21. Hukuk Dairesi 2015/11183 E. , 2015/14190 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, meslek hastalığı sonucu maluliyetinden doğan maddi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, 30.165,00- TL maddi tazminatın 26.04.2005 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Dosya kapsamından davacının meslek hastalığı sonucu %10.1 oranındaki sürekli iş göremezliğinin bulunduğu, davalının %33,34 oranında kusurlu olduğu ve %66,66 oranında da kaçınılmazlığın bulunduğu anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin tetkikinde;... 2. İş Mahkemesinin 2005/710 esas 2005/627 karar sayılı ve 30.11.2005 tarihli kararı ile .. Güvenlik Kurumu"nun davacı ... için yaptığı ödemeler bakımından rücu edilebilir miktarın 11.250,45- TL olarak belirlendiği, Kurumun mahkeme hükmü doğrultusunda bu miktardan fazlasını rücu edemeyeceği; Mahkemece, maddi zararın belirlenmesi sırasında bilirkişi tarafından hesaplanan zarar tutarından Kurum tarafından bildirilen bağlanan gelirlerin ilk peşin sermaye değerinin rücu edilebilir kısmının düşülerek sonuca varılan hesap bilirkişi raporuna göre hüküm kurulduğu görülmektedir.... 2. İş Mahkemesinin 2005/710 esas 2005/627 karar sayılı ve 30.11.2005 tarihli kararı karşısında Kurum"un rücu edeceği miktar belli iken bu miktar dikkate alınmadan bildirilen ilk peşin sermaye değeri dikkate alınarak varılan bu sonuç yerinde değildir.
Davanın bu yönüyle yasal dayanağını, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu oluşturmaktadır. Kanunun 55. maddesinde, “ Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez.” hükmüne yer verilmiştir.
Adalet Komisyonu"nun 55. madde gerekçesine göre; “sosyal güvenlik ödemelerinin, denkleştirme (indirim) işlevi görebilmesi, onun sorumluluğu doğuran olaya sebebiyet verenlere rücu edilebilmesine bağlıdır. Bu kural gereği, rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri; teknik arıza, tam kaçınılmazlık hallerindeki ödemeler, bu tazminatlardan indirilemez. Bağlanan gelirlerin, işçinin kusuru ve kaçınılmazlık gibi nedenlerle rücu edilemeyen kısmı da indirilemez. Bir kısmı rücu edilemeyen miktar dahi denkleştirilemeyeceği gibi, zarar görenin kusuruna (müterafık kusura) yansıyan sosyal güvenlik ödemeleri, tahsis tarihinden sonra meydana gelen sosyal güvenlik ödemelerindeki artışlar, kısmi kaçınılmazlık ve teknik arıza halindeki ödemeler ve benzerleri rücu edilemediğinden bu miktarlar dahi denkleştirilemez.”
Öteyandan, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanunun 2. maddesine göre “Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları, gerçekleştirildikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanır”. Dairemizin ve giderek Yargıtay"ın yerleşmiş görüşleri, Kurumca bağlanan gelirlerin peşin sermaye değerinin ve geçici işgöremezlik ödeneklerinin hesaplanan zarardan indirilmesi, Kurumun rücu hakkının korunması ve mükerrer ödemeyi önleme ilkesine dayandığından, kamu düzenine ilişkin olarak kabul edilmiştir. Kaldı ki, 6098 sayılı Kanunun 55. maddesi de emredici bir hükme yer verdiğinden gerçekleştiği tarihe bakılmaksızın tüm fiil ve işlemlere uygulanmalıdır.
Yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda,... 2. İş Mahkemesinin 2005/710 esas 2005/627 karar sayılı ve 30.11.2005 tarihli kararında belirlenen ve kesinleşen Kurum"un rücu edebileceği miktarın esas alınarak bilirkişi raporunda belirlenen zarar tutarından indirilmesi ile çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde Kurum"un bildirdiği bağlanan gelirlerin ilk peşin sermaye değerinin rücu edilebilir kısmının indilerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden taraflardan davalıya yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 22.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.