16. Hukuk Dairesi 2015/20046 E. , 2017/6805 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 340 ada 3 parsel sayılı 365,21 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve Hazineye ait 34000/36521 hisseye isabet eden 340 metrekarelik kısmın 2000 tarihinden itibaren davalı ...’ın fiili kullanımında bulunduğu, taşınmaz üzerindeki iki katlı evin Hazine hissesine isabet eden 108,01 metrekarelik kısmının 2000 yılında ... tarafından yapıldığı şerhi yazılarak arsa vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ... taşınmazın bir bölümünün kendi kullanımında olduğunu ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne 340 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının iptali ile; dava konusu taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesine "iş bu taşınmazda Hazineye ait 34000/36521 hisseye isabet eden 07.07.2015 havale tarihli fen bilirkişisi..."ün krokili raporunda 3/A ile belirtilen ve 10807/36521 hisseye tekabül eden 108,07 metrekarelik kısım Mehmet oğlu ..."ın kullanımındadır. 3/B ile belirtilen ve 23193/36521 hisseye tekabül eden 231,93 metrekarelik kısım Yusuf oğlu ..."ın kullanımındadır. İş bu taşınmaz üzerindeki iki katlı evin, Hazine hissesine isabet eden 108,01 metrekarelik kısım 2000 yılında Yusuf oğlu ... tarafından yapılmıştır. Taşınmazın Hazine hissesine isabet eden kısmı 6831 sayılı Kanun"un 2/B maddesi gereği Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılmıştır." ibaresi eklenerek arsa niteliği ile hissesi nispetinde Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; dava 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun Ek-4 maddesi gereğince yapılan kadastro tespitine itiraza ilişkindir. 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasaya eklenen Ek-4/1. madde gereğince “6831 sayılı Orman Kanunu"nun 20.06.1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2"nci maddesi ile 23.09.1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05.06.1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2"nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanun"un 11"inci maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil…” edilir. Kadastro tespitine itiraz davalarında davalı sıfatı, tespit malikiyle birlikte var ise beyanlar hanesinde yararına zilyetlik veya muhdesat şerhi bulunan kişi ya da kişilere aittir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 17.02.2010 gün 2010/7-70 Esas, 2010/86 Karar sayılı kararında da değinildiği gibi, aleyhine dava açılanların davalı sıfatlarının bulunmaması halinde dava, sıfat yokluğundan (husumet yönünden) reddedilecektir. HMK"nın 119. maddesi gereğince dava dilekçesinde tarafların ve varsa temsilcilerinin ad ve adreslerinin bildirilmesi gerekmektedir. Bu bildirim esnasında yapılan yanlışlıklardan bazıları, davanın sıfat (husumet) yokluğundan reddi sonucunu doğurmayıp, hatanın giderilmesi davacının, davalının temsilcisinde yanılmış olması halinde olduğu gibi olanak dahilindedir. Somut olayda da Kadastro Müdürlüğünün davalı gösterilmesi ve Hazine vekili tarafından temsil edilmiş olmasının temsilcide yanılgı olarak değerlendirilmesi gerekir. Dava, tutanağın beyanlar hanesindeki şerhin iptali ile taşınmazın bir bölümünün davacı ...’ın kullanımında bulunduğu yönünde beyanlar hanesine şerh verilmesi istemi ile açılmış olup, davanın niteliğine göre, husumetin Hazine"ye yöneltilmesi gerekirken, dava dilekçesinde sadece Kadastro Müdürlüğü hasım gösterilmiştir. Dava dilekçesindeki anlatım ve istemden, dava edilmek istenenin aslında Kadastro Müdürlüğü değil, Hazine olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın sadece kadastro Müdürlüğüne yöneltildiğinden söz edilemez. Ortada belirgin biçimde temsilcide yanılgı hali vardır. O halde, mahkemece temsilcide yanılma hali re"sen gözetilerek, davanın tespit maliki Hazine"ye yönlendirilmesi için davacı yana olanak verilmeli, davanın Hazine"ye yaygınlaştırılması halinde davaya devam edilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeden yargılamaya devam ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 23.10.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.