3. Hukuk Dairesi 2014/3375 E. , 2014/6919 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÜYÜKÇEKMECE 3.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/02/2012
NUMARASI : 2011/135-2012/57
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; davalı idare tarafından müvekkili olan davacının kaçak elektrik kullandığı gerekçesi ile kaçak tahakkuku yapıldığını, davacının 28.903 TL kaçak elektrik bedelini ödediğini, ancak ceza mahkemesinde beraat ettiğini, bu nedenle de ödenen bedelin haksız olduğunu, ödenen bedelin tahsili amacı ile davalı aleyhine icra takibi yaptıklarını, davalının da bu takibe itirazda bulunduğunu beyan ederek, itirazın iptali ile inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; İcra Müdürlüğünün yetkisizliği nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davalı Elektrik İdaresinin aleyhine yapılan icra takibinde, hem borca, hem de icra dairesinin yetkisine itirazda bulunduğu görülmüştür.
Yargıtay"ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre, itirazın iptali davasını gören mahkeme, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyebilir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Başka bir ifadeyle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle tetkik merciinin yerine geçerek, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek, kesin olarak sonuçlandırmalıdır. (H.G.K. 28.03.2001 gün ve 2001/19-267-311 sayılı; H.G.K. 20.11.2002 gün ve 2002/19-900-994 sayılı kararları) Kaldı ki; itirazın iptali davasını görme yetkisi, takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir. O nedenle, mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerektiği doğaldır.
Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda; mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır.
İcra İflas Kanunu"nun 50.maddesi gereğince; "Para veya teminat borcu için takip hususunda HUMK.nun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur."
HMK"nın 6.maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının ikametgâhının bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı Kanunun 10.maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de dava açılabilir. Bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Öte yandan; yine aynı kanunun 17.maddesinde tarafların yetki sözleşmesi yapmak suretiyle yetkili olmayan bir mahkemenin yetkisini kabul edebilecekleri belirtilmiştir.
Tarafların sözleşmede yetkili mahkemeyi kararlaştırmış olmaları, HMK.nun 6.maddesi uyarınca genel yetkili olan ve 10. maddedeki kural gereğince özel yetkili bulunan mahkemelerin yetkilerini kaldırmaz. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. (Bkz. HGK. 05.11.2003, 2003/13-640-627 sayılı kararı).
Somut olayda, davanın tarafları arasında abone sözleşmesi bulunmakta olup, dava konusu uyuşmazlığın sözleşmeden kaynaklanmış bulunmasına göre, İİK. m. 50 dalaleti ile, HMK. m. 10 gereğince, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olacağı gözetilip, tarafların sözleşmenin yerine getirileceği yer hakkında açık ya da zımni isteğinin anlaşılamadığı hallerde, sözleşmenin yerine getirileceği yer BK."nun 73.maddesine göre belirlenir.
Davanın konusu sözleşmeden doğan bir para borcu olup, sözleşmede aksi kararlaştırılmamış ise, bu para borcu alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir.(BK.m. 73/1)
Öyle ise mahkemece, bu ilkeler gözetilerek, davacı alacaklının ikametgahı itibariyle Büyükçekmece İcra Müdürlüğü"nün yetkili olduğu ve böylelikle de ortada geçerli bir icra takibinin bulunduğu gözetilerek, işin esası hakkında yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.