3. Hukuk Dairesi 2018/357 E. , 2018/11564 K.
"İçtihat Metni"Davacılar ..., ... mirasçıları ile davalı ... aralarındaki tazminat davasına dair Dörtyol 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 19.11.2015 tarihli ve 2013/186 E. - 2015/1532 K. sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 23.10.2017 tarihli ve 2016/3657 E. - 2017/14415 K. sayılı ilama karşı davacılar tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, 12/07/2013 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; 21/08/2008 tarihinde davalı şirkete ait yüksek gerilim hattının standardı olan yükseklikten geçmemesi nedeniyle müvekkil ..."nin akıma kapılması neticesinde yaralanmasına ve malul kalmasına sebebiyet verdiğini, ..."nin hastanede tedavi görmesi, ruhsal ve psikolojik bozukluk yaşaması nedeni ile hem müvekkilinin hem de ailesinin ağır manevi ıstıraba uğradığını, 30 kv yüksek gerilim enerji nakil hattı yapıdan en az 3,5 metre mesafede olması gerekir iken 2,70 m mesafede bulunduğunu, kuvvetli akım tesisleri her türlü işletme durumunda cana ve mala herhangi bir zarar vermeyecek ve tehlike oluşturmayacak bir biçimde yapılması gerektiğini, davalının sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğunu, olayın meydana gelmesinde tüm kusurun davalı şirkete ait olduğunu ileri sürerek; ... için 1.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte, müvekkili Hulusi için 30.000,00 TL müvekkili Ürüfi için 30.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işlemiş faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; süresi içerisinde dava açılmadığını ve davacıların taleplerinin zaman aşımına uğradığını, enerji nakil hatlarının güvenlik mesafeleri korunarak tesis edildiğini, bu nedenle davacı tarafın tehlike ve kusursuz sorumluluk varlığına yönelik iddialarını kabul etmediklerini, kazanın ebeveynlerin bakım ve gözetim görevini ihmal etmelerinden kaynaklandığını savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacı ...yönünden;Maddi tazminat talebinin Kabulü ile 8.364,83 TL"nin olay tarihi olan 21/08/2008 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline; manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 21/08/2008 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline; Davacılar ... ve ..."nin manevi tazminat taleplerinin reddine dair verilen hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin 23.10.2017 tarihli, 2016/3657 Esas , 2017/14415 Karar sayılı ilamı ile onanmış; davacı vekili, onama ilamına karşı karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Davacı tarafın sair karar düzeltme talepleri yerinde olmadığından reddine;
Ancak,davacılar, olay tarihinde henüz 7 yaşında olan kızlarının elektrik akımına kapılarak yaralanması nedeniyle hem olaya maruz kalan küçüğün hem de anne- baba olarak kendilerinin ruhsal olarak olumsuz etkilendiklerini belirterek, manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanununun 47. maddesine göre manevi tazminat isteme hakkı doğrudan doğruya cismani zarara uğrayan kişiye aittir. Yansıma yoluyla aynı eylem nedeniyle manevi üzüntü duyanlar manevi tazminat isteyemezler. Ancak bir kişinin cismani zarara uğraması sonucu onun ( ana, baba, karı, koca, çocuk gibi ) çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğü ağır şekilde bozulmuşsa ( örneğin kazaya uğrayan yakın kişi büyük ölçüde iş göremez duruma gelmişse ) onların da manevi tazminat isteyebilecekleri kabul edilmelidir.
HGK"nun 26.4.1995 gün ve E: 1995/11-122 K:1995/430 sayılı kararı bu doğrultuda olduğu gibi, Dairemizin de B.K."nun 47 maddesine getirdiği yorum bu karar ile paralellik arz etmektedir.
Öte yandan, BK.’nun 47.maddesine dayalı olarak manevi tazminat isteminin gerek doğması gerekse kapsamı özel koşullara bağlanmıştır. Beden ve ruh tamlığının ihlalinden başka durum ve koşullar, diğer bir deyişle durumun özellikleri manevi giderimi gerektirmeli BK.’ nun 47.maddesindeki unsurlar gerçekleşmelidir. Bu unsurlar: bir kimsenin bedensel zarara uğramış bulunması, davayı bedensel zarar uğrayanın açması ve özel hal ve şartların gerçekleşmesidir. Özel hal ve şartlardan anlaşılması gereken olayın özellikleri olup hakim her olayın özelliğine göre bunu takdir etmelidir. Manevi tazminat isteyen yakının kazalı ile olan saygı ve bağlılığının, duygu birliğinin derecesi, biri birlerine gösterdikleri koruma, sevgi, düşkünlük, göz önünde tutularak, manevi zararın oluşup oluşmadığı ve tüm bunların yanı sıra olayın meydana gelişindeki özellikler dikkate alınarak manevi tazminatın miktarı değerlendirilmelidir.
Nitekim yürürlükte bulunan Türk Borçlar Kanunun 56/2 maddesi ile de bu konuda düzenleme yapılarak “Ağır bedensel zarar görenin yakınlarına da manevi tazminat verilebileceği” hükme bağlanmıştır.
Buna göre, mevcut yasal düzenlemeler ışığında, mahkemece, olay nedeniyle davacı anne-babanın da ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğünün bozulduğu kabul edilerek anne ve baba yararına uygun bir manevi tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde davacı anne ve babanın manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, doğru görülmemiştir.
Mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu onandığı anlaşıldığından, davacı tarafın karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin onama kararının kaldırılmasına ve hükmün açıklanan nedenler ile bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: HUMK. nun 440.maddesi gereğince davacı tarafın karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 23.10.2017 tarihli 2016/3657 Esas ve 2017/14415 Karar sayılı onama kararının kaldırılarak mahkeme kararının yukarıda açıklanan gerekçeyle bozulmasına, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde mahallinde karar düzeltme isteyene iadesine, 14.11.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.