14. Ceza Dairesi 2014/11678 E. , 2015/2131 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı
HÜKÜM : Çocuğun basit cinsel istismarı suçundan mahkûmiyet
Mahalli mahkemece verilen hükmün sanık müdafii tarafından duruşmalı temyiz edilmesi üzerine; dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle 18.02.2015 Çarşamba saat 13.30’a duruşma günü tayin olunarak sanık müdafiine çağrı kâğıdı gönderilmişti.
Belli günde Hâkimler Kurulu duruşma salonunda toplanarak Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından ... hazır olduğu halde oturum açıldı.
Yapılan tebligat üzerine ibraz ettiği yetki belgesine dayanarak sanık ... adına gelen Av. ... huzura alınarak duruşmaya başlandı.
Duruşma isteğinin süresinde ve yerinde olduğu anlaşıldıktan sonra uygun görülen talep ve mütalaa dairesinde sanık ... hakkında DURUŞMALI inceleme yapılmasına oybirliğiyle karar verilerek tefhim olunduktan sonra işin açıklanmasına dair raportör üye tarafından düzenlenen rapor okundu.
Raportör üye rapora ilave edecek bir cihet bulunmadığını bildirdi.
Sanık müdafii temyiz layihasını açıklayarak savunmada bulunup müvekkili hakkındaki hükmün BOZULMASINI istedi.
Yargıtay Cumhuriyet Savcısı tebliğname içeriğini tekrar etti.
Son sözü sorulan sanık müdafii savunmasına ilave edecek bir cihet bulunmadığını bildirmekle dosya incelenerek karar verilip tefhim olunmak üzere duruşmanın 04.03.2015 Çarşamba günü saat 13:30"a bırakılmasına oybirliğiyle karar verildi.
-2-
Belli günde oturum açıldı. 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemelerde gözetilerek aşağıda yazılı karar ittihaz olundu.
Sanığın mağdurenin babası olduğu ve 5237 sayılı TCK.nın 53/1-c maddesinde yer alan velâyet hakkını kötüye kullanmak suretiyle öz kızına karşı cinsel istismar suçunu işlediği halde, cezanın infazından sonra başlamak üzere aynı Kanunun 53/5. maddesi uyarınca hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmemesi, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Mağdurenin yargılama aşamalarındaki birbiri ile çelişmeyen tutarlı beyanlarında sanığın kendisine karşı cinsel istismara yönelik davranışlarının 7 sınıftan 8. sınıfa geçtiği 2012 yılı yaz aylarından itibaren başladığını, evde yalnız kaldıkları zaman göğüslerini elleyip, dudaklarını öptüğünü, zaman zaman tuvalete götürüp sanığın ve kendisinin pantolonlarını çıkararak arka tarafına cinsel organını sürttüğünü, bu eylemlerini defalarca yaptığını, 2013 yılı yaz tatilinde yine evde yalnız kaldıkları bir gün tuvalete gittiğinde, sanığın peşinden geldiğini, pantolonunu çıkararak cinsel organını kendisinin anüsüne soktuğunu, hatta kendisini sıktığı için anüsünden kan bile geldiğini ifade etmesi, Bursa Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk İstismarı Merkezi"nde, Adli Tıp Uzmanı tarafından düzenlenen 09/01/2014 tarihli raporda, "Mağdurenin yapılan muayenesinde, akut ya da kronik fiili livatanın fiziki bulgularına rastlanmamış olmakla birlikte anal yolla ırza geçme sonrası görülmesi beklenen ekimoz, mukoza veya sfınkter yırtığı gibi travmatik değişimlerin olaydan kısa bir süre sonra iz bırakmaksızın kaybolabileceği gibi, çocuğun yaşı, fizik gelişimi, olay sırasında penis girişini kolaylaştırıcı kaygan madde kullanımı ile hile, tehdit yada rıza gibi nedenlerle direncinin kırıldığı durumlarda anal sfınkterin çok büyük travmatik değişim olmaksızın penisin girişine müsait olacak şekilde genişleme yeteneğinin bulunmasının da tıbben mümkün olduğu dikkate alındığında adli tahkikat ile aydınlatılmasının uygun olacağının" belirtilmesi, mağdurenin, sanığın cinsel organını anüsüne soktuğunu belirttiği tarihten yaklaşık 5-6 ay sonra anal muayenesinin yapılarak rapor düzenlenmesi karşısında, sanığın mağdureye karşı organ sokmak suretiyle nitelikli cinsel istismarda bulunduğunun sabit olduğu gözetilmeden suç vasfının tayininde hataya düşülerek yazılı şekilde çocuğun basit cinsel istismarı suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması,
Kanuna aykırı, sanık ve müdafiin temyiz itirazları ile sanık müdafiin duruşmalı inceleme sırasındaki sözlü savunması bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün ceza miktarı yönüyle sanığın kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 24.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
24.02.2015 tarihinde verilen işbu karar 04.03.2015 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından Hayri Buyruk hazır olduğu halde sanık müdafii Av. Serap Sayın"ın yüzüne karşı tefhim olundu.