3. Hukuk Dairesi 2018/1681 E. , 2018/10639 K.
"İçtihat Metni"Davacı ... ile davalı ... aralarındaki kişisel eşyanın iadesi davasına dair ... 1. Aile Mahkemesinden verilen 14/12/2015 günlü ve 2014/1407 E. - 2015/1752 K. sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 06.12.2017 günlü ve 2016/6995 E. - 2017/17096 K. sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalının hakaret ve baskılarla düğünde takılan ziynet eşyalarını elinden aldığını, altınların alındığı gece saat 04.00 sıralarında davalının ailesinin, davacının annesini arayarak kızını gelip almalarını söylediklerini, annesinin bu saatte gelemeyeceğini söylemesi üzerine, davalının annesinin davacının birkaç parça kıyafetini poşetin içine koyduğunu ve davalının babası ve kızkardeşinin davacıyı annesinin evine bıraktıklarını, davacı bırakıldığında yanında sadece 1 poşet kıyafeti olduğunu ileri sürerek, 3 adet 22 ayar 30 gram bileziğin, 1 adet saatin, 1 adet 14 ayar tek taş yüzüğün, 1 adet 14 ayar alyansın, 1 çift küpenin, 1 adet 22 ayar kolyenin, 25 adet çeyrek altının, 6 adet yarım altının, 1 adet 22 ayar 20 gram bileziğin, 1 adet 22 ayar 15 gram bileziğin aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL bedelinin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı; davalının ve ailesinin altınlarla ilgili herhangi bir talepleri olmadığını, davacının başkalarıyla mesajlaşması sebebiyle taraflar arasında çıkan kavga sonucunda davacının ağır hakaretler ederek annesinin evine gitmek istediğini, poşete doldurduğu kıyafetiyle birlikte üzerinde taşıdığı takılarını da aldığını, davalının ailesinin davacıyı annesinin evine götürdüğünü, davacıya bahsi gecen sayı ve nitelikte takı takılmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; ziynetlerin rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen ve götürülebilen türden olduğu, ziynetlerin kadının üzerinde olmasının olağan olduğu, davacının olağanüstü şartlarda evden ayrılmadıkça bu türden eşyaları her zaman götürebileceği, davacının ziynet eşyalarını davalının zorla elinden aldığını ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen karar davacı tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 06.12.2017 günlü ve 2016/6995 E-2017/17096 K. sayılı ilamı ile onanmıştır.
Davacı vekili, daire ilamına karşı karar düzeltme isteminde bulunmuştur.Dava, kişisel eşya niteliğinde olan ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir.Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlamakla yükümlüdür.Düğünde kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılır. Ziynet eşyaları rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğundan, olağan olan bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir.Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu ispat yükü altındadır.Eldeki davada davacı kadın; ziynetlerin davalı tarafından zorla elinden alındığını, taraflar arasındaki tartışma üzerine, davalının ailesinin davacının annesini arayarak davacıyı gelip götürmelerini istediği, annesinin gelememesi üzerine davalının ailesinin sabaha karşı kendisini bir poşet kıyafetle ailesinin evine bıraktığını iddia etmiş, davalı ise; ziynetlerin evden ayrılırken davacının üzerinde olduğunu savunmuştur.Somut olayda, davacı kadın iddiasını ispat etmek için tanık dinletmiştir. Davacı tanıkları ... ile ... beyanlarında özetle; 06.30-07.00 sıralarında davacının kayınbabası, görümcesi ve görümcesinin eşinin getirip eve bırakıp gittiklerini, geldiğinde üzerinde hiçbir ziynet eşyası olmadığını, elinde bir poşet olduğu şeklinde beyanda bulunmuşlardır. Mahkemece dinlenen davalı tanıklarından ...; "..davacıyı sahur vaktine yakın bir saatte ailesinin evine götürmüştük, biz götürürken yüzükleri parmağındaydı, bilezikleride kolundaydı..", şeklinde, ... ise; "...ailesinin evine götürdük, davacının elinde bir adet poşet vardı, poşette ne olduğunu bilmiyorum, üzerinde ziynet eşyası yoktu.." şeklinde beyanda bulunmuş, bu iki tanığın beyanları birbiriyle çelişmiştir.Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır. Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz. Dosyada tanığın gerçek olmayan olayları gerçekmiş gibi ifade ettiğini kabule yeterli delil ve olgu yoktur. O halde, tanığın sözlerine değer vermek gerekir. Hal böyle olunca mahkemece; yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve açıklamalar dikkate alınmak suretiyle davacı ve davalı tanık beyanları arasındaki çelişkiler giderilmek ve hangi tanık beyanlarına üstünlük tanındığı gerekçeleri ile de ortaya konulmak suretiyle hüküm tesisi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Ne var ki, davanın reddine dair verilen mahkeme kararının bu gerekçe ile bozulması gerekirken zuhulen onanmasına karar verildiği yeniden yapılan inceleme sonucunda anlaşılmakla, davacı tarafın karar düzeltme talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı tarafın karar düzeltme isteminin kabulü ile dairemizce verilen 06.12.2017 günlü ve 2016/6995 E-2017/17096 K. sayılı onama ilamının kaldırılarak, hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz ve karar düzeltme harçlarının istek halinde davacı tarafa iadesine, 25.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.