23. Hukuk Dairesi 2014/368 E. , 2014/2752 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/05/2013
NUMARASI : 2010/568-2013/295
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Asıl davada davacı vekili, müvekkili kooperatif bünyesinde 15 yılı aşkın bir süre önce 16370 ada 2 parsel sayılı taşınmaz üzerinde, kooperatif sakinlerinin ihtiyaçlarına yönelik küçük işletmelerin faaliyet göstermesi amacıyla bir ticaret merkezi inşa edildiğini, kooperatif üyesi olan davalıların ortakların menfaatlerine aykırı olarak yaptıkları şikayetler ile bu binaya ruhsat verilmesini engellediklerini ve sonuçta belediye tarafından binanın yıkımına karar verildiğini, bu karar sonucu işletme ruhsatları iptal edilen işyerleri nedeniyle kooperatifin kira kaybına uğradığını, kooperatif yetkililerin bu şikayetler nedeniyle imar kirliliğine neden olma suçundan kovuşturulduklarını, kira kayıpları ve gecikmeler nedeniyle müvekkili kooperatifin büyük zarar gördüğünü, ayrıca yapılan şikayetler nedeniyle sürekli kolluk güçleri ile muhatap olunması sonucu kooperatifin itibarının zedelendiğini ileri sürerek, şimdilik 10.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 20.000,00 TL tazminatın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalılar vekili, kooperatif tarafından inşa edilen ticaret merkezinin imara aykırı olduğu için belediye tarafından yıkımına karar verildiğini, müvekkillerinin ticaret merkezinde faaliyet gösteren bazı işyerlerinin hem bina sakinlerine hem de yeşil alanlara zarar vermesi nedeniyle haklı olarak ilgili mercilere şikayetlerde bulunduklarını, belediyenin imar ruhsatı vermemesi ve yıkım ile ilgili aldığı karara karşı davacı kooperatif tarafından idare mahkemesinde açılan davanın da reddedildiğini savunarak, asıl davanın reddini istemiş; açtığı karşı davada, kooperatif yönetiminin imara aykırı yapı inşa ettiğini, ticaret merkezinde iki sene faaliyet gösteren pidecilerin müvekkillerinden Mehmet ve A.. Ü.."un evine saldırdıklarını, bu kişilerin kooperatifin koruyup kollamasından cesaret aldıklarını, ayrıca pidecilerin ve su bayinin iki sene kaçak olarak çalışmasına kooperatif tarafından göz yumulduğunu, bu işletmelerin faaliyetleri nedeniyle ortaya çıkan is, duman, yağ ve kalabalık iş yoğunluğu nedeniyle müvekkillerinin sağlıklarının bozulduğunu ileri sürerek, şimdilik 10.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 20.000,00 TL tazminatın karşı davalı kooperatiften tahsilini talep ve dava etmiştir.
Karşı davada davalı kooperatif vekili, davanın öncelikle zamanaşımı ve pasif husumet ehliyeti yönünden reddi gerektiğini, davacıların taleplerinin dayanağı olmadığını savunarak, karşı davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; 16370 ada 2 parsel sayılı taşınmaz üzerinde inşa edilen binanın imara aykırı olduğu, bu nitelikteki bir binanın yıkımına karar verilmiş olması nedeniyle gelir kaybına uğranılmasından bahsedilemeyeceği ve ayrıca bu konuda ilgili mercilere şikayette bulunulmasının haksız eylem olarak nitelendirilemeyeceği, bu nedenlerle asıl davada davacı
Kooperatifin maddi ve manevi tazminat istemlerinin yerinde bulunmadığı, karşı davada, davacıların zararlarının ispatlayamadıkları, üçüncü kişilerin eylemlerinden dolayı kooperatifin sorumlu tutulamayacağı, kooperatif yönetimin kooperatif ortaklarına ya da kooperatife zarar verdikleri iddiasının açılacak bir sorumluluk davasında tartışılmasının mümkün bulunduğu gerekçesiyle, asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davacı-karşı davada davalı vekili ile karşı davada davacılar-asıl davada davalılar vekili temyiz etmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davacı vekili ile karşı davada davacılar vekilinin tüm, karşı davada davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2)Asıl davada davalılar vekilinin temyiz itirazı ile karşı davada davalı vekilinin diğer temyiz itirazına gelince;
Mahkemece, maddi ve manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilen asıl davada, kendilerini vekil ile temsil ettiren davalılar lehine maddi tazminat istemi yönünden vekalet ücretine hükmedilmiş ise de, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 10/3. maddesi hükmü uyarınca, manevi tazminatı istemi yönünden, maktu vekalet ücretine karar verilmemiş olması doğru olmamış ve yine karşı davada reddedilen manevi tazminat istemi yönünden, davalı vekili lehine, aynı hükmü uyarınca 1.320,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, 1.200,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olmuş ise de, yapılan bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasına gereksinim göstermediğinden, HUMK"nın 438/7. maddesi uyarınca hüküm fıkrasının aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilmesine karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı vekili ile karşı davada davacılar vekilinin tüm, karşı davada davalı vekilinin diğer temyiz reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davalılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile, hüküm fıkrasının 4. bendine "1.200,00 TL" ibaresinden sonra gelmek üzere "ve manevi tazminat yönünden 1.320,00 TL" ibaresinin yazılmasına, karşı davada davalı vekilinin diğer temyiz itirazının kabulü ile, hüküm fıkrasının 9. bendindeki "1.200,00" ibaresi çıkarılarak, yerine "1.320,00" ibaresinin yazılmasına ve kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenlerden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.04.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.