20. Hukuk Dairesi 2016/7856 E. , 2017/5730 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, ... köyü 107 ada 28, 30 ve 31 parsel sayılı sırasıyla, 13210.31 m2, 2480.67m2, 11282.26 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, senetsizden, tarla niteliğiyle, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar adlarına tesbit edilmiştir. Davacı ..., taşınmazların Kadastro Kanununun 14, 16, 17 ve 18. maddelerine göre ... adına tesbit edilmesi gereken yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmış; ... Yönetimi, ... savı ile davaya harçlı olarak katılmış, mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve dava konusu 107 ada 28 sayılı parselin (A) ile gösterilen 297.40 m2 ile 107 ada 31 sayılı parselin (B) ile gösterilen 5220.30 m2 bölümlerinin ... vasfı ile ... adına; geri kalan bölümleri ile 30 sayılı parselin tamamının davalılar adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm ... Yönetimi ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmekle bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 18.06.2012 gün ve 2012/5613 E. - 9155 K. sayılı bozma kararı özetle "...Dava konusu 107 ada 28, 30 ve 31 parsel sayılı taşınmazlar, dava dışı 107 ada 29 ve 32 sayılı parsellerle bir bütün olarak 127 numaralı ... içi ziraat poligonunda kalmakta olup, belgesizden davalı gerçek kişiler adına tarla niteliği ile tespit edilmiş, dava dışı 107 ada 29 ve 32 parsel sayılı taşınmazların, ham toprak olarak ... adına yapılan tespitleri kesinleşmiştir. Davalılar, yargılama sırasında, Ekim 1945 tarih 18 ve 19 numaralı tapunun gittileri olan Ağustos 1955 tarih 6 numaralı, Temmuz 1976 tarih 5 numaralı tapu kayıtlarına dayanmışlardır. Dayanılan tapu kayıtlarının dava dışı taşınmazlarla birlikte dava konusu taşınmazlara uyduğu mahkemenin kabulündedir. Ancak; dayanılan tapu kaydı, tarla yolu, dere, tepe ve harman yeri olmak üzere değişir sınırlı olduğundan bu tür tapuların, her yere uyma olasılığı vardır. Tapu kaydının krokisi dosyaya getirtildiği halde, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20/A. maddesi bağlamında, usulünce uygulanmadığı gibi, değişir sınırlı tapu kaydının yüzölçümü ile geçerli kapsamı dahi saptanmamıştır.
Dava konusu taşınmazlardan 107 ada 28 sayılı parselin (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümlerinin ... tahdidi içinde ... sayılan yerlerden olduğu, 107 ada 30 sayılı parselin tamamı ile 28 ve 31 parsellerin geriye kalan kısımlarının ... tahdidi dışında ve ... sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesiyle karar verilmişse de; yörede ... kadastrosu 10/12/1998 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiş ve tapu kaydı miktar fazlası yönünden tesbit ve dava tarihi olan 2002 yılına kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresi geçmemiştir. Dayanılan tapu kaydı, değişir sınırlı ve 18.200 m2 yüzölçümünde olup, dava konusu parsellerin tesbitteki yüzölçümü toplamı 26.973.24 m2 gelmektedir. Taşınmazların tahdit içerisinde kalan bölümlerinin düşülmesi halinde dahi, miktar fazlası sözkonusudur. 107 ada 28, 30 ve 31 parsel sayılı taşınmazların dava dışı 107 ada 29 ve 32 parsellerle bir bütün olarak 127 numaralı ... içi ziraat poligonunda kalmakta olduğu dikkate alındığında, tapu kaydı miktar fazlasının olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile edinilmesi düşünülemez.
Mahkemece yapılacak iş; davalıların dayanağı olan tapu kaydının, kadastro sırasında başka parsellere revizyon görüp görmediğinin araştırılması, başka parsellere revizyon görmediği ve bu parsellere uyduğunun saptanması halinde, tapu kaydının dayanağı olan kroki, fen bilirkişi aracılığı ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20/A. maddesi bağlamında uygulanarak kroki kapsamının belirlenmesi, dayanak krokinin fenni sıhhate haiz olmadığının saptanması halinde dahi, tülen zemine uygulanması, sabit huduttan başlanarak yüzölçümü ile geçerli kapsamının belirlenmesi, kesinleşmiş ... kadastro sınırları içinde kalan taşınmaz bölümlerinin ifraz edilerek önceden olduğu gibi ... niteliği ile ... adına tesciline karar verilmesi, kesinleşmiş ... kadastro sınırları dışında kalmasına karşın, 3402 sayılı Kanunun 20/C. maddesine göre de tapu kaydı kapsamı dışında kalan taşınmaz bölümleri için, ... davasının kabulüne ve tesbitteki niteliği ile ... adına tapuya tesciline karar verilmesinden ibarettir.
Kabule göre de; davaya 3402 sayılı Kanunun 26/D maddesi bağlamında müdahil davacı sıfatı ile harçlı olarak katılan ... Yönetiminin karar başlığında, müdahil davacı olarak gösterilmesi gerekirken, doğrudan davacı olarak gösterilmesi de doğru değildir." şeklindedir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, ... ve ... Yönetiminin davasının kısmen kabulüne,
107 ada 28 sayılı parselin tespitinin iptali ile fen bilirkişisi ... ..."ın 16.07.2014 havale tarihli raporu ekindeki krokide (I) harfi ile gösterilen kahverenkli 4162,79 m2 yüzölçümündeki kısmının ... adına ham toprak vasfı ile tesciline,
(R) harfi ile gösterilen kahverenkli 297,73 m2 yüzölçümündeki kısmının ... adına ... vasfı ile tesciline,
Geri kalan 8749,79 m2 yüzölçümündeki kısmının tespit gibi tesciline,
107 ada 30 sayılı parselin tespitinin iptali ile (K) harfi ile gösterilen sarı renkli 1923,40 m2 yüzölçümündeki kısmının ... adına ham toprak vasfı ile tesciline,
Geri kalan 557,27 m2 yüzölçümündeki kısmının tespit gibi tesciline,
107 ada 31 sayılı parselin tespitinin iptali ile (O) harfi ile gösterilen turuncu renkli 4626,47 m2 yüzölçümündeki kısmının ... adına ham toprak vasfı ile tesciline,
(L) harfi ile gösterilen yeşil renkli 11,08 m2 yüzölçümündeki kısmının ... adına ham toprak vasfı ile tesciline,
(M) harfi ile gösterilen yeşil renkli 5220,65 m2 yüzölçümündeki kısmının ... adına ... vasfı ile tesciline,
Geri kalan 1424,06 m2 yüzölçümündeki kısmının tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... vekili tarafından reddedilen bölümlere yönelik temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 3302 sayılı Kanuna göre tesbit tarihinden önce 10/12/1998 tarihinde ilân edilip kesinleşen ... kadastrosu ve 2/B uygulaması ile daha sonra 4999 sayılı Kanuna göre 11/10/2004 tarihinde yapılıp dava tarihinde kesinleşen aplikasyon uygulaması vardır.
Mahkemece hükme esas alınan 16.07.2014 tarihli fen bilirkişi raporu ve bu raporun denetlenememesi nedeniyle Dairenin 22.02.2016 tarihli geri çevirme kararına göre hazırlanan 25.04.2016 tarihli ek rapor infaza elverişli değildir.
Şöyle ki; ek raporda taşınmazların (C) ve (E) harfleri ile işaretli bölümlerinin yüzölçümleri değiştiği gibi, parsellerin çap sınırı içinde ve uygulanan tescil krokisi kapsamında kaldığı açıklanan (N), (P) ve (E) harfleri ile işaretli bölümler hakkında da hiç hüküm kurulmadığı, yine 28 parselde (G) harfi ile işaretli olarak gösterilen tescil krokisi kapsamındaki yer raporda 8613 m2 olarak belirtildiği halde; hüküm yerinde 28 parselin ham toprak ve ... dışında kalan ve “geri kalan” kısım olarak gösterilen ve tespit gibi tescile karar verilen bölümünün yüzölçümünün 8749 m2 olduğu anlaşılmakta; aynı şekilde 31 parselde de “geri kalan” şeklinde ifade edilerek tespit gibi tescile karar verilen yerlerin hangi bölümler olduğu anlaşılamamaktadır.
Dosyada sözü edilen bilirkişi raporları bu hali ile denetime imkan vermediği gibi infaza da elverişli değildir.
O halde; mahkemece önceki bozma kararı gerekleri gözönünde bulundurularak, tapu kaydının dayanağı olan kroki yeniden fen bilirkişi aracılığı ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20/A. maddesi bağlamında zemine uygulanarak kroki kapsamı, ... kadastro sınırları içinde kalan taşınmaz bölümleri, kesinleşmiş ... kadastro sınırları dışında ve tapu kaydı kapsamı dışında kalan taşınmaz bölümleri denetime ve infaza elverişli olacak şekilde yeniden belirlenmeli, uygulama ayrı ayrı renklerle ve harflerle krokiye işaretlenmeli, buna göre hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 21/06/2017 günü oybirliği ile karar verildi.