21. Hukuk Dairesi 2014/16352 E. , 2015/11956 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 10/09/2008-15/10/2009 tarihleri arasında 1.500.TL. ücretle çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava; davacının davalı işyerinde 10.09.2008 – 15.10.2009 tarihleri arasında aylık 1.500,00 TL ücret ile çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı işyerinde aşçı olarak çalıştığını beyan eden davacı adına davalı işyerince düzenlenen işe giriş bildirgesi ve davalı Kurum"a bildirilen çalışma bulunmadığı, davalı işyerinde işletme müdürü olarak çalıştığını beyan eden bordro tanığı tarafından davacının çalışmalarının doğrulandığı ve aylık net 1.500,00 TL ücret ile çalıştığının beyan edildiği, ancak bordrolarda isimleri olan başkaca tanıkların dinlenilmediği, mahkemece emsal ücret araştırmasının yapıldığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Öte yandan; davacının talebi aynı zamanda gerçek ücretinin tespiti istemini de içermektedir. Davanın niteliği gereği, çalışma olgusunun her türlü delille ispatlanabilmesine karşın, ücretin ispatında bu denli bir serbestlik söz konusu değildir. Hukuk Genel Kurulu"nun 2005/21-409 E, 2005/413 K sayılı kararında da belirtildiği üzere; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 288. maddesindeki ( Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 200. maddesi ) yazılı sınırları aşan ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır.
Ücret miktarı yasada düzenlenen sınırları aşıyorsa, tespiti gereken gerçek ücretin hukuksal geçerliliği haiz olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, işçinin imzasının bulunduğu aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle ispatı mümkündür.
Yazılı delille ispat sınırının altında kalan miktar için tanık dinletilebilir. Tespiti istenen miktar sınırı aşıyor olsa bile varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgeler bulunuyorsa tanık dinletilmesi mümkündür (HMK m. 202).
506 sayılı Kanunun 78. maddesinde prime esas günlük kazançların alt ve üst sınırlarının ne olacağı gösterilmiştir. Günlük kazancın alt sınırı, HUMK"nun 288. maddesinde belirtilen sınırı aşıyorsa ücretin yazılı delille saptanması gereğinin pratikte bir önemi kalmayacaktır. Zira, 506 sayılı Kanunun 78. maddesine göre, günlük kazançları alt sınırın altında olan sigortalılar ile ücretsiz çalışan sigortalıların günlük kazançları alt sınır üzerinden hesaplanacaktır.
Somut olayda ise; davacının çalışmaları ve prime esas kazançları hususunda tek bir tanık dinlenilerek ve anılan Yasa maddeleri değerlendirilmeden sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; bordrolarda isimleri bulunan kayıtlı çalışanlar arasından re"sen seçilecek bordro tanıklarını dinlemek, dinlenilen bordro tanıklarından özellikle davacının yardımcı aşçı olarak mı yoksa usta olarak mı çalıştığını ve işyerinde kaç kişiye hangi saatlerde yemek çıktığını sorarak davacının çalışması açısından işyerinin kapasitesini belirlemek, gerek görülür ise bu hususta keşif yapmak, davacıdan aşçılık mesleğine ilişkin sertifika, ustalık belgesi vs gibi belgeleri bulunup bulunmadığını sormak ve bulunuyor ise mahkemeye sunmasını isteyerek davacının mesleki niteliklerini belirlemek, davacının tespit edilen mesleki nitelikleri de belirtilmek sureti ile yeniden emsal ücret araştırması da yapılmak sureti ile toplanan deliller ve anılan Yasa maddeleri de değerlendirilmek sureti ile varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.