1. Hukuk Dairesi 2017/2553 E. , 2017/3390 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptal ve tescil ile tazminat isteklerine ilişkindir.
Davacı, 121, 184, 74 ve 172 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakanı ...a’dan intikal ettiğini, davalıların mirasbırakanı olan kardeşi ...’nın 1986-1988 tarihlerinde düzenlediği sahte vekaletnameler ile miras payını önce kendisi ve kardeşi ...’e, daha sonra da bir kısım payları 3. kişilere temlik ettiğini ileri sürerek davalılar adına kayıtlı taşınmazların tapusunun iptali ile miras payı oranında adına tesciline, 3. kişilere devredilen paylar yönünden ise 10.000-TL nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Müdahil davacı ..., mirasbırakanı annesi ...in de paylarının davacının iddia ettiği gibi sahte vekaletname ile devredildiğini belirterek davalılar adına kayıtlı taşınmazların tapusunun iptali ile miras payı oranında adına tesciline kara verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, taraf imzalarını içeren vekaletname aslı bulunamadığından ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamı ve toplanan delillerden; 17.06.1986 ve 4360 yevmiye numaralı vekaletnamede davacı ... ile dava dışı ... tarafından dava dışı ...’in taşınmaz satışı için yetkilendirilerek vekil tayin edildiği, dava konusu 172 parsel sayılı taşınmazdaki davacıya ait payın diğer mirasçıların payları ile birlikte sahte olduğu bildirilen 4360 yevmiye numaralı vekâletname ile 19.06.1986 tarihinde, 74,121 ve 184 parsellerin de aynı şekilde 31.3.1988 tarihinde davalıların mirasbırakanı ...’ya satış suretiyle devredildiği, 172 parsel sayılı taşınmazın tapu müdürlüğünden celp edilen dosyasında sahteliği iddia olunan 4360 yevmiye numaralı vekaletnamenin ‘’aslı gibidir’’ şerhli suretinin bulunduğu, vekaletnamede vekil tayin edenlerin davacı ... ile ...., vekilin ise ... olduğu ancak tarafların imzalarının ve parmak izlerinin bulunmadığı, ... 1. Noterliğinince vekaletname aslının bulunamadığının bildirildiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki 6100 sayılı HMK. nun 65. maddesinde düzenlendiği üzere " bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabilir. Asli müdahale davası ile asıl yargılama birlikte yürütülür ve karara bağlanır." Ne var ki karar başlığında müdahil davacı olarak yer alan...’in sunmuş olduğu dilekçenin niteliği itibariyle usulünce düzenlenmiş, açıkça talep sonucunu içeren harçlandırılmış bir dava dilekçesi niteliğinde bulunmadığı açıktır. Kaldı ki sahte vekâletnameye dayalı olarak açılan tapu iptal tescil davalarında, dava konusu taşınmaz tereke malı yani elbirliği mülkiyetine tabi ise; tüm mirasçılar adına açılması TMK’nun 702. maddesindeki düzenlemenin gereği olup mirasçılardan bir bölümünün payları oranında açtıkları davanın dinlenilmesine olanak bulunmadığından davada taraf sıfatı bulunmayan ...’in temyiz itirazlarının reddine.
Davacının temyiz itirazlarına gelince, somut olayda davacı ...’nin sahte olduğunu ileri sürdüğü 17.06.1986 tarih ve 4360 sayılı vekâletnamenin aslı bulunamadığından davanın reddine karar verilmişse de, mahkemece yeterli inceleme ve araştırmanın yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
Hal böyle olunca 172 parsel sayılı taşınmazın dosyasında bulunan vekâletname suretinde vekil edenler davacı ... ve annesi ....’nin fotoğraf asılları mevcut olup bu fotoğrafın davacıya ait olup olmadığı tanıklara gösterilmek suretiyle tanıkların yeniden dinlenilmesi, özellikle vekâletname tanığı olan ...’e vekâletname aslına parmak izi basan Hanife ile davacı ...’nin aynı kişi olup olmadığı fotoğraf aslı kendisine gösterilerek açıkça saptanması ondan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.
Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.