Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1087
Karar No: 2018/11533
Karar Tarihi: 14.11.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/1087 Esas 2018/11533 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/1087 E.  ,  2018/11533 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın yetkisizlik nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi "nin 2009/358 Esas sayılı dosyasında kendisinin ve davalının davalı sıfatıyla yer aldığını, aleyhe sonuçlanan ve kesinleşen davada davalıya düşen yargılama gideri ve vekalet ücreti toplamı 14.141,25 TL" nin kendisi tarafından ödendiğini, bu tutarın tahsili amacı ile davalı aleyhinde icra takibi başlattığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın % 20"sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı; icra dairesinin ve mahkemenin yetkisiz olduğuna dair itirazda bulunarak, davanın usul ve esastan reddini dilemiştir.
    Mahkemece; davalının adresinin .../... adresi olup, HMK"nun 6. ve 138. maddeleri gereğince, yetkili mahkemenin ... Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dava, davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
    Somut olayda; mahkemece davalının yetki ilk itirazında bulunduğu gözetilerek, kural olarak davanın açıldığı tarihte davalının yerleşim yerindeki mahkemesinin yetkili olacağı kuralı gereğince davanın yetki yönünden reddine karar verilmiştir.
    Uyuşmazlık; itirazın iptali davasında yetkili mahkemenin tespiti noktasında toplanmakta olup, itirazın iptali davalarında uygulanan usul hükümlerinin incelenmesi yoluna gidilmiştir.
    Hukukumuzda borçtan kurtulma davası (İİK. m. 69/II, ) menfi tespit ve istirdat davaları (İİK. m. 72/VIII ve İİK. m. 89/III) için özel yetki hükümleri kabul edilmiş, bu davaların icra takibinin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği düzenlenmiş olmasına karşın, itirazın iptali davası için özel bir yetki kuralı düzenlenmemiştir. Bu nedenle itirazın iptâli davalarında HMK"nun yetkiye ilişkin düzenlemelerinin uygulanması gerekmektedir. Usul yasasında da bu davalar bakımından kesin bir yetki kuralı düzenlenmemiştir.
    İtirazın iptali davalarında kesin olmayan yetki kuralları uygulanacağından, yetki itirazının 6100 sayılı HMK"nun 116/1-a maddesi gereğince taraflarca ilk itiraz olarak ileri sürülmesi gerekir. İlk itirazların bir ön sorun gibi incelenerek karara bağlanacağı hususu ise, aynı yasanın 117/3. maddesinde düzenlenmiş olup, mahkemenin takip edeceği süreç anılan yasanın 164. maddelerinde açıklanmıştır.
    Bu nokta da; itirazın iptali davasının ancak usulüne uygun bir takip bulunması koşuluna bağlı olması nedeniyle, icra dairesinin yetkisinin itirazın iptali davası bakımından da değerlendirilmesi gerekmektedir. Öğreti ve uygulamada icra dairelerinin yetkisinin kesin olmadığı kabul edilmektedir. İcra dairelerinin yetkisi bakımından da özel bir düzenleme öngörülmemiş olup, yetki hususunda İİK’nun 50. maddesinde HUMK’a atıf yapılmaktadır. 6100 sayılı HMK"nin 447/2. maddesi uyarınca “Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"na yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır. (KURU, B.: İcra ve İflas Hukuku, El Kitabı, 2.b., ... 2013, s.179 ve HGK., 24.04.2013 gün ve 2012/9-1435 E., 2013/569 K.). Bu nedenle itirazın iptali davasında olduğu gibi yetki itirazının taraflarca itiraz olarak ileri sürülmesi gerekmektedir.
    Bu aşamada yetki itirazında bulunulmasının takip hukuku bakımından değerlendirilmesi gerekirse; sadece icra dairesinin yetkisine itiraz edilmesi halinde bu yöndeki itirazı incelemek İİK"nun 50. maddesi hükmü uyarınca İcra Hukuk Mahkemesi’nin görevine girmektedir. Hem icra dairesinin yetkisine hem de borca itiraz edilmesi halinde ise, itirazın iptali davasında görevli olan genel mahkeme İİK"nun 50. maddesi uyarınca itirazın iptali davasının koşullarından biri olduğundan icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemek ve sonucuna göre bir karar vermek durumundadır.
    Temyizen incelenmesi istenen dosya ve kapsamında yer alan icra dosyası nüshasının yapılan tetkikinden; davalı- borçlu tarafından icra dairesinin yetkisi ile birlikte borç ve ferilerine itirazda bulunulduğu gibi, itirazın iptali davasında da mahkemenin yetkisine dair ilk itirazda bulunulduğu anlaşılmıştır.
    İcra İflas Kanunu"nun 50.maddesinde “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir. Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur. İki icra mahkemesi arasında yetki noktasından ihtilaf çıkarsa Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 25 inci maddesi hükmü tatbik olunur.” şeklinde belirtilmiştir.
    HMK"nın 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Ayrıca 818 sayılı mülga BK"nın 73.(6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 89.) maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. (Bkz. HGK. 5.11.2003, 2003/13-640-627 sayılı kararı)
    Yukarıda yazılı yasa hükümleri ve ilkeler çerçevesinde temyiz edilen dava ele alındığında; dava konusu borç kesinleşen mahkeme ilamına dayalı para borcu ve 818 sayılı mülga BK"nın 73.(6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 89.) maddesi uyarınca götürülecek borç niteliğinde olup, davacının takip tarihindeki yerleşim yeri adresi .../ ... olduğundan ... İcra Daireleri ve dolayısıyla ... Mahkemelerinin yetkili bulunduğu gözetilerek, mahkemece işin esası incelenerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    Ayrıca, daha önce de açıklandığı gibi, İtirazın iptali davasını görme yetkisi, takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir. Bu nedenle, mahkemenin icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekmektedir. Bu inceleme sonucunda mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır. (Saim Üstündağ, İcra Hukukunun Esasları, ... 1995, 6. Bası, s. 101-102 ). Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir.
    Bu itibarla; mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik inceleme yapması ve varılacak sonuca göre bir karar vermesi gerekirken, doğrudan kendi yetkisine dair ilk itirazı değerlendirerek karar vermesi de doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi