1. Hukuk Dairesi 2019/2826 E. , 2021/1785 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, dava dışı ...’a ait işyerinde çalıştığını, ...’in işlerinin kötü olması ve kendisinden yardım istemesi nedeniyle, taşınmazı üzerine ipotek tesis ettirip kredi kullanabilmesi için ...’i vekil tayin ettiğini, ...’in de anılan vekaletname uyarınca 13 parsel sayılı taşınmazdaki 7 numaralı bağımsız bölümünü davalı ...’e devrettiğini, işlemlerin hile ile iradesi sakatlanarak alınan vekaletnamenin kötüye kullanılması suretiyle el ve işbirliği içerisinde gerçekleştirildiğini, temlik nedeni ile kendisine herhangi bir bedel ödenmediğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazı 130.000,00 TL bedelle dava dışı ...’den satın aldığını, vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmesinin mümkün olmadığını, iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı ve davalının vekil ile işbirliği içinde hareket ettiğinin ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece; “...Somut olaya gelince; davacı tanığı ... alınan beyanında: “Davacının ..."a kredi çekmesi için vekaletname verdiğini, ancak ..."in bu vekaletname ile gidip evi başkasına sattığını söylediğini, bu hususu ..."ın ailesine gidip sorduğunu, ... ile görüşemediğini, davalı ..."ü telefonla aradığını, ertesi gün davacı ile birlikte davalıyla buluştuklarını, kendisine davacının mağdur olduğunu, bu işi ne şekilde çözebileceklerini sorduğunu, davalının da kendilerine ..."a 20-30 bin lira para verdiğini artı masrafları olduğunu, bu paranın kendisine ödenmesi şartıyla tapuyu geri verebileceğini söylediğini, kendisinin bunu bir protokole bağlayalım diye söylediğini, davalının içeriye geçerek ağabeyiyle görüştükten sonra 160.000,00 TL veya başka bir tapu verilmesi halinde dava konusu dairenin tapusunu iade edebileceğini söylediği ve anlaşma sağlanamadığı, davalının kendilerine ..."a güvenmediğini, paranın geri kalan kısmını ödemediğini söylediği”, diğer davacı tanığı ...’ın beyanlarında; “davacının kendisine danışmak istediğini söylediğini, kendisine ait evi ipotek ettirip bunun karşılığında kredi çekip ..."ın borcunu ödedikten sonra kalan parayla ortak mal alacaklarını söylediğini, kendisinin de "Keşke böyle bir şey yapmasaydın, bu devirde baba oğluna güvenmiyor, keşke daha önce bana danışsaydın." dediğini. O anda yanlarına ...’in geldiğini, davacının ...’e "Ben vazgeçtim, kağıdı getir bana" diye söylediğini, O’nun da tamam getiririm dediğini, ertesi gün ... davacıya vekaletnameyi yırtıp attığını söylediğini, davacının daha sonra kendisini arayarak ..."ın evi sattığını söylediğini” beyan etmişlerdir. Alıcı ... ile vekil ... arasında 08.11.2013 tarihli satış sözleşmesi
yapılmıştır. Bu sözleşmede satış bedeli belirtilmemekle birlikte, vekil ...’ın satış bedelini alıcı ...’ten nakten aldığı belirtilmektedir.... alıcı ... ile vekil ... arasında, vekâletname ile satışı yapılan daireye ait 15.01.2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesi akdedilmiştir. 8.11.2013 tarihli belgede de, 7 nolu bağımsız bölümün 130.000,00 TL karşılığı ... tarafından satın alındığı ve satış bedelinin ...’a ödendiği belirtilmiştir. Toplanan delillerden ve tüm dosya içeriğinden özellikle dinlenen tanık beyanlarından davacının taşınmaza ipotek tesis etmek üzere 6.11.2013 tarihinde ...’e verdiği vekâletnameye istinaden vekil tarafından davalı ...’e satış suretiyle temlik edildiği, davacının verdiği vekaleti vekilden geri istemesine rağmen vekilin davacıya vekâletnameyi yırttığını beyan ettiği, satış bedelinin davacıya ödendiğinin kanıtlanamadığı, vekil ile davalının birlikte hareket ederek davacıyı zararlandırdığı anlaşılmaktadır. Bu somut olgular yukarıdaki ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde vekalet görevinin kötüye kullanıldığı sonucuna varılmaktadır. Hâl böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere davanın reddi doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılma sonucu davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 25.03.2021 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ...ile temyiz edilen davacı ... ve vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddi ile usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacı vekili için 3.050.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 8.197.20. TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 25.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.