Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/4764
Karar No: 2018/11593
Karar Tarihi: 15.11.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/4764 Esas 2018/11593 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2018/4764 E.  ,  2018/11593 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki asıl ve birleşen dosyalarda adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve birleşen davaların kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı birleşen dosya davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı birleşen dosya davalı; "... Unlu Mamülleri" ünvanı ile çalışan işyerini davalı ile beraberce işlettiklerini, aralarında yazılı bir ortaklık sözleşmesi bulunmadığını, kardeş çocukları olup, bu işyerini dedeleri ve amcalarının maddi yatırımları ile işler hale getirdiklerini, ortak işveren olarak gözükmelerine rağmen aslında bu işyerinde çalışan kişiler olduklarını, davalının 21.05.2011 tarihinde çalışmayacağını ve işyerine gelmeyeceğini ifade ederek işyerinin belgelerini alıp ayrıldığını, bunun üzerine gönderdiği ihtarnameye cevap vermediğini beyan ederek işyerinden kötüniyetle ayrılan davalının fiilen adi ortaklıkta hiçbir alacağı olmaması nedeniyle ortaklıktan çıkartılmasını talep ve dava etmiş; yargılama sırasında taleplerinin ...-... ortaklığının fesih ve tasfiyesine ilişkin olduğunu ve ortaklığın sadece 2 ortağı bulunduğunu bildirmiştir.
    Davalı birleşen dosya davacı; cevap dilekçesi vermemiş, bilahare, bilirkişi raporu ve davaya beyan dilekçesinde; kendilerinin de adi ortaklığın tasfiyesi için dava açtıklarını, birleştirme talep edeceklerini, adi ortaklığın dağılma sebebinin; davacının hesap vermemesi, tüm birikimleri kendi adına yapması olduğunu ile sürmüştür.
    Mahkemece; ihtarname tebliğinden sonra tarafların tekrar bir araya gelmedikleri, ortaklığı devam ettirmedikleri, dosyadaki delillere göre de bir araya gelemeyecekleri gerekçe gösterilerek, "Adi ortaklığın feshine" karar verilmiştir. Adi ortaklığın tasfiyesinin ise 6098 sayılı TBK hükümlerine tabi olduğu, tasfiyenin bu aşamada mahkemece yapılmasına yer olmadığına, tasfiye görevlisi atanmasına, tasfiye görevlisine ücret takdirine, ücretin ortaklık malvarlığından karşılanmasına, buna imkan olmadığında ortaklıktan müteselsilen karşılanmasına ve "tasfiye sonunda her bir ortağa dağıtılacak paya ilişkin olarak doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin mahkemeye müracaat etmekte muhtariyetlerine" karar verilmiştir. Hükmün taraf vekillerince temyizi üzerine Dairemiz 30.01.2014 tarih ve 2013/15573 Esas, 2014/1251 Karar sayılı ilamı ile “...Mahkemece, taraflar arasında adi ortaklık bulunduğu ve tasfiyeye ilişkin 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulanacağının kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
    Tasfiye usulünü düzenleyen TBK"nun 644.maddesine göre; "Ortaklığın sona ermesi halinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklarda dahil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır...Üçüncü ve son aşamada ise; yukarıdaki işlemler sonucu oluşan değerden, öncelikle ortaklığın borçları ödenmeli ve ortaklardan herbirinin, ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklık için yaptığı giderler ve katılım payı geri verilmeli, bundan sonra bir şey artarsa, bu kazanç veya (ortaklığın, borçlar, giderler ve avanslar ödendikten sonra kalan varlığı, ortakların koydukları katılım paylarının geri verilmesine yetmezse) zarar da belirlenerek ortaklara paylaştırılmak üzere son bilanço düzenlenmelidir.
