3. Hukuk Dairesi 2017/3942 E. , 2018/11317 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, ... İlçesi, 579 ada ,4 parsel sayılı taşınmazını davalıya 31.08.2007 tarihli kira sözleşmesi ile kiraladığını,davalının kendisine bu tarihten itibaren ecrimisil ya da kira bedelini ödemediğini ileri sürerek, 4.349,76 TL ecrimisilin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Asliye Hukuk mahkemesinde sunduğu cevabında,görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunu,esas yönünden ise ,davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Asliye Hukuk Mahkemesince eldeki davadaki uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklandığı gerekçe gösterilerek görev yönünden davanın reddine karar verilmiş,bu kararın temyiz edilmemesi üzerinde 10.10.20143 tarihinde kesinleşmesi sonrasında görevli mahkeme olan eldeki davaya bakan Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderildiği anlaşılmıştır.
Eldeki davaya bakan Sulh Hukuk Mahkemesince ise,davanın kabulüne, davanın ıslah bedeli olan 4349,76 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava;taraflar arasındaki kira ilişkisinden kaynaklı alacağın tahsili istemine ilişkindir.
İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur. HMK’nun ispat yükünü düzenleyen 190. maddesine göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususlar, başka delillerle ispat edilemez.
Kural olarak kira ilişkisinin varlığını ve aylık kira bedelinin ne kadar olduğunu ispat külfeti davacıya, davalı tarafından kabul edilen kira bedelinin ödendiğinin ispat külfeti ise davalıya düşer.HMK" nun 200. maddesi uyarınca akdi ilişkinin varlığı ve aylık kira miktarının yazılı delille kanıtlanması gerekir.
Somut olayda;davacı,davalıya davaya konu ... ilçesi,579 ada 4 parselde kayıtlı taşınmazı 31.08.2007 tarihli kira sözleşmesi ile kiraya verdiğini iddia etmiş,bu ilişkiye dayanak olarak da dosya kapsamında yer alan adi yazılı kira sözleşmesini sunmuştur.Söz konusu 31.07.2008 tarihli kira sözleşmesi incelendiğinde ise,ilgili 579 ada 4 parsel sayılı,1 hektar,1549 m2 olan tarlanın dönümünün ‘’40 YTL’’den olmak üzere hesaplanan kira ücretinin 1/2’sinin davacı adına olan sözleşmede belirtilen hesap numarasına yatırılacağı;diğer ½ hissesin ise,dava dışı Nermin Macaroğlu varisleri olan ...,... ve ... arasında 3 eşit parçaya bölüneceğinin belirtildiği,sözleşmenin ½ hak sahibi olan davacı ile davalı arasında akdedildiği,kiranın başlangıcının 01.10.2007 ,bitişinin ise 01.10.2009 olarak belirlendiği,ayrıca uygun görülmesi halinde aynı kira sözleşmesinin devam edeceğinin belirtildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece,taraflar arasındaki kira ilişkisine dayalı olarak inceleme ve değerlendirme yapılması gerekirken,hatalı olarak mahallinde keşif icrası sonrasında alınan ve ecrimisil hesabı yapılmış olan 21.05.2014 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alınması suretiyle karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla mahkemece,yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve açıklamalar da dikkate alınmak suretiyle alanında uzman ayrı bir bilirkişiden taraflar arasında düzenlenen 31.07.2008 tarihli adi yazılı kira sözleşmesinde belirlenen ‘’dönümü 40 YTL’’ ‘lik bedel belirlemesi de dikkate alınarak, davalının dosya kapsamına yaptığı kira bedeline ilişkin ödemelere ilişkin dekontlar da irdelenerek,söz konusu ödemelerin taraflar arasındaki kira sözleşmesine ilişkin olduğu tespit edilir ise,bu ödemelerin de belirlenecek bedelden mahsubu sonucunda bulunacak bedele hükmedilmesi gerekirken,yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12.11.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.