3. Hukuk Dairesi 2017/192 E. , 2018/10715 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalının ... Sokak ... adresinde ... nolu konut dışı su abonesi olduğunu, abone borç bilgisi dökümünde yer alan mevcut borçlarını süresinde ödemediği için aleyhine icra takibine girişildiğini, takibe haksız şekilde itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, abonelik sözleşmesi feshedilmediği sürece abone olan davalının tüketim bedelinden sorumluluğunun devam edeceğini ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı; ... nolu abonelik sözleşmesi ile bağlanan su sayacının 31.01.2000 tarihinde söküldüğünü, bu tarihten sonra sayaç bağlatmadığını, taşınmazı 30.10.2002 tarihinde sattığını ve abonelik ilişkisinin sona erdiğini belirterek; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, davalının İzmir 26. icra müdürlüğünün 2013/13402 sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, icra takibinin 11.873,30 TL asıl alacak, 1.308,16 TL işlemiş faiz, 235,47 TL işlemiz faizin %18 KDV"si olmak üzere toplam 13.416,93 TL alacak üzerinden devamına,11.873,30 TL asıl alacağa, takip tarihi olan 14/11/2013 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, alacak yargılamayı gerektirdiğinden inkar tazminatı talebinin reddine, asıl alacak olan 11.873,30 TL"nin %20"si oranında 2.683,38 TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Dava; su aboneliğinden kaynaklanan borcun tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
1-HMK.nun 266. maddesi gereğince; çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşüne müracaat edilebileceği, hakimin kendisinin sahip bulunmadığı özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişiye başvuracağı, bu nedenle bilirkişinin kendisinden sorulan husus hakkında özel ve teknik bilgiye sahip, başka bir deyişle o konuda uzman olması gerektiği hüküm altına alınmıştır. Dolayısıyla, mahkemece, teknik konularda mutlaka teknik öğrenim görmüş olan mimar, mühendis, hesap bilirkişisi gibi kişiler bilirkişi olarak seçilmelidir.
Somut olayda; su aboneliğinden kaynaklanan ilamsız icra takibine davalı tarafından itiraz edilmiş, davacı tarafından da takibe vaki itirazın iptali davası açılmış olup, mahkemece bu alacağın tespiti yönünden avukat bilirkişiden rapor alınmıştır. Avukat, su borcundan kaynaklanan alacağın hesaplanması konusunda rapor hazırlamaya ehil ve yeterli olmadığından, avukat bilirkişinin raporuna dayanılarak hüküm tesisi mümkün değildir.
Öyle ise, mahkemece; konusunda uzman makine mühendisi bilirkişiden rapor alınıp, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 30.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.