    Bu aşamalardan sonra ise; tasfiye memurunun yaptığı tasfiye işleminin sonuç bilançosuna göre hakim, (HMK"nun 297.maddesi uyarınca) tarafların hak ve yükümlülüklerini saptayıp, tasfiye işlemini sonlandırmalı ve bu doğrultuda hüküm oluşturmalıdır.
    Somut olayda; mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınmaksızın, yanılgılı değerlendirme sonucu tasfiye işleminin mahkemece belirtilen aşamalar çerçevesinde sonlandırılması gerektiği gözardı edilerek, tasfiye memuru atandıktan sonra, "tasfiye sonucunda her bir ortağa dağıtılacak paya ilişkin uyuşmazlıklara ilişkin mahkemeye müracaat etmekte muhtariyetlerine" karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçeleri ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozma sonrasında; ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/4 E. 2016/373 K.sayılı, davalı tarafından açılan ...-... adi ortaklığının feshi ile gerçek değerleri üzerinden tasfiyesi, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL"nin reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi talebini içerir dava dosyasının iş bu dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
    Mahkemece; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, dava konusu adi ortaklığın tasfiye işlemlerini yapmak üzere re"sen atanan tasfiye memuru tarafından düzenlenen 07/02/2018 tarihli bilanço ve rapor uyarınca “1- Asıl ve birleşen dosyalar yönünden davanın kabulü ile,...Fabrikası ve Unlu Mamülleri Adi Ortaklığının fesih ve tasfiyesine, 2-Tasfiye işlemlerinin tasfiye memuru SMMM ... tarafından düzenlenen 07/02/2018 tarihli bilanço ve rapor uyarınca yapılmasına, 3-Tasfiyeye ilişkin işlemler bitirilip adi ortaklığın tüm borçları ödendikten sonra kalan paranın ortakların hisseleri oranında dağıtılarak tasfiye memuru tarafından mahkememize nihai bilanço ve rapor
    sunulmasına,4-Tasfiye memuruna aylık 750,00 TL ücret takdirine, ücretin tasfiye aşamasında adi ortaklık tarafından karşılanmasına, 5-Mahkememizce 20 U 7674, 20 ZD 009 ve 20 AH 569 plakalı araçların trafik kaydı üzerine konulan tedbirlerin kaldırılmasına, 6-Tasfiye memurunun yaptığı tasfiye işleminin sonuç bilançosuna göre tasfiye işleminin sonlandırılmasına, yargılama harç ve giderleri ve vekalet ücreti hakkında son aşamada karar verilmesine, bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı birleşen dosya davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dairemiz 30.01.2014 tarih ve 2013/15573 Esas, 2014/1251 Karar sayılı ilamında taraflar arasındaki adi ortaklığa ilişkin tasfiyenin ne şekilde yapılacağı açıkça belirtilmiştir.
    Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyulmakla birlikte bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.). Bu ilke, kamu düzeni ile ilgili olup; Yargıtay"ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.(Aynı yönde HGK.nun 26.2.1986 gün ve 1986/1-50 E.-174 K.; 11.5.1994 gün ve 1994/8-252 E.-314 K.; 1.12.1999 gün ve 1999/18-1041 E.-1006 K.; 11.5.2005 gün ve 2005/2-315 E.-333 K.; 27.09.2006 gün ve 2006/19-635 E.-573 K. sayılı ilamları).
    Mahkemece, tasfiye memurunun yaptığı tasfiye işleminin sonuç bilançosuna göre (HMK.297 madde uyarınca) tarafların hak ve yükümlülükleri saptanıp tasfiye işlemini sonlandırmalı ve bu doğrultuda hüküm kurulmalıdır. Yapılan tasfiye işleminin sonuç bilançosuna göre varsa alacağa hükmedilmelidir.
    Mahkemece, Dairemiz 30.01.2014 tarih ve 2013/15573 Esas, 2014/1251 Karar sayılı ilamında açıklanan yöntem izlenerek adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesi gerekirken, ortaklığın fesih ve tasfiyesine uygun olmayacak şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi