12. Ceza Dairesi 2019/12748 E. , 2019/10289 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Hâkimliği
Taksirle ölüme neden olma suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Nevşehir Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 11/01/2016 tarihli ve 2015/6098 soruşturma, 2016/172 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Nevşehir Sulh Ceza Hâkimliğinin 11/02/2016 tarihli ve 2016/208 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, suç tarihinde maktul ..."in sevk ve idaresindeki ,,, plaka sayılı arazi taşıtı ile Çardak Köyü istikametinden Cezaevi Uçhisar beldesi istikametine seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde şerit ihlalinde bulunup karşı yönden gelen şüpheli ..."in sevk ve idaresindeki ... plaka sayılı araç ile çarpışması neticesinde vefat ettiği somut olayda, Ankara Adlî Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının 23/12/2015 tarihli raporu ile şüphelinin kazanın oluşumunda herhangi bir kural ihlalinin bulunmadığından bahisle Nevşehir Cumhuriyet Başsavcılığınca kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de;
Adli Tıp Kurumu Uygulama Yönetmeliğinin 15/2-b maddesinde yer alan, "İlgili mercilerden gönderilmiş trafik kazaları ile ilgili tahkikat dosyaları üzerinde incelemeler yapılarak tarafların kusur oranları, zararları ve gerekli tazminat miktarları tespit edilerek sonucu bir raporla tespit edilir." şeklindeki düzenleme karşısında, her ne kadar Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının ölümlü ya da yaralamalı trafik kazaları için kusur tespiti yapması mümkün ise de, Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 05/09/2013 tarihli ve 2012/19402, esas, 2013/19286 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere taksirle işlenen suçlardan dolayı kusurluluk değerlendirmesinin mahkeme hâkimi tarafından yapılabileceği, bilirkişi raporlarının mahkemeyi bağlayıcı değil, delilleri değerlendirme vasıtalarından biri olduğu, mahkemelerin gerekçelerini açıklamak suretiyle bilirkişi raporlarına itibar edip etmeme hususunda takdir ve değerlendirme hakkını haiz bulunduğu, bilirkişi tarafından kusurluluk konusunda yapılan değerlendirmenin hâkimi bağlayıcı bir yönünün bulunmadığı gözetilerek yapılan incelemede,
Somut olayda olayın görgü tanığı olan İsa Öztürk"e ait ses kaydına ait CD çözümleme tutanığında "..tırın ben sol yaptığını biliyorum ..." şeklinde ve yine tanık ..."in ".. tır şoförü çukurdan kaçmak için gidiş yönüne göre yolun soluna kaydı, yolun soluna kayması ile hızlı seyir halinde olan jeep"i sürükledi ve jeepi tırın gidiş istikametine göre yolun soluna attı ve tırda yine kendi istikametine göre sağ taraga düştü...." şeklindeki ifadeleri, kaza tespit tutanağında şüphelinin 2. derece kusurlu olduğunun belirtilmesi, 18/10/2015 tarihli tutunakta tırın dorsesinin patates ile yüklü olduğu ve tarladan yüklenilmesi nedeniyle kantar fişinin ve irsaliyesinin bulunmadığının ve yükün bir kısmının aktarma yapıldığının belirtilmesi karşısında, olay mahallinde kaza tespit tutanağını düzenleyen memurlar ile tanıklar İsa Öztürk ve Erhan Civelek bulunduğu halde müşteki vekilinin, şüphelinin sevk ve idaresinde bulunan tıra yönelik iddialarının da açığa kavuşturulması için keşif yapılması, toplanacak deliller ve yapılacak inceleme sonucuna göre şüphelinin hukukî durumunun tayin ve takdir edilmesi gerekirken, eksik soruşturmaya dayalı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 160 ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapılmasını sağlamak üzere itirazın kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmeriğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 22/07/2019 gün ve 94660652-105-50-5118-2019-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 02/08/2019 gün ve 2019/80781 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Olay günü saat 18.30 sıralarında, sürücü ..."in idaresindeki arazi taşıtı ile meskun mahal dışında, 7.2 metre genişliğinde, iki yönlü, eğimli, düz, zemini kuru, asfalt kaplamalı yolda, gündüz vakti açık havada seyri sırasında, olay mahalline geldiğinde şerit ihlalinde bulunup karşı yönden gelen sürücü ..."in idaresindeki çekici ile çarpışması sonucu ..."in öldüğü olayda, her ne kadar 17.10.2015 tarihli kaza tespit tutanağında ölen ..."in 1. derecede, şüpheli ..."in 2. derecede kusurlu olduğunun belirtildiği görülmüş ise de, olaya ilişkin olarak Adalet Komisyonu Trafik Bilirkişisi Mesut Gina"nın raporunda, yolun 7,2 metre genişliğine olduğu, yol ikiye bölündüğünde her bir araç için ayrılan şerit genişliğinin 3,6 metre olduğu ve çarpma noktasının ölen ..."in kullandığı aracın bulunduğu şeridin sağındaki yol başlangıç çizgisine 4,6 metre mesafede olduğu ve böylece şüphelinin şeridi içerisinde olduğunun net olduğu ayrıca ölenin savrulduğu mesafe göz önüne alındığında hız limiti olan 70 km/s üzerinde bir hızla seyrettiğinin sabit olduğu, bu sebeplerle ölen şahıs ..."in asli kusurlu olduğunun, tır şoförü şüpheli ..."in kural ihlalinin bulunmadığının ve kusurununu bulunmadığının, yolun sağ kenarında bulunan çukurun kazaya etkisinin bulunmadığının ve kazada yol kusurunun olmadığının belirtildiği, meydana gelen çelişkinin giderilmesi amacıyla alınan Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının 23/12/2015 tarihli raporunda ise ölen şahıs ..."in aracının hızını kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlerine, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken yapım ve onarım alanlarına girerken azaltmadığı, şerit izleme kurallarına riayet etmediği, şerit ihlalinde bulunup karşı yönden gelen ..."in idaresindeki çekici ile çarpışması sonucu meydana gelen olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareketiyle asli kusurlu, şüpheli ..."in idaresindeki çekici ile seyrederken olay mahalline geldiğinde karşı yönden hızla gelen şerit ihlali yaparak önünü kapatan sürücü ... sevk ve idaresindeki arazi taşıtı ile çarpışması sonucu meydana gelen olayda kazaya etken kural ihlalinin olmadığının, yolun sağ kenarında bulunan yol bozukluğunun kazaya etken olmadığı, bu cihetle yolun yapım ve bakımından sorumlu kuruluşun sorumlu kişi veya kişilerin de kusuru olmadığının belirtildiği, böylelikle soruşturma aşamasında Cumhuriyet Savcılığınca gerekli araştırmaların yapılarak şüphelinin kusurlu olduğu yönünde dava açmaya yeterli bir delil elde edilemediği anlaşılmakla; Nevşehir Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 11/01/2016 tarihli ve 2015/6098 soruşturma, 2016/172 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ile anılan Nevşehir Sulh Ceza Hâkimliğinin 11/02/2016 tarihli ve 2016/208 değişik iş sayılı kararında bir isabetsizlik görülmemiş olup,
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görülmediğinden, Nevşehir Sulh Ceza Hâkimliğinin 11/02/2016 tarihli ve 2016/208 değişik iş sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin CMK"nın 309. maddesi uyarınca REDDİNE, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.