21. Hukuk Dairesi 2014/20849 E. , 2015/12002 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; bozmaya uyarak ilamda yazılı nedenlerle 144.195,32-TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davalılardan .... vekilince istenilmesi ve de duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 26/05/2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılardan .... vekili Avukat ..... geldi. Karşı taraf ile diğer davalı adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı .... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava 14.02.2009 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece; 10.6.2010 tarihli asıl ve 5.8.2010 tarihli ek hesap raporlarının dosyaya sunulmasından sonra hüküm tarihine en yakın tarihte hazırlanan 5.8.2010 tarihli ek hesap raporu doğrultusunda hüküm kurulması gerekirken 10.6.2010 tarihli asıl hesap raporu doğrultusunda davacı yararına maddi tazminata karar verilmesinin hatalı olduğundan bahisle yerel mahkemenin önceki kararının bozulmasına ilişkin Dairemizin bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Bozma sonrasında, davacılar maddi tazminat istemlerine ilişkin olarak ek dava açmış olup, ek davanın görülmekte olan dava ile birleştirilmesine karar verilerek yapılan yargılama sonunda; maddi tazminat istemli olarak açılan ve birleşen ek davadaki taleplerde dikkate alınarak davacıların maddi tazminat istemlerinin kabulüne, manevi tazminat istemlerinin ise önceki gibi eş ve çocuk bakımından kabulüne, davacı kardeşler bakımından ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davalı .... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar yararına manevi tazminatın takdirine ilişkin önceki karara yönelik tarafların temyiz itirazları reddolunarak hüküm yalnızca maddi tazminatın belirlenmesi noktasında bozulmuştur. Bu duruma göre, hüküm altına alınan manevi tazminatların bozma dışında kalarak kesinleştiği ortadadır. Hal böyle olunca manevi tazminata ilişkin önceki karar bozma dışında kaldığından yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmek gerekirken, bu durum vurgulanmaksızın yeniden aynı manevi tazminatların hüküm altına alınması isabetsiz olmuştur.
Maddi tazminata gelince; Mahkemece uyulmasına karar verilen bozma sonrası yapılan yargılamada, yeni verilere göre davacının zararı hesaplatılarak, hesaplanan bu zarardan Kurumca bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin indirilmesi suretiyle maddi tazminatın belirlenmesi yoluna gidilmiş olup, yapılan bu uygulama ile davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hakkın ihlal edildiği görülmektedir.
Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına Mahkemece uyulmasına karar verildiğinde, Mahkeme için uyulan kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince de, sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde ikinci bir bozma kararı verilememektedir. (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E. 2006/521 sayılı kararı)
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Kazanılmış haklar Hukuk Devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar Anayasanın 2.maddesinde açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez.
Somut olayda, Dairemiz kararında, 05.08.2010 tarihli hesap bilirkişi raporuna göre maddi tazminatın belirlenmesi gerektiği dışında maddi tazminata ilişkin olarak bozma nedeni yoktur. Diğer bir deyişle maddi tazminatın belirlenmesine esas alınan diğer doneler bozma dışında kalmıştır. Hal böyle olunca, davacıların maddi tazminatlarının belirlenmesinde 05.08.2010 tarihli hesap raporundaki belirlemelerin esas alınması gerekirken, yeni verilere göre hesaplanan zarardan ilk peşin sermaye değerinin indirimi suretiyle maddi tazminata karar verilmesi davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hakkın ihlali niteliğinde olup bozma nedenidir.
Öte yandan bu durumun yukarıda açıklandığı gibi usuli kazanılmış hakkın istisnasını oluşturan bir durum olmadığı da bellidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalılardan .... yararına takdir edilen 1.100.00-TL duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.