Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/5734
Karar No: 2010/5650
Karar Tarihi: 25.11.2010

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/5734 Esas 2010/5650 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/5734 E.  ,  2010/5650 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Sınırlandırmanın İptali Ve Tescil

    ... ile Hazine ve Çatak Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki sınırlandırmanın iptali ve tescil davasının reddine dair Haymana Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 26.06.2008 gün ve 161/200 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
    KARAR

    Davacı vekili, miras yolu ile intikal, taksim ve kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik nedeniyle dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı 103 ada 122 ile 116 ada 38 sayılı mera parselleri dahilinde sınırlandırılan iki parça taşınmaz bölümüne ilişkin sınırlandırmanın iptali ile vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, davalı Hazine aleyhine açılan davanın uyuşmazlık konusu taşınmaz bölümlerinin mera vasfında bulunduğu ve özel mülkiyete konu teşkil edemeyeceği; davalı ... tüzel kişiliği aleyhine açılan davanın ise husumet yokluğundan reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava konusu 116 ada 38 parsel, senetsizden kadimden beri Çatak köyünün merası olarak tasarruf edildiği belirtilmek suretiyle 31.7.1989 tarihinde sınırlandırılmış, dava dışı üçüncü kişinin tespite itirazı üzerine Haymana Kadastro Mahkemesinin 23.2.2001 tarih, 2000/9 Esas ve 2001/1 Karar sayılı hükmüyle tespite itiraz davasının kabulüne sınırlandırmanın kısmen iptali ile dava konusu edilen bölümün şahıs adına tesciline, kalan 455 hektar 9140 m2 taşınmaz bölümünün ise tespit gibi sınırlandırılmasına karar verilmiş, temyiz incelemesinden geçen hüküm 8.3.2002 tarihinde kesinleşmiştir.
    Kural olarak; bir taşınmazın olağanüstü zamanaşımı yoluyla kazanılması ve tapu siciline tescili için kazanılmaya elverişli yerlerden olması gerekir. Meralar, kamunun yararlanmasına ayrılan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kamu mallarıdır. Gerek kamunun ortak yararlanmasına tahsis edilen yerlerden olmaları, gerekse de doğal vasıfları nedeniyle TMK.nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/B ve Mera Kanunu hükümleri gereğince zilyetlik yoluyla kazanılmaları mümkün bulunmamaktadır. Dosya kapsamına ve toplanan delillere, niza konusu 38 parselin uyuşmazlığa konu bölümünün mera niteliğinde bulunduğu ziraatçı uzman teknik bilirkişilerin bilimsel verilere dayalı ve denetime elverişli bulunan 16.6.2008 tarihli raporlarında açıklandığına, dava konusu taşınmaz bölümünün teknik verilere dayalı belirlenen niteliği karşısında yerel bilirkişi ve tanıkların aksi yöndeki beyanlarına itibar edilmesi mümkün bulunmadığına, davada dayanılan 17 ve 21 tahrir numaralı vergi kayıtları dava dışı komşu aynı ada 13 ve 14 parsellere revizyon görerek miktarı kadarı tespit edildiğine, uyuşmazlık konusu taşınmaz bölümünün kayıt kapsamında bulunduğu kabul edilse dahi belirlenen niteliği itibariyle kazanıma uygun bulunmayan bu tür yerlerde sürdürülen zilyetlik süresi neye ulaşırsa ulaşsın kazanma sağlamayacağına göre yazılı şekilde hüküm kurulmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmamıştır. Ancak; meraların mülkiyeti Hazineye, yararlanma ve kullanım hakkı ise sınırları içerisinde bulundukları köy veya belediyeye aittir. Mera, yaylak, kışlak gibi orta malı olarak sınırlandırılan taşınmazlara ilişkin olarak açılan iptal ve tescil davalarında davanın Hazinenin yanı sıra, içinde bulunduğu köy veya belediye tüzel kişiliğine de yöneltilmesi gerekir. Somut olayda, niza konusu mera olarak sınırlandırılan taşınmazın iptal ve tescil isteği davasında Çatak köyü tüzel kişiliğine açılan davanın sıfat yokluğundan reddine karar verilmesi doğru değil ise de, davanın reddine karar verilmiş olması nedeniyle bu husus sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde bulunmayan 116 ada 38 parsele yönelik temyiz itirazlarının reddi ile hükmün buna ilişkin bölümünün ONANMASINA,
    Davacı vekilinin 103 ada 122 parsel bakımından temyiz itirazlarına gelince; dosya arasında mevcut uyuşmazlığa konu 103 ada 122 parselin kadastro tutanağındaki açıklamalara ve geri çevirme kararı üzerine dosyaya dahil edilen Kadastro Mahkemesinin 17.8.2010 tarihli karşılık yazılarına göre, senetsizden kadim mera vasfı ile 8.6.1989 tarihinde yapılan kadastro tespit çalışmalarında sınırlandırılan parsele ilişkin sınırlandırmaya itiraz edildiği ve halen Haymana Kadastro Mahkemesinin 1993/ 16 Esas sayılı dosyası ile yargılamanın devam ettiği anlaşılmaktadır. T.C.Anayasasının 142. ve HUMK.nun 1.maddesi hükmüne göre mahkemelerin görevleri kanunla belirlenir. Görev kuralları kamu düzeniyle ilgilidir. Taraflar yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilecekleri gibi, bu husus mahkemelerce de resen göz önünde tutulur. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 27/1. maddesinde “Mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer....”, aynı kanunun 26/son maddesinde ise “Kadastro Mahkemesinin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar.” denilmek suretiyle tutanağı henüz kesinleşmeyen taşınmaz mallar hakkındaki mülkiyet uyuşmazlıklarına ilişkin davalara genel mahkemelerde bakılamayacağı hükme bağlanmıştır. Somut olayda dava konusu 103 ada 122 parsele ilişkin dava derdest bulunduğundan davacının isteği 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26/D. maddesi gereğince Haymana Kadastro Mahkemesinin 1993/16 Esas sayılı dava dosyasına asli müdahil olarak katılma niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. Eldeki dava 23.05.2003 tarihinde açılmıştır. Mahkemece, açıklanan kanun hükümleri uyarınca bu taşınmaz bakımından görevsizlik kararı verilerek, dava dosyasının görevli Kadastro Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası hakkında inceleme yapılarak hüküm kurulması doğru değildir.
    Davacı vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi gereğince, usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmayan hükmün 103 ada 122 parsele ilişkin bölümünün BOZULMASINA ve 14,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 25.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi