20. Hukuk Dairesi 2016/719 E. , 2017/6050 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
1963 yılında yapılan kadastro sırasında, ...köyü (Eski 79 parsel), 105 ada 4 parsel sayılı 469 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, arsa niteliğiyle davalılar adına tesbit ve tescil edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi, taşınmazın kesinleşen ... sınırı içinde kaldığı iddiasıyla, tapu kaydının iptali istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne ve dava konusu parselin tapu kaydının iptali ile ... niteliğiyle ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmekle bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 14.01.2014 gün ve 2013/10514 -2014/455 sayılı bozma kararı özetle; "Mahkemece, çekişmeli taşınmazın kesinleşen ... sınırı içinde kaldığı gerekçesiyle karar verilmişse de hükme esas alınan uzman bilirkişi raporunda, kesinleşen ... kadastro haritası ile pafta çakıştırılmadan uygulama yapılmış olması nedeniyle ek rapor hazırlanması istenmiş, Dairenin 09.04.2013 günlü geri çevirme kararı üzerine gönderilen ek rapor, uzman ... bilirkişinin rahatsızlığı nedeniyle fen bilirkişi tarafından memleket haritası ve pafta çakıştırılarak hazırlanıp imzalanmıştır.
Dosyaya getirtilen 1988 yılı ... kadastrosu ve 2/B madde uygulamasına ilişkin çalışma tutanaklarının incelenmesinden; tutanağın 40. sayfasında, çekişmeli taşınmazı ilgilendiren 2070 ve 2071 numaralı ... sınır noktalarından geçen ... sınır hattı "sol taraf ...sırtı Devlet ormanı, sağ taraf ise ... adına ... sınırı dışına çıkarılan yerler" olarak tarif edilmiş olup, tutanaklardaki bu tarif ile haritadaki renklendirmenin birbiri ile örtüşmediği, haritanın hattın gidiş yönüne göre sol tarafının sarı; çekişmeli taşınmazın da bulunduğu sağ tarafının ise yeşil renkle boyanmış olduğu anlaşılmaktadır. Uzman bilirkişi tarafından bu durum açıklanmadığı gibi, mahkemece de çelişki üzerinde durulmamıştır. Ayrıca, yörede 1945 yılında yapılıp kesinleşen bir ... kadastro çalışması daha bulunduğu halde, bu çalışmaya ilişkin harita ve tutanaklar getirtilerek uygulama yapılmamıştır.
O halde, doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle, çekişmeli taşınmazın yer aldığı orijinal arazi kadastro paftası, 1945 ve 1988 yıllarında yapılıp kesinleşen ... kadastro ve 2/B çalışmalarına ilişkin tüm tutanak ve haritalar getirtilip, zemine uygulanmalı, değişik açı ve uzaklıklarda en az 10-12 adet ... sınır noktası görülecek biçimde çekişmeli taşınmazın her iki tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; aplikasyon veya yeni bir ... sınırlamasıyla önceki ... sınırlarının daraltılamayacağı gözönünde bulundurulmalı, ilk ... kadastrosundaki ölçü teknikleri ile eski tarihli memleket haritasında
bulunan sabit noktaların bulundukları yerler zeminde tespit edilip, ... sınır noktaları birer birer arazide bulunarak ... sınır noktalarının izledikleri tahdit hattı belirlenmeli, ... sınır noktalarının bazılarının zeminde bulunmaması halinde ise nedeni üzerinde durularak yerlerinden sökülerek yok edilip edilmedikleri saptanmalı, zeminde bulunamayan noktaların yerleri, zeminde halen var olan ve en yakın sabit ... sınır noktalarından hareketle yine ... kadastro tutanaklarındaki açı ve mesafeler okunup ölçülerek birer birer arazide bulunup röperlenmeli, memleket haritası üzerinde gösterilmelidir. 1945 yılı ... kadastro tutanak ve haritası zemine uygulandıktan sonra aynı yöntemle 1988 yılına ait çalışma tutanak ve haritası uygulanmalı, memleket haritası üzerinde gösterilmeli, tutanak ile harita arasında çelişki varsa nedenleri açıklattırılmalı, 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı ... Kanununa Göre ... Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan ... Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “... sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, ... kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile ... kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan ... Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan ... sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, ilk ... kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde, yukarıda yazılı yöntemle, tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir" şeklindedir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptaline, ... niteliğiyle ... adına tapuya tesciline, el atmanın önlenmesi isteminin reddine karar verilmiş, hüküm bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescile ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1945 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen ... kadastrosu ile 1989 yılında yapılıp dava tarihinde kesinleşen ... kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 30/06/2017
gününde oy birliği ile karar verildi.