Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/4136
Karar No: 2018/11041
Karar Tarihi: 05.11.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/4136 Esas 2018/11041 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2018/4136 E.  ,  2018/11041 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, davacı ... adına kayıtlı ... İli, ...İlçesi, ... Cami Mahallesi, ... mevkinde bulunan 509 Ada,13 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında vakıf şerhinin bulunduğunu, vakıf şerhinin kaldırılması için davalı idareye ihtirazı kayıtla taviz bedeli olarak 26.936,00 TL ödendiğini, yolsuz olarak tescil edilen vakıf şerhi nedeniyle davalı idareye ödenen taviz bedelinin haksız ve yersiz olduğunu ileri sürerek , 26.936,00 TL nin ödeme tarihi olan 14.01.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
    Davalı, davaya konu taşınmazın arsa niteliğinde olması nedeniyle özel mülkiyete konu olabileceğini, bu sebeple taşınmaz kayıtlarında bulunan vakıf şerhinin sahih ve tahsil edilen taviz bedelinin yasal olduğunu , geldi kayıtlarında yer alan ve tedavüller sırasında intikal ettirilmeyen şerhin yeniden konulmasında hukuka aykırılık bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; davanın kabulü ile 26.936,00 TL nin ödeme tarihi olan 14.01.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin 19.09.2013 tarih ve 2013/9837 E.- 2013/12953 K. sayılı ilamı ile, " ...Vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının, taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanması bu tür davalarda önem kazanmaktadır. O nedenle, taşınmaza ait kök tapu kaydı ilk tesisinde itibaren tüm tedavülü ile getirtilmeli, dosyada bulunan ferman ve ilmuhaberde taşınmazın yer alıp almadığı araştırılmalı, bu konuda uzman üniversite öğretim üyeleri arasından bilirkişi kurulu oluşturularak keşif de yapılmak suretiyle yukarıda sayılan ilkeleri kapsar biçimde bilirkişi raporu alınarak sonuca uygun bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece, bu yönler üzerinde durulmaksızın, eksik araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir..." gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ve alınan bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, vakıf taviz bedelinin istirdadı istemine ilişkindir.
    Mahkemece her ne kadar bozmaya uyma kararı verilmişse de bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
    5737 sayılı Vakıflar Kanunu 27.02.2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanmış ve aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Sözü edilen 5737 sayılı Vakıflar Kanununun 18.maddesi hükmünce; miri arazilerden mukataalı hayrata tahsis edilmeyenler ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlar dışındaki, tapu kayıtlarında icareteyn ve mukataalı vakıf şerhi bulunan gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde veya tasarrufundaki taşınmazlar taviz bedeline tabidir. Yasanın 3.maddesinde yapılan tanıma göre de, Mukataalı Vakıf; zemini vakıf üzerindeki yapı ve ağaçlar tasarruf edene ait olan ve kirası yıllık olarak alınan vakıf taşınmazlarını, icareteynli vakıf ise; değerine yakın peşin ücret ve ayrıca yıllık kira alınmak suretiyle süresiz olarak kiralanan vakıf taşınmazlarını ifade eder.
    Bu halde somut uyuşmazlığın çözümü için “ Hersekzade ... Paşa Vakfının” mukataalı veya icareteynli vakıf olup olmadığının veya miri arazilerden mukataalı hayrata tahsis edilmeyenler ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlardan bulunup bulunmadığının yöntemince araştırılması gerekir.
    Vakfiye kapsamındaki her taşınmazın coğrafi konumu ve hukuki durumu farklı olacağından bu taşınmazların kadim köy, kasaba ya da şehir içindeki mülk topraklar içinde olup olmadığı keşfen ve uzman bilirkişiler marifetiyle saptanmalıdır.
    Tüm bu açıklamalar ışığında; vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının, taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanması bu tür davalarda önem kazanmaktadır.
    HMK"nın 266 ve devamı maddeleri uyarınca, çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde hakim, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Bilirkişi raporunu hazırlarken, raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde bilgi ve belgelere dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hükme dayanak yapılabilir.
    Somut olayda; fen ve ziraat mühendisi bilirkişilerin katılımıyla taşınmaz mahallinde keşif yapılarak bilirkişi heyetinden rapor alınmış ise de , bilirkişilerin araziye paftayı uygulamakla yetindiği, taşınmazın ilk evveliyatına dair coğrafi ve hukuki durumunun değerlendirilmediği; sonrasında talimat yoluyla uzman bilirkişilerden alınan raporun ise dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde hazırlandığı, vakfın türünün, dava konusu taşınmazın vakfın kapsamında olup olmadığı hususunun bilimsel verilere uygun olarak açıklanmadığı anlaşılmıştır. Bununla beraber, bilirkişi veya bilirkişilerin tarafsızlığı asıl olup, bilirkişi heyetinde yer alan Vakıflardan Sorumlu Devlet Bakanlığı danışmanı ..."ın davalı idare nezdinde görevinin devam edip etmediği mahkemece araştırılmamıştır. Hükme esas alınan rapor bu hali ile taraf ve Yargıtay denetimine açık olmadığı gibi hüküm kurmaya da elverişli değildir.
    Hal böyle olunca; mahkemece, dosya arasında bulunan davaya konu taşınmaz tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm dayanakları, vakıf durumunu gösterir kayıtlar ve dayanılan diğer belgeler ile birlikte bu konuda uzman ve tarafsız üniversite ( Hukuk Fakültelerinin Medeni Hukuk kürsülerinde görevli) öğretim üyeleri arasından oluşturulacak yeni üçlü bir bilirkişi heyetiyle birlikte mahallinde keşif yapılarak, davaya konu vakıf ve şerhinin sahih olup olmadığının tespiti amacıyla, yukarıda anılan maddi ve hukuki olgular göz önüne alınarak dava konusu uyuşmazlık hakkında yöntemince bir araştırma yapılarak, denetime ve hüküm kurmaya elverişli, bilimsel verilere uygun şekilde bilirkişi heyetinden rapor alınmalı ve varılacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"ya 6217 sayılı Kanunla eklenen geçici 3. Madde hükmü gözetilerek HUMK"nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi