3. Hukuk Dairesi 2018/4160 E. , 2018/10911 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekilinin dilekçesi ile; davalılardan ... adına trafikte kayıtlı otomobilin, ... 3. Noterliğinin 23/10/2012 tarihli satış sözleşmesi ile 17.000TL bedelle, davacı şirket adına satın alınarak trafiğe kaydettirildiğini, şirket yetkilisinin otomobilin yedek anahtarını istemek için girişimde bulunması üzerine satıştan haberdar olan ...ve ... çifti aracın kendileri tarafından ...adına düzenlenmiş sürücü belgesine istinaden kiraya verildiğini söylediklerini, noterlikte yapılan araç satışının da ... adına olan araç ruhsatı ve adına düzenlenen sahte kimlik belgesi esas alınarak yapıldığının anlaşıldığını ileri sürerek ... plaka sayılı aracın davacı şirkete satışının geçerli olmadığının tespiti ile davacı şirket adına olan kaydın iptaline, davacı şirket zararı 17.000TL’nin avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan ... vekili cevap dilekçesi ile; davalının mesleğinin gerektiği tüm dikkat ve özeni gösterdiğini, imzanın sahte olup olmadığını inceleme görevi yüklenemeyeceğini, davacı ve diğer davalıların ağır kusurlarının illiyet bağını kestiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı ... ve ... vekili cevap dilekçesi ile; davaya konu aracın davalı ... adına kayıtlı olup özel işlerinde kullanıldığını, kiralama işinde kullanılan bir araç olmadığını, davacının da yeterli özeni göstermediğinden kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; davalılardan ... adına trafikte kayıtlı ... plakalı aracın diğer davalı ... tarafından ...’de faaliyet gösteren ...Kiralama servisi tarafından ...ismini kullanan faili meçhul kişiye kiraya verildiği, daha sonra ruhsat sahibi ..."in nüfus cüzdanı kullanılmak suretiyle faili meçhul kişi tarafından aracın davacı şirkete 17.000TL bedelle satıldığı, her ne kadar bu bedelin tahsili için davalılara yönelik dava açılmış ise de, aracın devrini resmi mühürlü ve imzalı nüfus cüzdanının ibrazı üzerine yapan davalı noter baş katibinin ve olayda kusurları bulunmayan davalılar ... ve ..."in bir sorumluluklarının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2015/4312 esas 2016/12163 karar sayılı 26/10/2016 tarihli ilamıyla;
“... Bu bilgiler ışığında somut olaya dönecek olursak; davalılardan ... adına trafikte kayıtlı otomobilin, ... 3. Noterliğinin 23/10/2012 tarihli satış sözleşmesi ile davalı ... adına düzenlenmiş sahte nüfus cüzdanı kullanılarak davacı şirkete satıldığı, gerçek araç malikinin kimlik bilgileri kullanılarak sahte olarak düzenlenmiş ve davalı notere ibraz edilmiş bulunan nüfus cüzdanındaki bir kısım bilgilerin farklı olduğu anlaşılmaktadır.
Resmi işlem yapma görevini üstlenmiş ve teknolojinin gelişmesi ile kimlik paylaşım sistemi gibi kolaylıklara kavuşmuş olan noterin daha fazla bilgi ve tecrübeye sahip olması nedeni ile daha üst düzeyde dikkat ve özen görevi bulunmaktadır.
O halde mahkemece; 1512 sayılı Noterlik Kanunu"nun 162/2. maddesi uyarınca, noter katibi olan ...’ın eylemi ile davacının zararı arasında uygun illiyet bağının bulunduğu ve zararın tazmininde, davalı noter katibinin kusursuz sorumluluğunun olduğu kabulü ile yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yukarıdaki gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Söz konusu bozma ilamı uyarınca; davalı noter başkatibinin yapılan işlemde noter çalışanı olarak gereken dikkat ve özeni göstermediği, yani özen yükümlülüğüne uygun şekilde davranmadığı, davalı ..."ın eylemi ile davacının zararı arasında uygun illiyet bağının bulunduğu ve zararın tazmininde, 1512 sayılı Noterlik Kanunu"nun 162. maddesi uyarınca kusursuz sorumluluğunun bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; 17.000,00 TL. maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı ..."dan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalılar ... ve ... yönünden açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı ..."ın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Davada, sahte nüfus cüzdanı esas alınarak araç satış sözleşmesinin düzenlendiği, davalı noterin Noterlik Kanunu"nun 162.maddesine dayalı olarak meydana gelen zarardan kusursuz olarak sorumlu olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık; davacının da oluşan zararda müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
TBK’nun 52. maddesine göre; ‘’Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.
Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir.’’
Müterafik kusur indirimi yapılabilmesi için davacının zarar gören sıfatıyla zarara razı olması, doğmasına, artmasına etkili olması yada davalının durumunu ağırlaştırması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinde; davacının oto alım satım işi ile iştigal ettiği sabittir. Oto alım-satım işi ile iştigal eden davacının ve yetkililerinin, satıcı ve araç hakkında yeterli araştırma yapmaması ve satışa esas olan belgeleri incelememesi, noterde satış işlemi yapılırken bulunan eksiklikler nedeniyle kendisinden beklenen özeni gösterip olaya uygun bir araştırma yapmaması davacının bölüşük kusurunun varlığını göstermektedir. Dava konusu aracın kasko değerinin 27.800,00 TL olduğu, davacı tarafça 17.000,00 TL’ye alındığı anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece; davacının müterafik kusurunun varlığı kabul edilerek, yukarıda anılan madde hükmü uyarınca, davalının sorumlu olduğu tazminat miktarından hakkaniyete uygun bir indirim yapılması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yukarıdaki gerekçe ile davanın tümden kabulü doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle temyiz eden davalının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı ... yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/11/2018 gününde oybilirliğiyle karar verildi.