20. Hukuk Dairesi 2016/535 E. , 2017/6006 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; ... ilçesi, ...köyü ... mahallesinde (mevkinde) 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesine göre ... sınırları dışına çıkarılan yerlerin Kadastro Kanunun Ek-4.maddesine göre yapılan kadastro çalışmalarının tamamlandığını, bu çalışmalar sırasında müvekkilinin zilyet ve tasarrufunda bulunan kısımlar 238 ada 43 sayılı parsel olarak tespit edildiğini, müvekkilince bu kısımların Devletin verdiği haktan yararlanılarak satın alındığını, ancak kadastro çalışmaları sırasında 238 ada 43 parsel sayılı taşınmaz ile zeminde bir bütün halde müvekkilinin zilyet ve tasarrufunda bulunan yaklaşık 250-300 m2 yüzölçümlü dava konusu yerlerin yol ve yol boşluğu olarak tespit harici bırakıldığını, müvekkillerinin ..."da yaşadıklarından daha önce bu durumdan haberdar olamadıklarını, dava konusu alanın tapuda müvekkili adına kayıtlı bulunan 238 ada 43 sayılı parsel ile zeminde bir bütün halde olduğunu, bu taşınmazın ... ve güney ... sında yaklaşık tahmini yüzölçümü 250-300 m2 olduğunu, bu alanın ... ve güney batıda bulunan ..., ... ..., ... ve ..."lara ait taşınmazlara kadar uzandığını, müvekkili ait taşınmaz ile bu kişilere ait taşınmaz arasında gerçekte yol bulunmadığını, müvekkilinin taşınmazı bu kişilere ait taşınmaz sınırlarına kadar dayandığını, müvekkiline bu taşınmazın dava konusu taşınmazlar ile bir bütün olarak eşi ... İktu tarafından verildiğini, öncesinde uzun yıllardır ... İktu tarafından zilyet ve tasarruf edile geldiğini, bu taşınmaz üzerinde kargir iki katlı ev ve ahşap samanlık ve arsa ve bahçe olarak kullanılan kısımlar olduğunu, dava konusu kısımların ana taşınmaz ile bir bütün halde uzun yıllardır müvekkili ve eşi ... İktu tarafından zilyet ve tasarruf edildiğini, bu kısımların yol ve yol boşluğu olmadığını, bu kısımlar üzerinde ne davalıların ne de 3.şahısların herhangi bir hakkı olmadığını, ... ili, ... ilçesi, ...köyü ... mahallesi (mevkii) 238 ada 43 parsel sayılı taşınmaz ile zeminde bir bütün halde müvekkilinin zilyet ve tasarrufunda bulunan, ancak kadastro tespitlerinde yol ve yol boşluğu olarak bırakılan yaklaşık 250-300 m2 yüzölçümlü dava konusu yerlerin kadastro tespitlerinin iptali ile bu kısımların müvekkiline ait taşınmazla birleştirilerek bir bütün halde müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece davanın kabulü ile; ... ili, ... ilçesi, ...köyü, ... mevkii, 238 ada 43 parsel sayılı taşınmazda yol olarak tescil harici bırakılan ve 12/06/2015 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 258,42 m2"lik kısmın, ... ili, ... ilçesi, ...köyü, ... mevki, 238 ada 43 parsel sayılı taşınmaz ile tevhidi (birleştirilmesi) ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, yol olarak bırakılan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmişse de; eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulmuştur. Şöyle ki; 238 ada 43 parsel sayılı taşınmazın ... adına ... sınırı dışına çıkarılan yerlerden olması nedeni ile yörede 3402 sayılı Kanunun ek 4. maddesine göre yapılan çalışmalarda davacı lehine kullanım şerhi verilmek sureti ile tespit edildiği, tespitin kesinleşmesinden sonra 6292 sayılı kanun gereği davacıya satışla tescil edildiği dosya kapsamından anlaşılmakta ise de; yörede yapıaln ... kadastrosuna ilişkin evrak ve haritaların dosya içerisine getirtilmemiş, çekişmeli taşınmazın ... tahdit hatı içinde kalıp kalmadığı davacı adına kayıtlı olan 238 ada 43 sayılı parselin sınırında bulunan ve davacı adına tesciline karar verilen taşınmazın ... tahdit hattı içinde ya da ... adına ... sınırları dışına çıkarılan alanda kalıp kalmadığı araştırılmadığı gibi taşınmaz ... sınırı dışında kalsa dahi davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile edinme koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmemiştir.
O halde; mahkemece öncelikle çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde yapıldığı anlaşılan ilk ... tahdidi ile 1744, 2896, 3302 ve 3373 sayılı kanunlara göre yapılmışsa aplikasyon, ... kadastrosu ve 2/B madde uygulamalarına ilişkin ayrı ayrı işe başlama, çalışma, işi bitirme tutanakları ile sonuçlarının ilanına ilişkin askı ilan tutanaklarının, taşınmazın bulunduğu yeri ... tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösteren ilk ... tahdit harita örneğinin, aplikasyon ve 2/B madde uygulama harita örneklerinin orijinallerinden çekilmiş onaylı, renkli fotokopi örneklerinin ilgili yerlerden getirtilerek, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve ... Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek ... mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis,bir ziraat mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 6831 sayılı ... Kanununa Göre ... Kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan ... Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “... sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, ... kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile ... kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan ... Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan ... sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, ... kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet ... sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk ... kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın ... kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın ... sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk ... kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli,yapılan bu araştırma sonucu dava konusu taşınmazın ... tahdit hattı içinde ve ya ... adına ... sınırları dışına çıkarılan alanda kaldığı belirlenirse, 3402 sayılı Kanunun 18. maddesinde belirtildiği üzere bu taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile edinilmesi mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmelidir.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın ... sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma (Medeni Kanunun 713. maddesi, 3402 sayılı Kanunun 14. ve 17. maddelerindeki) koşulların araştırılması,yol olarak bırakılan taşınmazda paftanın düzenlendiği tarihten geriye doğru 20 yıl süre ile imar ve ihya edilip edilmediğinin tespiti gerekir. Bu cümleden olarak, yapılacak keşifte paftanın düzenlendiği tarihten 15-20 yıl öncesine ait hava fotoğrafları ve memleket haritasında taşınmazın o yıllarda ziraat alanı olarak kullanılıp kullanılmadığı, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, taşınmazın toprak yapısı incelenmeli, çekişmeli taşınmazın fiili durumunu da belirtir şekilde rapor alınmalı, imar ihya üzerinde durulup, bu konuda ve zilyetliğin tespiti yönünden tanık beyanlarına başvurulmalı, tarafların bildirecekleri zilyetlik tanıkları HMUK"nın 259. ve 265. maddeleri gereğince taşınmaz başında dinlenip; taşınmazın öncesi itibariyle niteliğinin ne olduğu, kime ait olduğu, zilyetliğin nasıl meydana geldiği, ne kadar süre ile ne şekilde devam ettiği, bunun ekonomik amacına uygun olup olmadığı, tanıkların bilgi ve görgülerinin hangi eylemli olaylara dayandırıldığı belirlenmeli, yerel bilirkişinin imar ihya ve zilyetlik olgusunu hangi olaylarla nasıl hatırladıkları saptanmalı, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 29/06/2017 günü oy birliği ile karar verildi.