Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1617
Karar No: 2018/11337
Karar Tarihi: 12.11.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/1617 Esas 2018/11337 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2018/1617 E.  ,  2018/11337 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki fesih-tasfiye davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın görev yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Asıl davada davacı; kendisinin moda tasarımcısı olduğunu, ticari faaliyetlerini hakim ortağı olduğu... Tekstil Limited Şirketi adı altında yürüttüğünü, davalı ile aralarında, kumaş tedarik edip üçüncü kişilere satmak hususunda adi ortaklık ilişkisinin kurulduğunu, bu adi ortaklığın önceleri kendisinin ortağı olduğu... Tekstil Ltd. Şti. üzerinden yürütüldüğünü, ancak davalının adi ortaklığın yöneticisi olarak hesap verme yükümlülüğüne aykırı davranması sebebiyle ortaklığın kendi şirketi üzerinden devam etmesini istemediğini, yapılan görüşmeler sonucu davalı tarafın 2012 yılında bir şahıs firması kurarak adi ortaklığa bu firma üzerinden devam ettiğini, ortaklığa alınan tüm malların uzunca süre... Tekstil Ltd. Şti. adına faturalandırıldığını ve bu fatura bedellerinin kendisi tarafından ödendiğini, davalının yapılan bu harcamalardan dolayı payına düşen kısmı ödemediğini, diğer bir kısım masraflara da katılmadığını, ayrıca elde edilen kardan da kendisine pay vermediğini ileri sürerek, adi ortaklık ilişkisinin fesih ve tasfiyesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik, tasfiye payına karşılık 5.000 TL, kar payına karşılık 5.000 TL, uğradığı zararlardan dolayı 5.000 TL, depo giderinden kaynaklanan 1.000 TL, adi ortaklığın borçları nedeniyle bankadan kullandığı kredi ve ödenmiş faiz nedeniyle 1.000 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Birleşen davada davacı (...Tekstil Sanayi ve Ticaret Ltd.); şirket ortağı ... ile davalı arasında mevcut adi ortaklık ilişkisinin 31/05/2012 tarihine kadar... Tekstil Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. üzerinden yürütüldüğünü, bu ortaklık ilişkisinde alınan mallar nedeniyle şirket tarafından 01/09/2010-31/05/2012 tarihleri arasında toplam 52.399,32
    TL tutarında KDV, stopaj, kurumlar vergisi ödemesi yapıldığını, davalının hissesine düşen bedeli ödemesi gerektiğini, ayrıca şirket tarafından davalı adına düzenlenen 21/05/2012 tarih ve seri ... sıra nolu toplam 125.816,11 TL tutarındaki fatura bedelinin de davalı tarafça ödenmediğini ileri sürerek, bu alacak taleplerine ilişkin, HMK"nın 107. Maddesi gereğince belirsiz alacak davası olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000"er TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 04.02.2014 tarihinde tamamlama harcını yatırmıştır.
    Davalı, davacı ile aralarında bir adi ortaklık ilişkisinin bulunmadığını, davacının bu iddiasını yazılı delille ispat etmesi gerektiğini ancak buna dair yazılı bir belge sunamadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK 4. ve 5. maddesi kapsamında Asliye Ticaret Mahkemelerinin görev alanının her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendiren davalar ile mutlak ticari davalar ile sınırlandığı, somut olayda uyuşmazlığın, davacının ticari işletmesi ile davalı gerçek kişinin adi ortaklık ilişkisine dayandırıldığı, adi ortaklık ilişkisinin 6098 sayılı TBK 620 ve devamı maddelerinde düzenlendiği, mutlak ticari davalar arasında yer almadığı, asıl ve birleştirilen dosyada dava konusunun davacının ticari işletmesini ilgilendirmekle birlikte davalının ticari işletmesinden kaynaklanmadığını, yalnız bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren davanın mahkemenin görev alanında bulunmadığı, iş bu davalara bakma görevinin genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın görev yönünden reddine karar verilmiş; hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
    1-)Eldeki dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra açılmıştır.
    6102 sayılı TTK"nın 4.maddesine göre bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerekir.
    6102 sayılı TTK"nın 12. maddesinde "Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir" hükmünü içermektedir.
    TTK"nun 19.maddesinde "Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır" hükmü bulunmaktadır
    Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.
    Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re"sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
    Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise; davaya konu uyuşmazlığın adi ortaklığa ilişkin olduğu, iş konusunun kumaş ticareti olduğu, Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarında yapılan incelemeye göre davalının da tacir sıfatıyla ticaret sicilinde kaydı bulunduğu, buna göre her iki tarafın da tacir olduğu uyuşmazlıkta, uyuşmazlığın çözümünün yukarıdaki yasa hükümlerinde göre Asliye Ticaret Mahkemesi"nin görevi içinde olduğu anlaşılmaktadır.
    O halde mahkemece, davanın tarafları tacir olduğuna göre uyuşmazlıkta Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olduğundan işin esasına girilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    2-) Bozma nedenine göre, davalı tarafın sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi