3. Hukuk Dairesi 2017/12320 E. , 2018/11046 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 06.11.2018 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davacı vekili ... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 12/12/1973 tarihli tapusuz taşınmaz senedi ile davalıların murisinden 120.000 TL karşılığında tarla satın aldığını, satıcının taşınmazın zilyetliğini devrettiğini ve bedeli tamamen aldığını, şahitlerce imzalı ve muhtar onaylı senet içeriğine göre taşınmazı satan ve devreden davalıların murisi satmış olduğu taşınmazı alıcı adına tapuya tescil edeceğini, tescil hususunda itiraz etmeyeceğini, tapusunu veremediği takdirde ise almış olduğu 120.00 TL"yi banka faizi ile alıcıya ödeyeceğini taahhüt ettiğini, davacının da müdahil olduğu ... Kadastro Mahkemesinin 1976/50 Esas 2006/32 Karar sayılı ilamı ile taşınmazın davacının elinden çıktığını ve davalılar adına tescil edildiğini, kararın 07.07.2009 tarihinde kesinleştiğini, bu davanın kesinleşmesi ve taşınmazın davacının elinden çıkması ile zarar doğduğunu ve davalıların murisinin senet ile taahhüt ettiği tüm borçları ve ödenmesi gereken tazminatın muaccel hale geldiğini, davacının zarara uğradığını ileri sürerek ... ilçesi, Çiçek Köyünde bulunan 1346 parsel nolu 3 dönüm taşınmazın davacının elinden çıkma tarihi olan 07/07/2009 tarihindeki rayiç bedelinin davacıya ödenmesine, mümkün olmadığı takdirde 120.000 TL"nin ödeme tarihi olan 12/12/1973 tarihinden itibaren işleyecek banka mevduat faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar; davanın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini talep etmişlerdir.
.../...
-2-
Davalı ...; davacının taşınmazı zilyetliğinde bulundurmadığını, iddia edildiği gibi bir alım satım sözleşmesinin, davalıların murisi ile davacı arasında yapıldığının dahi şüpheli olduğunu, davalının bu konuda bir bilgisinin olmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacının talebinin davalıların murisi Mehmet Oba tarafından imzalanmış 12.12.1973 tarihli satış sözleşmesine dayalı tazminat talebi olduğu, davalı ... vekilince bu sözleşmenin reddedildiğini, davalılar murisinin vefat ettiği, murisin imza örneklerinin istenmesi için ilgili kurumlara müzekkere yazıldığı ancak imza örneği bulunamadığı, bu nedenle imza incelemesi yapılamadığı, mahkemece dinlenen ve davacı tarafça sunulan sözleşmede adı geçen tanık ... ve D. Mehmet İspir"in ilgili sözleşmeyi hatırlamadıklarını beyan ettikleri, davanın sübut bulmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davaya konu Tapusuz Gayrımenkul Satış Senedi başlıklı belge incelendiğinde; davalıların murisi Mehmet Oba"nın sözleşmede hudutları belirtilen taşınmazından üç dönümünü davacıya sattığı, zilyetliğini devrettiği, satış bedelini nakten ve tamamen aldığı belirtilmiştir.
Sözleşmede imzası bulunan tanık Kürdo Külekçi beyanlarında; 1973 yılında ... merkezde dükkan işlettiğini, davacı ve davalıların murisinin dükkanında bir bir gayrımenkulün alım satımı konusunda pazarlık yaptıklarını, alışverişin kendi yanında olduğunu, parasının verildiğini, bilgisinin bundan ibaret olduğunu ifade etmiştir.
Sözleşmede imzası ve kaşesi bulunan muhtar ..., duruşmada alınan beyanlarında; taraflar arasında satış senedi düzenlenip düzenlenmediğini hatırlamadığını, gösterilen senetteki imzanın kendisine ait olmadığını ifade etmiş ise de söz konusu tanık Kadastro Mahkemesi"nin 1976/50 Esas sayılı dosyasında 15.09.2000 tarihinde yapılan keşifte mahalli bilirkişi olarak katıldığı, alına beyanlarında 12.12.1973 tarihli iş bu dava konusu senet gösterildiğinde imzanın kendisine ait olduğunu ifade etmiştir.
Davalı ... vekili; iş bu dosyanın 02.11.2011 tarihli duruşmasında; davacı tarafça sunulan gayrımenkul satış senedinde Beşir Şahin"in kefil olarak sözleşmeyi imzaladığını, tarafların satış işleminden vazgeçmesinden sonra Beşir Şahin tarafından taşınmazın bedelinin davacıya ödendiğini, parayı ödeyen kefilin bu parayı müvekkilinden tahsil ettiğini beyan etmiştir. Yine 17.02.2011 tarihli celsede dinlenen davalı ...; alacağın sundukları senetten anlaşılacağı üzere babası tarafından ödendiği beyan etmiş, davalı ... de aynı celse de parayı Beşir Şahin"e ödediklerini ancak Beşir Şahin ölünce senedi kendilerine iade etmediklerini ifade etmiştir. İş bu beyanlardan davacı ile davalıların babaları arasında taşınmaz alım-satımının yapıldığı ve dava konusu senedin düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Ayrıca; dava konusu taşınmaz hakkında davacının da iş bu davaya konu senede dayanarak müdahil olduğu ... Kadastro Mahkemesi"nde görülen tespite itiraz davası sonucunda verilen ve kesinleşen kararın gerekçe kısmında; iştirak halinde maliklerden birinin yaptığı satışa diğer malikin onay vermediği için davacıya yapılan satışın geçersiz olduğuna karar verilmiştir.
Aynı zamanda; davalılar tarafından davacıya karşı ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nde açılan ecrimisil davası sonucunda, Kadastro Mahkemesi"nde görülen tespite itiraz davasında, 1974 yılından birkaç yıl önce taşınmazın davalı ve davadışı 3. şahsa haricen satılarak zilyetliğinin devredildiği, Kadastro Mahkemesince satışın geçersiz olduğu kabul edilerek sonucu dairesinde karar verildiği, davalının tasarrufunun geçersiz kabul edilen harici sözleşmeye dayalı olduğu, bu haliyle davalının kullanımın kadastro mahkemesi kararının kesinleştiği tarihe kadar haksız ve kötüniyetli kabul edilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Hal böyle olunca mahkemece, yukarıda bahsi geçen dava dosyaları, tanık beyanları ve davalı beyanları doğrultusunda söz konusu sözleşmenin davacılar ve davalılar murisi tarafından yapıldığının kabulü ile taraf iddia, savunma ve delilleri değerlendirilerek sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı taraf yararına BOZULMASINA, ikinci bendde açıklanan nedenle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,1.630 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalı taraftan alınıp davacıya verilmesine, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.