3. Hukuk Dairesi 2014/7417 E. , 2014/6782 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 5.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/12/2010
NUMARASI : 2010/186-2010/444
Taraflar arasında görülen istirdat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkiline ait tesisle ilgili olarak İstanbul Defterdarlığı Avrupa Yakası Milli Emlak Daire Başkanlığınca 300.549,73 TL bedelli ecrimisil tahakkuk ettirildiğini, bunun üzerine müvekkilinin idareye başvurarak düzeltme talep ettiğini, talebinin reddi üzerine hem ihtirazi kayıtla davalıya ödeme yapıldığını hem de idare mahkemesinde iptal davası açtıklarını, yargılama sonunda iptal taleplerinin kabul edildiğini, ecrimisil işleminin iptal edildiğini, bu kararın kesinleştiğini belirterek; ödenen 300.549,73 TL"nin davalıdan istirdatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın ödemeyi banka hesabına yaptığını, iddia edildiğinin aksine ihtirazi kayıt ileri sürmediğini, ödeme tarihinden itibaren yasal faiz talep edilmesinin de yerinde olmadığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine, süresi içinde talep halinde dosyanın yüksek dereceli hukuk hakimi (hakeme) gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; istirdat istemine ilişkindir.
Temyize konu uyuşmazlık; taraflar arasındaki uyuşmazlığın tahkimde çözümlenip çözümlenmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Tahkim; bir hak üzerinde uyuşmazlığa düşmüş olan iki tarafın anlaşarak, bu uyuşmazlığın çözümlenmesini özel kişi veya kişilere bırakmaları ve uyuşmazlığın bu kişi veya kişiler tarafından incelenip karara bağlanmasıdır.
Kural olarak taraflar bir uyuşmazlığın çözümlenmesi için hakeme başvurmaya mecbur değildirler. Ancak bazı hallerde hakeme başvurmak zorunludur ki; buna zorunlu tahkim denilir. Tahkimin hangi hallerde zorunlu olduğu, özel bir kanun hükmüyle belirlenmiştir.
Mecburi tahkim hallerinden birinin düzenlendiği 3533 Sayılı Kanun"un 1. maddesinde; genel, katma ve özel bütçelerle yönetilen daireler ve belediyelerle, sermayesinin tamamı devlete veya belediyelere yahut özel idarelere ait olan daire ve müesseseler arasında çıkan uyuşmazlıklardan adalet mahkemelerinin görevi içinde bulunanların o kanunda yazılı tahkim usulüne göre çözümleneceği hükme bağlanmıştır.
Buna göre bir uyuşmazlığın 3533 sayılı Kanun çerçevesinde çözümlenebilmesi için, uyuşmazlığın, umumi, mülhak ve hususi bütçelerle idare edilen daireler ve belediyelerle sermayesinin tamamı devlete ve belediye veya hususi idarelere ait olan daire ve müesseler arasında çıkmış olması, adli yargının görev alanı içerisinde bulunması, uyuşmazlığın her iki tarafının da bu hükmün kapsamında yer alıyor olması gerekir. Aksi takdirde, davaya anılan kanun çerçevesinde bakılamaz.
Somut olayda her ne kadar; davacı İSKİ"nin bütçesinin tamamının Belediyeye ait kuruluş olduğu, davanın hazineye karşı açıldığı, davanın istirdat (alacak) talebi içerdiği, bu nevi davaların 3533 sayılı kanunun 1 ve 4 maddeleri hükümlerine göre Yüksek Dereceli Hukuk Hakimleri tarafından Hakem sıfatıyla görülmesi gerektiği gerekçesiyle mahkemece görevsizlik kararı verilmiş ise de; davacının, İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı, müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğine haiz bir kuruluş olduğu gözden kaçırılmıştır.
2560 Sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun"un 1. maddesinde; İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi"nin, İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı, müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğine haiz bir kuruluş olduğu açıkça düzenlenmiştir.
Diğer taraftan davacı, kamu hizmeti niteliğindeki çalışmalarını özel hukuk kuralları altında yapmaktadır. Dava ve karar tarihinde yürürlükte olan TTK’nın 18.maddesinde (6102 Sayılı TTK m.16) kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek ve ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve müesseselerin dahi tacir sayılacakları hükme bağlanmıştır.
Bu bağlamda davacının 2560 sayılı yasa kapsamında bir kamu kuruluşu olduğu, kamu hizmeti ifa ettiği ancak çalışmalarının özel hukuk hükümlerine bağlı olduğu ve tacir sıfatını taşıdığı anlaşılmakta olup, davada 3533 sayılı yasa hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmamakadır.
Katip:H.A (2704)
Karşılaştırıldı: AZ - MŞ
Karşılaştırıldı: HB - HH .../...
-3-
ESAS NO : 2014/7417
KARAR NO : 2014/6782
Hal böyle olunca mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak, işin esasına girilerek yargılamaya devam edilmesi, taraflardan delilleri sorularak gösterilecek delillerin toplanması, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre uyuşmazlığının esasına dair bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan
K. YÜKSEL
Üye
R. TUNÇ
Üye
N. ABACI UTKU
Üye
F. PINARCI
Üye
A. CAN
Katip:H.A (2704)
Karşılaştırıldı: AZ - MŞ
Karşılaştırıldı: HB - HH