MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 101 ada 2641 parsel sayılı 31.843,89 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak tarla vasfıyla tarafların amcası ... adına tespit ve tescil edilmiş, 03.07.2013 tarihinde gerçekleşen satış işlemiyle de davalı ...’e temlik edilmiştir. Davacı ..., amcası ile babasının isimlerinin ... olduğunu, çekişmeli taşınmaz babaları ...’e ait olmasına rağmen kadastro çalışmaları sırasında isim benzerliği nedeniyle sehven amcası ... adına tespit ve tescil edildiğini, tespit maliki olan amcasının da durumdan haberdar olduğunu, babası vefat ettikten sonra mirasçılar arasında herhangi bir taksim yapılmadığını, hal böyle olmasına rağmen davalı kardeşinin amcasını taksim hususunda yanıltarak taşınmazın tapusunu satış işlemiyle kendi üzerine aldığını, yapılan satış işleminin de gerçek bir satış işlemi olmadığını ileri sürerek çekişmeli taşınmazın muris ... mirasçıları adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, tarafların babası olan muris ...’e ait bir kısım taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında isim benzerliği nedeniyle sehven amca ... adına tespit ve tescil edildiğini, bu durumun amca ... tarafından da bilindiğini ve taşınmazların taraflara iade edilmek istendiğini, kadastro tespitinden sonra tarafların babası olan muris ...’ün vefat ettiğini, mirasçılar arasında herhangi bir taksim sözleşmesi yapılmadığını, buna rağmen davalı kardeşi ...’ün taksim yapıldığı hususunda amca ...’ü yanıltarak çekişmeli taşınmazın kendisine bedelsiz olarak temlik edilmesini sağladığını ileri sürerek çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptalini ve muris ... adına tapuya tescilini talep etmiştir. Davalı ..., kadastro tespitinin kesinleşip taşınmazların tapularının oluşmasından sonra babaları muris ...’ün vefat ettiğini, bunun üzerine tüm mirasçıların biraraya gelerek şifahi olarak taşınmazları aralarında taksim ettiklerini, amca ...’ün de yapılan şifahi taksim sözleşmesi uyarınca taşınmazları hak sahiplerine temlik ettiğini belirtmiştir. Yerel Mahkemece, tüm mirasçıların katılımıyla yapılan şifahi bir taksim sözleşmesinin bulunduğu, kendisine ait olmayan taşınmazları iade etmek isteyen amca ...’ün de bu taksim sözleşmesi uyarınca taşınmazları mirasçılara temlik ettiği kabul edilmiş ve davanın reddine karar verilmiştir. Çekişmeli taşınmazın tarafların murisi ...’e ait olmasına rağmen kadastro sırasında isim benzerliği nedeniyle amca ... adına tespit ve tescil edildiği noktasında herhangi bir ihtilaf yoktur. İhtilaf, tespitin kesinleşmesinden ve müşterek muris ...’ün ölümünden sonra mirasçılar arasında geçerli bir taksim sözleşmesi yapılıp yapılmadığı ve bu taksim sözleşmesinin gereğinin yerine getirilip getirilmediği noktasında toplanmaktadır. TMK"nın 676/1-3. maddesi hükmüne göre; tapulu taşınmazlara ilişkin paylaşma sözleşmesinin geçerliliği tüm mirasçıların katılımı ile yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır. Sözleşmenin yazılı olmasına ilişkin şart, bir geçerlilik şartıdır. Somut uyuşmazlıkta, mirasçılar arasında şifahi olarak taksim sözleşmesi yapıldığı ve bu sözleşme gereğince de tapuda devir işlemlerinin gerçekleştirildiği iddia edilmiştir. O halde, mirasçılar arasında yazılı şekilde yapılan geçerli bir taksim sözleşmesinden bahsetmek mümkün değildir. Ne var ki, başlangıçta geçersiz olan ve usulüne uygun olarak düzenlenmeyen taksim sözleşmesinin iyi niyetle yerine getirilmesi, başlangıçta geçersiz olan sözleşmeyi geçerli hale getirir. Aksine bir tutum ve davranış, TMK"nın 2. maddesi anlamında hakkın kötüye kullanılması teşkil eder ve hukuk tarafından himaye edilmez. Hal böyle olunca, taksim hususunun ayrıntılı şekilde araştırılması, bu kapsamda öncelikle amca ... ile muris baba ... adına tespit ve tescil edilen tüm taşınmazların tapu kayıtları ve akit tabloları ile murisin ölümünden sonraki döneme ilişkin tüm tedavül kayıtlarının, ayrıca mirasçılar adına kayıtlı tüm taşınmazların tespit tutanakları ve varsa dayanaklarının kesinleşmiş iseler tapu kayıtlarının istenilmesi, iddia edilen şifahi taksim sözleşmesi uyarınca işlem yapılıp yapılmadığının araştırılması, bu hususta mahalli bilirkişi ve taraf tanıklarının yeniden ve ayrıntılı şekilde dinlenilmesi, tanık ve mahalli bilirkişilerden mirasçılar arasında herhangi bir paylaşım yapılıp yapılmadığının, paylaşımın ne zaman ve kimler arasında yapıldığının, tüm mirasçıların paylaşıma katılıp katılmadığının, paylaşım sonucunda mirasçılara hangi taşınmazların düştüğünün, paylaşım sonucu kendisine taşınmaz verilmeyen mirasçıların taşınmaz dışında para ya da benzeri bir şey alıp almadıklarının tereddüte mahal bırakmayacak şekilde sorulması, beyanlar arasında çelişki oluştuğu takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılarak çelişkinin giderilmesi, taksimin şekli ile geçerlilik şartlarının karar yerinde ayrıntılı şekilde tartışılması, ondan sonra toplanan delillere göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine,
31.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.