3. Hukuk Dairesi 2017/996 E. , 2018/10794 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 20.09.2014 tarihinde davalıya ait olan hayvanların kendisine ait, ekili vaziyetteki bahçeye girerek ürünlerini kullanılamaz hale getirdiğini, bu konuda jandarma ile tespit yapıldığını, geçimini tarlasına ektiği sebze ve meyve ile sağladığını, bahar ayının başından itibaren ailecek gece gündüz çalışarak yetiştirdiği ürünlerin tam satış aşamasına geldiği dönemde davalının hayvanları tarafından yenmek ve ezilme sureti ile yok edildiğini, davalının hayvanlarını başı boş bırakması nedeniyle ekili arazisinin kullanılamaz hale geldiğini ileri sürerek 12.000,00 TL maddi, 3.000,00 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı duruşmadaki beyanı ile; olay günü hayvanlarının dağda otladığını, aşağıya kimin getirdiğini bilmediğini, hayvanların davacının bahçesine girip yattıklarını, bahçede yiyecek bir şey olmadığını, bahçenin kuru olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece; davalıya ait hayvanların davacının ekili bahçesine girerek zarar verdiği, davalının hayvanlarını başıboş bıraktığı ve meydana gelen zararın önlenmesinde gerekli özeni göstermediği, bu sebeple bilirkişi raporunda belirtilen 1.283,00 TL zarardan sorumlu olduğu, ayrıca davacının bahçedeki ürünleri ekerken ve yetiştirirken belli bir emek sarf etmiş olması, sonrasında emeğinin karşılığını alamadan yetiştirdiği ürünlerin zayi olması nedeniyle duyduğu manevi üzüntü dolayısıyla davacı adına bir miktar manevi tazminata da hükmedilmesi gerektiği gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne, 1.283,00 TL maddi, 1,000,00 TL manevi tazminatın 20.09.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Borçlar Kanunu’nun 49.maddesi (TBK.nun 58. md.) hükmüne göre manevi tazminata karar verilebilmesi için 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 24.maddesi hükmünde genel olarak açıklanan kişilik haklarına bir saldırı bulunması, hukuka aykırı fiil sonucunda kişilik haklarının zarar görmüş olması zorunludur.Malvarlığında bir zarar meydana gelmesi halinde de kişinin az veya çok üzüleceği ve manevi olarak acı çekeceği kuşkusuzdur. Ne var ki, dava konusu nedenden kaynaklanan ihlaller manevi tazmin yolu ile giderim kapsamında düşünülemez.
Anılan madde hükmü ile yalnızca kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan zararların giderilmesi amaçlandığından malvarlığı zarara uğrayan kişi yararına Borçlar Kanununun 49.maddesi hükmüne göre manevi tazminata hükmedilmesi yasal olarak mümkün bulunmamaktadır. Manevi zarar,kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Objektif eksilmeden ise,sadece o kişi için değil;toplumdaki diğer bireylerin de aynı zarara(duruma)düşmeleri anlaşılmaktadır. Yasalar manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlandırmıştır. Bunlar,kişinin ve ailenin onur ve saygınlığına yönelik suçlar(TCK 125 ),kişilik değerlerinin zedelenmesi (MK 24.md),isme saldırı(TMK 26.md),nişan bozulması (TMK 121 .md),evlenmenin feshi(TMK 174),babalığın benimsenmemesi(MK 286 ),bedensel zarar ve öldürme(BK 56 ) ile kişilik haklarının zedelenmesidir.(BK 58).TMK 24 ve TBK 58. maddede belirtilen kişisel çıkarlar;kişilik haklarıdır.Kişilik hakkı ise kişisel varlıkların korunmasıyla ilgilidir.Kişisel varlıklar ,insanın insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimdir.(4.H.D. 08.04.1996 tarih,1996/3713 esas ,1996/4111 karar)
Somut olayda, manevi zararın esaslı unsurunu teşkil eden kişilik değerlerindeki objektif eksilme noktasına ulaştığının kabulü mümkün değildir.Hal böyle olunca, manevi tazminat koşullarının gerçekleştiği ispat edilemediğinden manevi tazminat yönünden talebin reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde davacının manevi tazminat isteminin de kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın manevi tazminat yönünden bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alının temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 31.10.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.