3. Hukuk Dairesi 2017/8206 E. , 2018/11172 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı ... Ticaret A.Ş. tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalılardan kiraya veren ... Ticaret A.Ş tarafından aleyhine ... 4. İcra Müdürlüğünün 2015/10656 esas sayılı takip dosyası ile tahliye talepli icra takibi başlatıldığını, icra takibine yasal süre içerisinde itiraz edildiğini, takip konusu bedelin ise icra tehdidi altında davalı ...Ticaret A.Ş lehine temlik alan diğer davalı ...ye ödendiğini, icra tehdidi altında ödenen bu bedelin istirdadına karar verilmesi gerektiğini belirterek davalılara ödenen bedelin taraflarına iadesine, yine düzenlenen temlikname hükümlerine göre ödenen kira parasının takas mahsup edileceğinden işleyecek dönem kira bedellerinden mahsubuna karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan Yapı Kredi Bankası A.Ş.; icra takibinin tarafı olmadığını, kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan ... Ticaret A.Ş ise; davacının taşınmazı fiilen kullanmakta olduğunu bu nedenle de kira bedellerini ödeme yükümlülüğü bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; tacir olan taraflar arasında 08/05/2015 tarihli anlaşma uyarınca yetkili ve görevli mahkeme olarak ... Mahkemeleri belirlenmiş olduğundan HMK’nun 17. maddesi uyarınca yetkisizlik kararı verilmiş, hüküm davalılardan ... Ticaret A.Ş tarafından temyiz edilmiştir.
1-01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 6.maddesi “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.”, uyuşmazlıkla ilgili “Sözleşmeden doğan davalarda yetki “ başlıklı 10. maddesi "Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir" hükmünü ,“yetki sözleşmesi” başlıklı 17. maddesi "Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmünü, aynı Kanun’un 448.maddesi gereğince kanun hükümlerinin tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı hükmünü ihtiva etmektedir.
Somut olayda; davaya konu 01.01.2015 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde yetkili mahkemenin ... Mahkemeleri ve icra daireleri olarak kararlaştırıldığı, daha sonra 08.05.2015 tarihinde imzalanan ‘Ek Protokol ve Taahhütname’ başlıklı belge ile de, ihtilaf halinde ... Mahkemelerinin yetkili olacağının belirlendiği anlaşılmaktadır. Kiraya veren tarafından kiracı aleyhinde ...’nde icra takibi başlatılmış ve icra tehdidi altında ilgili icra dairesine ödenen paranın iadesi için dava açılmıştır. Davalılar cevap dilekçelerinde mahkemenin yetkisine itiraz etmemişlerdir. 6100 Sayılı HMK" nın 17. maddesindeki yetki kuralı kesin yetki olmayıp, münhasır yetki niteliğindedir. Kesin yetki halleri aynı Kanun" un 11/1, 12/1. 14/2 ve 15/2 maddelerinde açıkça düzenlenmiştir. Kanunda açıkça “kesin” yetkiden söz edilmeyen hükümlerdeki yetki kurallarının kesin yetki olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Her ne kadar taraflar tacir olduğundan 6100 sayılı HMK"nun 17.maddesi uyarınca anılan yetki şartı geçerli ise de; yetki sözleşmesi ya da sözleşmeye konulan yetki şartı ile belli bir veya birden fazla mahkemenin yetkili kılınması hususu kesin yetki olarak değerlendirilemez. Zira, kesin yetki halleri 6100 sayılı HMK"nun yetki ile ilgili hükümlerinde açıkça belirtilmiştir. Kesin yetki bulunan durumlarda taraflar sözleşme ile başka bir mahkemeyi yetkili kılamazlar. Bu itibarla, yerel mahkemenin bu ilkelere uygun düşmeyen gerekçesinde isabet görülmemiştir. Bu durumda mahkemece HMK"nun 17. maddesindeki yetki kuralının re"sen incelenemeyeceği gözetilerek işin esasına girilip hasıl olan sonuca göre uygun bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2- ) Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alının temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.