
Esas No: 2017/4461
Karar No: 2017/9407
Karar Tarihi: 27.12.2017
Özel belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/4461 Esas 2017/9407 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Beraat
1-Katılan adına sahte GSM abonelik sözleşmeleri düzenlediği iddia olunan olayda; sanığın, sözleşmelerdeki imzanın kendisine ait olmadığını, işyerini suç tarihinden önce kapattığını savunması, katılanın ise olayda kendisine ait hiç kaybetmediği nüfus cüzdanı fotokopisinin kullanıldığını iddia etmesine rağmen, katılanın şikayet dilekçesi ekindeki nüfus cüzdanı ile sahteciliğe konu sözleşmelerin ekindeki nüfus cüzdanlarının verilme tarih ve seri no"larının farklı olması ayrıca sanığın yazı ve imza incelemesinin yapılmamış olması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde belirlenebilmesi için, suça konu hatlara ilişkin HTS raporları, sözleşmedeki adres ve sabit telefon bilgilerinden hattı fiilen kullanan kişi/kişiler tespit edilerek, sanıkla ilgisi, aboneliği ne şekilde gerçekleştirdiği konusunda dinlenildikten ve dosya içerisinde bulunan nüfus cüzdanı fotokopisinin katılana aidiyeti araştırılıp sözleşme düzenlenirken sahte kimlik kullanılıp kullanılmadığı belirlenip sanığın işyeri faaliyetini ne zaman sonlandırdığı araştırıldıktan sonra, sanık ve hattı kullanan kişi/kişilerin yazı ve imza incelemelesi yaptırılması, ayrıca bu eylemden dolayı menfaat sağlayanın sanık olduğu da gözetilerek UYAP üzerinden yapılan kontrolde sanık hakkında özel belgede sahtecilik ile Elektronik Haberleşme Kanununa muhalefet suçlarından kararlar verilmiş, halen derdest veya temyiz aşamasında bulunan dosyalar olduğu anlaşılmakla bu dosyalar getirtilip, derdest olmaları halinde birleştirilmesi, aksi takdirde bu davayı ilgilendiren kısımlarının onaylı örneklerinin alınmasından sonra, belgelerde sahtecilik suçunun hukuki konusunun kamu güveni olduğu ve suç tarihleri ile zaman aralığı birlikte dikkate alınarak; sanığın fiillerinin her biri yenilenen kastla işlenmiş ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararının yerine getirilmesi amacıyla kanunun aynı hükmünü, kısa zaman aralıkları içerisinde, birkaç kez ihlal etmek suretiyle zincirleme tek suçu mu oluşturduğunun tartışılması ile sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Suçun sübutu halinde, hükümden sonra 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki "Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan ve lehe olan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 56. maddesindeki düzenleme de gözetilerek, sanığa ön ödeme önerisinde bulunulması suretiyle hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısının ve katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.