Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/6481
Karar No: 2018/10745
Karar Tarihi: 30.10.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/6481 Esas 2018/10745 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2018/6481 E.  ,  2018/10745 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; davalının 8434866 sözleşme numarası ile kayıtlı tesisat adresinde sözleşme sahibi olarak su kullandığını, yapılan incelemede 15.10.2005 ve 03.02.2005 dönemine ait iki adet fatura bulunduğu, 20.02.2006 tarihinde idarece borcundan dolayı sözleşmenin iptal edildiğini, iptal sonrası 26.05.2005 tarihinde davalının borçtan iptal durumunda bulunan sözleşmenin bulunduğu yerde su kullanımına devam ettiğinin tesbit edildiğini, 1.474.79. TL su bedeli 1.399.77.TL kaçak su cezası olmak üzere toplam 2.874.56. TL tahakuk ettirildiğini, 02.05.2007 tarihinde aynı işyerinde sözleşme yapmak üzere başvuran yeni kiracının beyanı üzerine, davalının su kullanmaya devam ettiğinin anlaşıldığı ve davalı adına 1.864,72 TL su bedeli 1.769.91.,TL kaçak su cezası olmak üzere toplam 3634.63.TL tahakkuk düzenlendiği, borcu ödemeyen davalı aleyhine ... 1. İcra Müdürlüğünün 2008/4411 esas sayılı dosyası ile 10.074.50.TL alacağın faizi ile birlikte tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalının itiraz ettiğini takibin durduğunu, itirazın iptalini ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir
    Davalı; iş yerini 01.03.2005 günü bir yıllığına kiraladığını, anılan iş yerine ait su aboneliğini üzerine aldığını, 7 ay kiracı olarak kullandıktan sonra ekim 2005 tarihinde bu iş yerini fiilen bırakarak ayrıldığını, işyerinin başka kişilere kiralandığını, davalının iş yerini fiilen ekim 2005 tarihinde bırakmasına rağmen bu kiracılarla arasında yaşanan problemlerden dolayı iş yerinin vergi dairesindeki kapanışını da 31.12.2005 günü yapabildiğini su aboneliğini ise yeni kiracılarla biraraya gelme şansı olmadığı için devredemediğini, Ekim 2005 tarihinden sonra tahakuk etmiş tüm su parası borcundan yeni kiracının sorumlu olduğunu, takibe konulan alacaklar ve cezaların büyük bir bölümünün davalının iş yerini terk ettiği tarihten sonra doğduğunu, en azından 31.12.2005 tarihinden sonra tahakuk eden su parası ve cezalarının davalıdan istenmemesi gerektiğini, abonelik davalının üzerine olmasına rağmen suyu fiilen kullanıp tüketenin yeni kiracı olduğunu, uzun süre su parası ödenmeyen iş yerinin aboneliğinin durdurulması hatta iptal edilmesi gerektiğini, asıl alacağa işletilen faiz miktarının çok fahiş olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabul kısmen reddine, Kartal 1.icra müdürlüğünün 2008/4411 esas sayılı takip dosyasına davalının vaki itirazının 2.431,07 TL.lik kısmı hakkında iptaline, bu miktar üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin isteğin reddine, davacı lehine 972,43.-TL.davalı lehine 3.057,38.-TL.tazminat tayinine karar verilmiş, hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 28.01.2013 tarih ve E:2012/4853 ve K: 2013/547 sayılı ilamı ile, davacı tarafından 26.05.2006 tarihinde tutulan tutanak ile davalının kaçak su kullandığı belirlenmiş olduğu dikkate alındığında, mahkemece davalının normal kullanım dışında kaçak su bedelinden de sorumluluğu cihetine gidilmesi bu yolda tarifeye uygun bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur.Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada, davanın kısmen kabul kısmen reddine, ... 