8. Hukuk Dairesi 2010/2243 E. , 2010/5648 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
... ile Hazine ve Bakacık Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ...Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 19.02.2010 gün ve 32/83 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve paylaşım hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK’nun 713/1.maddesi gereğince Hazine adına idari yoldan tespit ve tescil edilen 532 sayılı parselin tapu kaydının kısmen iptali ile adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın atış poligonu ve Pentatlon sahası yapılmak üzere Emniyet Genel Müdürlüğüne tahsis edildiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle teknik bilirkişi Hikmet Beyhan’ın 30.1.2008 tarihli raporuna ekli krokide D harfi ile belirlenen 18.010,22 m2 yüzölçümlü taşınmaz miktarı bakımından 532 sayılı parselin tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, muristen intikal, paylaşım, imar ve ihya hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK’nun 713/1, 996, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17.maddeleri gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
Daire, 30.10.2008 tarih ve 2008/4338 Esas, 2008/5388 Karar sayılı bozma ilamında; “…dava konusu yere ait hava fotoğraflarıyla topografik haritalar ve gizli memleket haritasından yararlanılarak taşınmazın niteliğinin keşfen ve uzman bilirkişiler aracılığıyla belirlenmesi, imar-ihya koşullarının oluşup oluşmadığının yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, taşınmaz ve çevresini gösterir renkli fotoğraflar çekilerek dosya arasına konulması, 532 sayılı parselin tamamının veya bir kısmının Emniyet Genel Müdürlüğüne tahsis edilip edilmediğinin araştırılması, daha önce davacı tarafından açılan ve HUMK’nun 409.maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilen dosyadaki bilgi ve belgelerin gözönünde tutulması gerektiğine işaret edilmiştir.” Mahkemece, sözü edilen Dairenin bozma ilamına uyulduğuna göre bozma ilamında belirtilen tüm hususların yöntemine uygun bir biçimde araştırılıp belirlenmesi zorunludur. Bozma ilamına uyulmakla taraf yararına (Hazine yararına) usulü kazanılmış hak doğar. Bu bakımdan bozma ilamı çerçevesinde işlem yapılması gerekmektedir. Dava konusu taşınmazın 1972 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında tarıma elverişli olmayan yerlerden olması nedeniyle tespit dışı bırakıldığı, 29.01.2001 tarihinde idari yoldan Hazine adına tapuya bağlandığı ve 532 parsel numarasını aldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece, bozma ilamında belirtilen hususların önemli bir kısmı yerine getirilmiş olmakla beraber, bozma ilamında değinilen hava fotoğraflarının 1988 tarihli olduğu taşınmazın 2001 yılında tapuya bağlandığı gözetildiğinde bu fotoğraflara göre işlem ve değerlendirme yapma olanağı bulunmamaktadır. Öte yandan taşınmazın tamamının veya bir kısmının Emniyet Genel Müdürlüğünden tahsis edilip edilmediği konusunda da duraksama söz konusudur. Taşınmaz; 29.01.2001 tarihinde Hazine adına idari yoldan tespit ve tescil edildiğine göre bu tarihten geriye doğru en az 20 yıl öncesine ait (1972-1981 arası hava fotoğrafları) parselin bulunduğu yöreye ilişkin iki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğraflarının bulunduğu yerden getirtilerek dosya arasına konulması, uzman bilirkişi harita mühendisi aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte zemine uygulanması, hava fotoğraflarının çekildiği tarihlere göre taşınmazın kültür arazisi niteliğinde olup olmadığını, imar ve ihya edilip edilmediğinin veya ne durumda bulunduğunun açıklığa kavuşturulması, hava fotoğraflarının stereoskopik aletle ve üç boyutlu olarak incelemeye tabi tutulması, tarafların ve Yargıtay’ın denetimine açık gerekçeli raporun uzman bilirkişiden alınması gerekir.
Bundan ayrı, Van İl Emniyet Müdürlüğünün 26.2.2009 gün…/1007 sayılı ve 532 nolu parselle ilgili karşılık yazılarında; 532 nolu parselin tamamının Emniyet Genel Müdürlüğüne poligon ve pentatlon sahası olarak tahsis edildiğini, tümünün Emniyet tarafından kullanıldığını bildirmiştir. 25.11.2009 tarihinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına göre ise, teknik bilirkişi Hikmen Beyhan’ın 30.1.2008 tarihli krokisinde 532 sayılı parsel içerisinde A ve B harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümlerinin Emniyet tarafından hiç kullanılmadığının, C harfiyle gösterilen bölümün ise bir süre Emniyet tarafından poligon sahası olarak kullanıldığını, ancak son yıllarda (2 ila 5 yıldan bu yana) bu kısmın da Emniyet tarafından kullanılmadığını bildirmişlerdir. Bu beyanlar ile İl Emniyet Müdürlüğünden gelen yazı kapsamı görüldüğü gibi çelişmektedir. Kabulüne karar verilen ve D harfiyle gösterilen taşınmaz bölümü de dahil olmak üzere gerçekten 532 sayılı parselin tamamı resmi bir şekilde Emniyet Genel Müdürlüğüne yukarıda belirtilen amaçla tahsis edilmiş ise, artık bu taşınmazın tamamının Emniyet Genel Müdürlüğüne tahsis edilmiş olması nedeniyle kamu emlakine dönüştüğünün kabulü gerekir. Böyle bir durumda tapu kaydının oluştuğu 29.1.2001 tarihine kadar davacı yararına kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya koşullarıyla 20 yıllık kazanma süresinin dolduğunun belirlenmesi halinde artık tapu kaydının iptal ve tesciline karar verilemez, ancak mülkiyetin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi gerekir. İmar ve ihyanın tamamlandığı tarihten itibaren 20 yıllık kazanma süresinin hesaplanması düşünülmelidir. Söz konusu olan tahsisle ilgili duraksamanın giderilmesi için durumun Defterdarlığa bağlı Milli Emlak Müdürlüğünden sorulması, 532 nolu parselin tamamı Emniyet Genel Müdürlüğüne belirtilen amaçla tahsis edilmiş ise buna ilişkin belgeler getirtilerek dosya arasına konulması, şayet 532 sayılı parsel içerisinde A ve C harfleriyle gösterilen yerler resmi belgelerle tahsis edilmiş ancak D harfiyle belirlenen kısım tahsis edilmemiş ise bu takdirde bu bölümün iki parça arasında kalması nedeniyle A ve C’nin birbirleriyle olan bağlantısını keseceği göz önünde tutularak kabulüne karar verilen ve D harfiyle belirlenen taşınmazın eylemli olarak kamu emlakine dönüştüğünün kabulüyle mülkiyetin davacıya ait olduğunu tespitine karar verilmesi zorunlu hale gelir. Aksi halde A ve C’nin birlikte kullanılması söz konusu olamaz ve taşınmazın bütünlüğü bozulacağından tahsis amacına aykırı düşer ve taşınmaz kullanılamaz hale gelir.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulüyle yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.