MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı ... Yönetimi, davalının kadastro mahkemesinde açtığı ... kadastrosuna itiraz davasına karşı verdiği 28/03/2013 havale tarihli cevap ve karşı dava dilekçesi ile; davalı adına kayıtlı olan ... ili, ... ilçesi, ... beldesi 441 parsel sayılı 8436 m2 taşınmazın kısmen kesinleşen ... sınırı içinde kaldığını ve eylemli ... niteliğinde olduğunu belirterek, tapu kaydının iptali ile ... niteliğiyle ... adına tesciline, el atmanın önlenmesine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece, karşı davanın 2013/46 sayılı dosyadan tefrikine karar verildikten sonra kaydedildiği 2014/86 sayılı dosyada gerçek kişinin açtığı ... kadastrosuna itiraz davasının reddine, ... Yönetiminin açtığı tapu iptali tescil davasının görev yönünden reddine, asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, asliye hukuk mahkemesince temyize konu davanın kabulüne, 23/02/2014 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile işaretli 472 m2 taşınmaza ilişkin tapu kaydının iptali, ... niteliği ile ... adına tescili, şerhlerin silinmesi yönünde verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 1948 yılında keşinleşen ... kadastrosu, 01/02/2013 tarihinde ilan edilip kesinleşen, evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ve sınırlaması yapılmış ormanlarda aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması, 1983 yılında kesinleşen arazi kadastrosu vardır.
Dava, tapu iptali tescil ve el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece (B) harfi ile işaretli taşınmaz bölümünün kesinleşen ... sınırı içinde kaldığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de; tefrik öncesi kadastro mahkemesinin 2013/46 sayılı dosyasında, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanuna göre yapılmış ... kadastro çalışmalarına ait haritanın getirtildiği; ancak bu haritada çekişmeli taşınmazın yeri işaretlenmediği gibi, bu dosyada yapılan keşif sonucunda hazırlanan uzman bilirkişi raporunda da 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen ... kadastro haritası ile irtibatlı krokinin çizilmediği, taşınmazın konumunun sadece aplikasyon haritasında gösterildiği, temyize konu dosya tefrik edilerek geldiğinden evrakların renksiz fotokopi şeklinde bulunduğu, bilirkişi raporuna ekli haritaların da bu nedenle denetlenemediği anlaşılmaktadır.
UYAP üzerinden yapılan incelemede, temyize konu dosyanın tefrik edilerek geldiği, kadastro mahkemesinin 2013/46 sayılı ... kadastrosuna itiraza ilişkin dosyasının araştırmaya yönelik olarak Dairenin 2016/9184 E.- 2017/3095 K. sayılı kararı ile bozulduğu anlaşıldığından bu dosyanın sonucunun beklenmesi, daha sonra her iki dosyadaki deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve kanuna uygun olmayan hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 30/06/2017 günü oybirliğiyle karar verildi.