1. İcra müdürlüğünün 2008/4411 esas sayılı takip dosyasına vaki itirazın 5.600,45 TL lik kısmı hakkında iptaline, bu miktar üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin isteğin reddine, davacı lehine 2.240,18 TL, davalı lehine 1.787,62 TL tazminat tayinine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-)Belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 2013/13-597 E, 2014/62 K sayılı ilamında da vurgulandığı üzere; “Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen biçimde inceleme ve araştırma yapmak ve yine o kararda belirtilen hukuksal esaslar gereğince karar vermek yükümlülüğü oluşur. Bu itibarla mahkemenin sonraki hükmünün bozmada gösterilen ilkelere aykırı bulunması, usule uygun olmadığından bir bozma nedenidir. Bozma kararı ile dava, usul ve yasaya uygun bir hale sokulmuş demektir. Bozmaya uyulduktan sonra buna aykırı karar verilmesi usul ve yasaya uygunluktan uzaklaşılması anlamına gelir ki, böyle bir sonuç kamu düzenine açıkça aykırılık oluşturur. Buna göre, Yargıtay’ın bozma kararına uymuş olan mahkeme, bu uyma kararı ile bağlıdır. Bozma kararında gösterilen biçimde inceleme yapmak, yada gösterilen biçimde yeni bir hüküm vermek zorundadır. Aynı ilke, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 05.02.2003 gün ve 2003/ 8-83 E., 2003/72 K.; 17.02.2010 gün ve 2010/9-71 E., 2010/87 K. sayılı ilamlarında da benimsenmiştir.Bu ilke kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtay"ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.Dosyadaki hükme esas alınan bilirkişi raporları incelendiğinde, 26.05.2006 tarihli kaçak su tutanağına göre tahakkuk ettirilen kaçak su bedelinden sadece kaçak su cezası miktarı ile yeni kiracının beyanı üzerine tahakkuk ettirilen kaçak su bedeli içinde yer alan kaçak su ceza miktarını toplayarak, davacının yaptığı hesabı tekrar ederek davalının sorumlu olduğu kaçak su bedelini belirlediği anlaşılmıştır.Bozma kararında, davalının 26.05.2006 tarihinde tutulan kaçak su tutanağına göre davalının kaçak su bedelinden sorumlu olduğu belirtildiği halde, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yeni kiracının beyanına göre tahakkuk ettirilen kaçak su bedeli de hesaplamaya dahil edildiği, davalının sorumlu olduğu kaçak su bedeline ilişkin davacının yaptığı
    hesaplamanın doğru olup olmadığını değerlendirmeden davacının belirlediği bedeli aynen tekrar ettiği, kaçak su bedeline ilişkin gecikme zammı veya faiz işletilip işletilmeyeceğinin değerlendirilmediği anlaşılmıştır. Bu nedenle, mahkemece alınan bilirkişi raporu, bozma kararına uygun olmayıp uyuşmazlığın çözümü açısından hükme esas alınacak nitelikte değildir.
    Yukarıda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde; mahkemece bozma ilamına uyulmuş olmakla 28.01.2013 tarihli bozma ilam gereği yerine getirilecek şekilde davalının 26.05.2006 tarihinde tutulan kaçak su tutanağına göre davalının kaçak su bedelinden sorumlu olduğu dikkate alınarak, taraflar arasında resen düzenlenen abonelik sözleşmesi ve kaçak tutanağı dikkate alınması suretiyle, dosyanın uzman mühendis bir bilirkişiye verilmesi, bilirkişiden tarafların tüm delilleri değerlendirilmek sureti ile, kaçak su tutanağına göre, davacı kurumun davalı taraftan isteyebileceği kaçak su bedelinin miktarının tüm ferileri ile birlikte, davaya konu tahakkuk dönemleri esas alınarak, tahakkuk dönemlerinde yürürlükte olan tarife ve sözleşme hükümlerine göre hesaplanması konusunda denetime elverişli bir rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yetersiz bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlere hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 30.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi