 1991/4 sayılı kararında atıksu bedelinin vergi, resim ve bunların benzeri olmadığını, istenen bedelin, özel hukuk ilişkisinden doğan iltihaki bir sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanan alacak olduğunu, atıksu bedelinin tahsiline olanak sağlayan 2560 sayılı yasanın 6/f , 11/e ve 13 maddelerinin Anayasanın 10 ve 73.maddelerine aykırı olmadığına karar verilmiştir.
    2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 3914 sayılı yasa ile değişik mükerrer 44 maddeleri ile getirilen Çevre Temizlik Vergisi, Belediyenin kamu gücüne dayanarak tahsil ettiği bir vergidir. Mükerrer 44/12 fıkrasına göre su ve kanalizasyon hizmetleri ayrı bir kanunla düzenlenmiş bulunan belediyelerde ise, atıksu bedelinin tahsiline ilişkin uygulama kendi kanunlarındaki hükümlere tabidir. Maliye Bakanlığının 08.01.1994 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan tebliğin 9.maddesinde de “halen atıksu bedeli almakta olan belediyelerce ayrıca bu vergi alınmayacaktır” denilmektedir. Tüm bu açıklamaların ışığı altında atıksu bedelinin çevre temizlik vergisi olmadığı özel hukuk ilişkisine dayalı olarak davacı İZSU idaresi tarafından davalı aboneden talep edilebileceği açıktır.
    Somut olayda, taraflarca 46 bağımsız bölüm için imzalanan 4060741 nolu 31.10.1990 tarihli Atıksu Abonelik Sözleşmesinin bulunduğu, bu aboneliğine ait 2001 yılı 3, 4, 6, 7, 8, 9, 10, 11.aylar, 2002 ve 2003 yılı tüm aylar, 2008 yılı 11., 12. aylara ait atıksu bedelinin ödenmediğinden bahisle davalı hakkında toplam 85.623,37 TL"nin tahsili amacıyla 17.09.2010 tarihinde icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun 04.10.2010 tarihinde 2003 Aralık ayı dahil olmak üzere bu tarihe kadar istenen tüm atıksu borcuna ve faizine itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
    Yargılama sırasında düzenlenen 20/04/2012 tarihli Bilirkişi raporunda 2 şekilde tespit yapılmıştır. Bunlardan ilkinde; davalının 01/01/2004 tarihinden önceki döneme ait atıksu bedellerinden sorumlu olduğunun kabulü halinde, davalının davacıya olan asıl borcunun 24.125,86 TL olduğu, işlemiş faiz borcunun 25.883,77 TL olduğu, KDV borcunun 4.659,08 TL olduğu, faizsiz alacak borcunun olmadığı tespit edilmiştir. İkincisinde davalının 01/01/2004 tarihinden önceki döneme ait atıksu bedellerinden sorumlu olmadığının kabulü halinde; davalının, hakkında yapılan icra takibine istinaden davacıya olan asıl borcunun 9.326,18 TL olduğu, işlemiş faiz borcunun 1.466,54 TL olduğu, KDV borcunun 263,98 TL olduğu, faizsiz alacak borcunun olmadığı tespit edilmiştir.
    Her ne kadar mahkemece, hüküm kurulurken İzmir 2.İdare Mahkemesi"nin 01.01.2004 tarihine kadar olan atıksu bedellerinin iptaline dair kararın benimsendiği ve bilirkişi raporundaki 2. tespit şekli dikkate alınmış ise de, gerekçeli kararda bahsi geçen İzmir 2.İdare Mahkemesi"nin kararı dosya içerisinde bulunmamaktadır. Ayrıca mahkemece bilirkişi raporundaki 2.tespit şekli belirlenmesine ve davalı borçlu tarafından 2008 yılı 11 ve 12.aylara ait bedele itiraz edilmemesine rağmen, karar gerekçesinde ve hüküm kısmında bu hususa değinilmemiştir.
    Yukarıda bahsi geçen yasal düzenlemeler ve İZSU Tarifeler Yönetmeliği gereğince davalı, davacı kurumun atıksu abonesi olması nedeniyle tahakkuk eden atıksu bedellerinden sorumludur. Mahkemece davalının sorumlu olduğu atıksu bedelinin tespiti için konusunda uzman üçlü bilirkişi heyetinden, davacı kurumun su akışını zamanında kesmemesi nedeniyle müterafik kusuru da dikkate alınıp değerlendirilerek, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli, hesaplama içeren Bilirkişi Raporu alınarak hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm kurulması gerekirken, mahkemece aksine düşüncelerle yasaların değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek, eksik araştırma ve inceleme sonucu yetersiz bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulması hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi