Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/712
Karar No: 2021/1831

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2021/712 Esas 2021/1831 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2021/712 E.  ,  2021/1831 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
    DAVA: TAPU İPTAL VE TESCİL- İPOTEĞİN KALDIRILMASI-ALACAK

    Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil, tazminat, ipoteğin fekki davasında, mahkemece, tapu iptal ve tescil talebi ile ipoteğin kaldırılması talebinin reddine, davalı ... yönünden alacak talebinin kabulüne, diğer davalılar yönünden alacak talebinin reddine dair verilen karar asıl ve birleşen davada davacılar vekili ile asıl ve birleştirilen davada davalı ... tarafından istinaf edilmiş, ... Bölge Adliyesi 1. Hukuk Dairesi tarafından tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar asıl ve birleştirilen davada davacılar vekilleri ile asıl ve birleştirilen davada davalı ... vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..."ın düzenlemiş olduğu raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    KARAR
    Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, tazminat, ipoteğin kaldırılması hukuki nedenlerine ilişkindir.
    Asıl davada davacı, dava konusu 2595 ada 7 parseldeki 2, 4, 5, 6 ve aynı ada 8 parseldeki 7 nolu ve dava dışı 4 nolu bağımsız bölümlerin davalı ... Yetkin"e 1.125.000 TL karşılığında satışı konusunda anlaştıklarını, davalı ..."in talebi doğrultusunda ona güvenerek taşınmazları davalı ... adına tapuda satış suretiyle temlik ettiğini, dava dışı 4 nolu bağımsız bölümün satışından vazgeçmeleri nedeniyle kararlaştırılan bedelden 125.000 TL düştüklerini, tapudaki satış öncesinde davalı ..."in kendisine 9 tane çek verdiğini, teminat olarak 1.250.000 TL"lik senet verdiğini, satıştan sonra 22.4.2015 ve 22.5.2015 tarihli çeklerin ödenmediğini, davalı ... ile ileşime geçtiğinde iflas ettiğini, elindeki senedi takibe koyması halinde davalı şirketten olan alacaklarından tahsilat yapabileceğini bildirdiğini, ... ve eşinin doktor olması ve dava dışı kardeşi ile 16 tane dava dışı taşınmazın satışına ilişkin ticaret yapmaları nedeniyle güvendiğini, icra takibinin de sonuçsuz kaldığını, davalı ..."ın taşınmazları devraldıktan sonra kendini garantiye almak için taşınmazlar üzerine davalı ... lehine muvazaalı olarak 500.000 TL" bedelli ipotek koyduğunu ileri sürerek taşınmazların tapusunun iptali ile davacılar adına tescili ile ipoteğin kaldırılmasına, olmazsa tazminata karar verilmesini istemiştir.
    Birleşen davada davacı Şirket, 2595 ada 8 parseldeki 7 nolu bağımsız bölümün kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre kendisine ait olduğunu, üzerine almadan davalı ..."in talimatıyla tanımadıkları davalı ..."a tapuda devredildiğini, satış bedelini almadığını, taşınmazı davalı ..."e satacaklarını, asıl davadaki iddia ve taleplerin kendisi için de geçerli olduğunu ileri sürerek taşınmazın tapusunun iptali ile adına tesciline, ipoteğin kaldırılmasına, olmazsa tazminata karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ..., iyiniyetli üçünü kişi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ..., davalı ... ile dairelerin satışı sırasında tanıştığını, satış bedellerini davacının hesabına banka yoluyla ödediğini, bedelin ödenmemesi halinde tapu iptal ve tescil istenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ..., davalı ... Sağlık Turizm Taşımacılık İnşaat Danışmanlık Sanayi ve Tiaret Limited Şirketinin tek ortağı ve yetkilisi olduğunu, borç ilişkisinin doğru olduğunu, ancak kayıt maliki olmadığını belirerek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, tapu iptal ve tescil talebi ile ipoteğin kaldırılması talebinin reddine, davalı ... yönünden alacak talebinin kabulüne, diğer davalılar yönünden alacak talebinin reddine dair verilen karar asıl ve birleşen davada davacılar vekili ile asıl ve birleştirilen davada davalı ... tarafından istinaf edilmiş, ... Bölge Adliyesi 1. Hukuk Dairesi tarafından tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; asıl davada davacı ..."un adına kayıtlı 2595 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki dava konusu 5 ve 6 nolu bağımsız bölümleri 55.000"er TL bedelle, dava konusu olmayan 3 ve 7 nolu bağımsız bölümleri 50.000"er TL bedelle davalı ..."a 12.02.2015 tarihinde satış suretiyle temlik ettiği, 30.03.2015 tarihinde davacı ..."ın 2 ve 4 nolu bağımsız bölümleri davalı ..."a, ..."ın ise 3 ve 7 nolu bağımsız bölümleri davacı ..."a bedel farkı gözetmeksizin trampa ettiği, dava dışı ... ile birleştirilen davanın davacısı Yakut Restarasyon... Ltd. Şti arasında yapılan 28.03.2013 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile 2595 ada 8 parseldeki 7 nolu bağımsız bölümün Yakut Restarasyon... Ltd. Şti"ne ait olacağını kararlaştırıldığı, anılan taşınmazın dava dışı ... tarafından 13.02.2015 tarihinde 84.000 TL bedelle davalı ..."a satış suretiyle temlik edildiği, davalı ... vekili ...tarafından 14.04.2015 tarihinde 2, 4, 5, 6 ve 8 parseldeki 7 nolu bağımsız bölümler üzerine davalı ... lehine 500.000 TL bedelli 1. Dereceden ipotek tesis ettirdiği, davalı ... tarafından 12.02.2015 tarihinde "4 adet tapu bedeli olarak yatırılan" açıklamasıyla 210.000 TL"nin asıl davada davacı ... hesabına, 13.02.2015 tarihinde "1 adet tapu bedeli teslimatı" açıklamasıyla 75.000 TL"nin dava dışı ... hesabına gönderildiği, asıl dava davacı ..."ın hesabına gönderilen 210.000 TL"yi davalı ... Sağlık... Ltd. Şti. Hesabına "inşaat malzemeleri, çimento, boya ve işçilik bedeli" açıklamasıyla gönderildiği, ..."un ise 13.02.2015 tarihinde ... Sağlık... Ltd. Şti. Hesabına gönderdiği dosya kapsamı ile sabittir.
    Bilindiği üzere ″hile″ (aldatma); genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun(TBK) 36/1.(818 sayılı Borçlar Kanunu"nun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma(hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili(makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
    Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
    Diğer taraftan; hukukumuzda diğer çağdaş hukuk sistemlerinde olduğu gibi kişilerin huzur ve güven içerisinde alış verişte bulunmaları, satın aldıkları şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişelerini taşımamaları, dolayısıyla toplum düzenini sağlama düşüncesiyle, alan kişinin iyi niyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bu amaçla 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun(TMK) 2. maddesinin genel hükmü yanında menkul mallarda 988. ve 989. maddelerinin ve tapulu taşınmazların el değiştirmesinde ise 1023. maddesinin özel hükümleri getirilmiştir.
    Tapulu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden, iktisapta bulunan kişinin iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır. Gerçekten, bir yanda tapu sicilinin doğruluğuna inanarak iktisapta bulunduğunu ileri süren kimse, diğer yanda ise kendisi için maddi hatta bazı hallerde manevi büyük değer taşıyan ayni hakkını yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalan önceki malik bulunmaktadır. Bu nedenle yüzeysel ve şekilci bir araştırma ve yaklaşımın büyük mağduriyetlere yol açacağı, kişilerin Devlete ve adalete olan güven ve saygısını sarsacağı ve yasa koyucunun amacının ilk bakışta şeklen iyi niyetli gözükeni değil gerçekten iyi niyetli olan kişiyi korumak olduğu hususlarının daima göz önünde tutulması, bu yönde tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Nitekim bu görüşten hareketle, "kötü niyet iddiasının def"i değil itiraz olduğu, iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden (resen) nazara alınacağı"" ilkeleri 8.11.1991 tarih 1990/4 esas 1991/3 sayılı İnançları Birleştirme Kararında kabul edilmiş, bilimsel görüşler de aynı doğrultuda gelişmiştir.
    Somut olayda; mahkemece her ne kadar ilk el davalı ... yönünden tazminata hükmedilmiş ise de; davalılar ... ve ..."ın iyiniyetli olup olmadığı, ilk el davalı ..."le el ve işbirliği içinde hareket edip etmediklerinin yetirince araştırılmadığı anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca; taraf tanıkları yeniden dinlenerek, toplanan ve toplanacak tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi, davalıların el ve işbirliği içinde hareket edip etmediğinin kuşkuya mahal vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması, birleşen dava açısından derdestlik hususunun değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekilinin değinilen yönden yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/1. maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenden dolayı 6100 sayılı HMK’nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, dosyanın kararı veren ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi