MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali, alacak, vasiyetnamenin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın ve birleşen 2011/156 Esas sayılı davanın feragat nedeniyle reddine, birleşen 2011/210 Esas sayılı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacılar, davalının, murisleri Veysel "in torunu olduğunu, murisin davaya konu 215 ada 2 parsel sayılı taşınmazı vasiyetname ile davalıya bıraktığını, sonra da bu yeri resmi bağış işlemi ile temlik ettiğini, muvazaa bulunduğunu , demans hastası olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptaline olmaz ise tenkisine karar verilmesini talep etmişler, vasiyetnamenin iptaline dair açtıkları dava da bağlantı nedeni ile bu dava ile birleştirilmiş, yargılamaya devam edilmiştir.
Davacı ... davalıya karşı açtığı davada ise, davaya konu taşınmazın üzerindeki binayı yaptırdığını ileri sürerek şimdilik 10.000.00.- TL alacağın faizi ile tahsilini istemiş, 09/03/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile de talep sonucunu 52.512.56-TL"ye yükseltmiştir. Bağlantı nedeni ile anılan bu dava da birleştirilmiş ,yargılama birlikte yürütülmüştür.
Davalı, binayı murisleri Veysel"in yaptırdığını ,davacının yalnızca ana binaya ek olarak iki oda ve çatısını yaptırdığını belirtmiş, diğer davaların ise reddini istemiştir .
Davacılar yargılama sırasında tapu iptali ve vasiyetnamenin iptali konulu davalardan feragat etmişlerdir.
Mahkemece, birleşen davanın kabulüne, 52.512,56-TL"nin dava tarihinden (09.09.2011) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."den alınarak davacı ..."a verilmesine, diğer iki davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmiş ,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir .
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Somut olayda, davaya konu taşınmazda bulunan binayı kendisinin yaptırdığını ileri süren birleşen davanın davacısı... bu iddiasını ispatlayamamıştır . Ortak murisin kızı olan davacı ile torunu olan davalı tanık deliline dayanmışlar, tanıklarının beyanları da alınmıştır . Davacı tanığı olarak dinletilen tanıklardan ..., ... , davalı tanığı olan ... bizzat görgüye dayalı olduğu anlaşılan beyanlarında binayı muris Veysel "in yaptırdığını bildiklerini olaylara dayalı olarak anlatmışlardır. Davalının 12/05/2016 tarihli duruşmadaki beyanı ve kısmi kabulü de anılan tanık beyanları ile tutarlıdır. Mahkemece bu beyanlara itibar edilmeksizin davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece, bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle, davacının taşınmazda yaptırdığı ek bölümlerin bedeli hesaplatılarak varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir .
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte yazılı nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.