Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/8646
Karar No: 2014/2431
Karar Tarihi: 31.03.2014

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2013/8646 Esas 2014/2431 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2013/8646 E.  ,  2014/2431 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Manavgat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
    TARİHİ : 02/07/2013
    NUMARASI : 2012/521-2013/477

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, müvekkilinin hotel sahibi ve işletmecisi olduğunu, davalı şirketin ise turizm seyahat acentası olduğunu, müvekkil şirket tarafından, davalı şirketin müşterilerine dava konusu edilen fatura içeriğinde bulunan konaklama hizmetinin sunulduğunu, davalı şirketin bu ticari ilişkiden doğan borcu olan 4.545,00 TL"yi ödemediğini, bu alacaktan dolayı davalı aleyhinde Manavgat 1. İcra Müdürlüğü"nün 2012/1494 Esas sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, davalının yetkiye ve borca kötüniyetli olarak itiraz ettiğini, takibe konu alacağın para borcuna dayandığını, götürülecek borç olduğunu, götürülecek borçlarda Borçlar Kanunu"nun 73. maddesine göre alacaklının ikametgahının yetkili olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile %20 icra inkâr tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, takibe konu faturanın müvekkili şirket defterlerinde bulunmadığını, böyle bir faturaya ilişkin olarak davacı yana borcun olmadığını, böyle bir faturanın müvekkiline tebliğ edilmediğini, müvekkilinin ikametgahının Kadıköy/İstanbul olup, akdin kurulduğu yerin Kadıköy olduğunu, bu nedenle yetkiye ilişkin itirazı tekrarladıklarını savunarak, davanın reddini ve kötüniyet tazminatının tahsilini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafın ikametgah adresinin Kadıköy/İstanbul"da bulunduğu, davacının ise Manavgat İcra Dairelerinde icra takibine başladığı, davalının ise icra dairesinin yetkisine itirazda bulunduğu, yine borca ve imzaya itiraz ettiği anlaşılmış olup, HMK"nın 6. maddesi ile İİK"nın 50. maddesi gözönünde bulundurulduğunda davacı tarafça icra takibinin yetkisiz icra dairesinde yapıldığı, davalının ise yetki itirazında bulunduğu, yetki açısından genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin yerleşim yeri mahkemesinde takip edilmesi gereken icra takibi ile itirazın iptali davasında davalı tarafın yetkisiz mahkemeye dava açtığı anlaşıldığından mahkemenin yetkisizliğine, yetkisizlik nedeniyle davanın reddine, görevli ve yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Nöbetçi Ticaret Mahkemesi olduğuna ve talep halinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerektiği belirtilerek, mahkememizin yetkisizliğine, görevsizlik nedeniyle davanın reddine, görevli ve yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Nöbetçi Ticaret Mahkemesi olduğuna, talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Anadolu Nöbetçi Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    1-Dava, icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
    Ödeme emri tebliği üzerine borçlu sadece yetki itirazında bulunmuş ise, alacaklı İİK"nın 50/2. maddesi uyarınca, bu itirazın kaldırılmasını ancak, icra hukuk mahkemesinden isteyebilir. Borçlu yetki itirazı ile birlikte borcun esasına da itiraz etmişse, alacaklı aynı Kanun"un 67/1. maddesi uyarınca icra hukuk mahkemesine başvurabileceği gibi, dilerse genel mahkemeye itirazın iptali davası da açabilir. Borçlu yetki itirazı ile birlikte borcun esasına da itiraz etmişse, icra hukuk mahkemesi tarafından önce yetki itirazı incelenip karara bağlanacaktır. Borçlunun yetki itirazı ile birlikte borca itiraz etmesi ve alacaklının da genel mahkemede itirazın iptali davası açması halinde, genel mahkeme icra dairesinin yetkisine karşı yapılan itirazı icra hukuk mahkemesi yerine geçerek çözümlemelidir. Zira, genel mahkemenin de yetki itirazını incelemeye yetkili olduğunun kabulü gerekir. Esasen icra hukuk mahkemesinden daha geniş yetkili olan genel mahkemenin yetki itirazını inceleyememesi için bir neden de bulunmamaktadır. Genel mahkemenin önce kendi yetkisine yönelik itirazı inceleyip karara bağlayacağı kabul edilirse, mahkeme yetkisizlik kararı verecek, yetkili mahkeme bu kez icra dairesinin yetkisiz olduğu, geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesiyle itirazın iptali davasını reddedecektir. Bu durum ise Anayasa"nın 141/son maddesinde hüküm altına alınan usul ekonomisine de aykırı düşecektir. Dairemiz`in 04.11.2013 tarih ve 5340 E, 6762 K sayılı ilamında olduğu üzere yerleşik uygulamasına göre de, borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmesi halinde, itirazın iptali davasının dinlenebilmesi için, yetkili icra dairesinde mevcut bir takip bulunmalıdır. Dolayısıyla, mahkemenin önce icra dairesinin yetkili olup olmadığını incelemesi, icra dairesinin yetkili olmadığını tespit etmesi halinde, borcun esasına ilişkin itirazın incelemesine geçilmeksizin takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı ve geçerli bir icra takibi bulunmadığı gözetilerek itirazın iptali davasının da salt bu nedenle reddine karar vermesi gerekmektedir. Artık bu durumda, mahkemenin kendi yetkisine yapılan bir itiraz varsa bunu incelemesine gerek kalmamaktadır. İcra dairesinin yetkili olduğunun anlaşılması halinde, bundan sonra mahkemenin yetkisine yönelik itirazı incelemesi, sonucuna göre gerekli kararı vermesi gerekmektedir. İİK"nın 67. maddesine dayanan davanın, mutlaka takibi yapılan icra dairesinin yetki çevresinde açılacağını gösteren bir hüküm bulunmadığı, dolayısıyla, başka bir yer mahkemesinin başka bir yer icra dairesindeki takibe yapılan borca itirazı incelemesinde yasal bir engel bulunmadığı da gözetilmelidir.
    YHGK"nın 24.04.2013 tarih ve 2012/9-1435 E, 2013/569 K sayılı ilamında "Yargıtay"ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davasını gören mahkeme, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyebilir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması sonuca etkili değildir. Başka bir ifadeyle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle tetkik merciinin (icra hukuk mahkemesinin) yerine geçerek, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek, kesin olarak sonuçlandırmalıdır (Hukuk Genel Kurulunun 28.3.2001 gün ve 2001/19-267 E, 311 K sayılı; 20.3.2002 gün ve 2002/13-241 E, 208 K sayılı ilamları). Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır (Saim Üstündağ, İcra Hukukunun Esasları, İstanbul 1995, 6. Bası, sayfa:101-102; Aynı doğrultuda YHGK"nın 20.3.2002 gün 2002/13-241 E, 208 K sayılı ilamı). İtirazın iptali davasının konusunu teşkil eden icra takibinde borçlu, icra dairesinin yetkisine yönelik bir itiraz ileri sürmediğinden, takibin başlatıldığı yer ile itirazın iptali davasına bakan mahkemenin bulunduğu yerin aynı olması gerekmemektedir." açıklamasına yer verilerek, bu uygulama benimsenmiştir.
    Somut olayda icra takibi, Manavgat İcra Müdürlüğü"nde yapılmış ve tebliğ edilen ödeme emri üzerine davalı-borçlu, hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş, davacı tarafından açılan itirazın iptali davası üzerine mahkemenin yetkisine de itirazda bulunmuştur. Takip tarihinde yürürlükte olan ve İİK"nın 50/1. maddesi atfı ile uygulama yeri olan HMK"nın 10. maddesi uyarınca, sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklarda, dava veya icra takibi sözleşmenin (borcun) yerine getirileceği (ifa edileceği) yer icra dairesinde ya da mahkemesinde de açılabilir. Sözleşmenin yerine getirileceği yer, öncelikle yanların açık ya da örtülü isteğine göre belirlenir. Tersi durumda ise, sözleşmenin yerine getirileceği yer takip tarihinde yürürlükte olan Borçlar Kanunu"nun 73. maddesi uyarınca saptanır. Öyle ki, davanın konusu, varlığı inkar edilmeyen sözleşmeden doğan bir para borcu olup da, sözleşmede aksi kararlaştırılmamış ise, bu para borcu, götürülecek borçlardan olduğundan alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Alacaklı bu para borcunun ödenmesi için kendi ikametgahında takip ya da dava açabilir. YHGK"nın 16.02.2005 tarih ve 19-63 E.,61 K. sayılı ilamı ile Dairemizin 20.02.2014 tarih ve 2013/8119 E., 2014/1368 K. sayılı ilamı bu yöndedir.
    Somut olayda, davalı-borçlunun taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin varlığına itirazı bulunmadığına, bu durumda davalının para borcu edimi yönünden borcun ifa edileceği yer, alacaklının ikametgahının bulunduğu Manavgat olduğuna ve icra takibi de Manavgat"ta yapıldığına göre, Manavgat İcra Daireleri yetkili olup, itirazın iptali davasının görülmesi koşulları oluştuğundan, mahkemenin yetkisine yapılan itirazın incelenmesine geçilmesi ve aynı gerekçelerle Manavgat Mahkemelerinin yetkili olduğu gözetilerek, esasa girilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
    2-Kabule göre; Mahkeme gerekçesinde, icra takibinin yetkisiz icra dairesinde yapıldığı sonucuna varıldığına göre, takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı ve geçerli bir icra takibi bulunmadığı gözetilerek itirazın iptali davasının da salt bu nedenle reddine karar vermesi ve mahkemenin yetkisinin tartışılmaması gerekirken, ayrıca mahkemenin yetkisini de tartışıp, mahkemenin yetkisinin bulunmadığını kabul ederek, mahkemenin yetkisizliğine karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Öte yandan, mahkemece öncelikle mahkemenin görevi ile ilgili karar verilmesi gerekirken, yetkiyi görevli mahkemenin değerlendirmesi gerektiği gözetilmeden, aynı zamanda yetkisizlik ve görevsizlik kararı verilmesi de hatalı olmuştur.
    Diğer yandan, karar tarihinde yürürlükte olan HMK"nın 115/2. maddesi uyarınca, mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Bu durumda mahkemece, HMK"nın 114/1-c maddesi hükmü uyarınca anılan yasal düzenleme gözönünde bulundurularak, göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, davanın anılan Kanun"un 115/2. maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekirken, karar tarihinde yürürlükte olmayan ve göreve ilişkin dava şartı öngörmeyen HUMK"nın göreve ilişkin 1 ve 27. maddeleri hükümlerine uygun olarak gerekçede "mahkememizin görevsizliğine" ibarelerine yer verilmesi ve buna göre hüküm fıkrasında davanın görev yönünden de reddine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 31.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi