19. Hukuk Dairesi 2014/9233 E. , 2015/6346 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından duruşmasız, temlik eden banka vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde temlik eden davacı banka vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ..."in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı asıl borçlu şirket arasında imzalanan genel kredi taahhütnamesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan davalıya karşı keşide edilen kat ihtarına rağmen borcun ödenmemesi üzerine başlatılan ilamsız icra takibinde davalının kefil olarak adına atılı imzaya itirazının iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu kredi sözleşmesinin meblağ sayfasındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek, davanın reddi ile %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece Tüketici mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılamada toplanan delillere göre; dava konusu 25/09/2002 tarihli genel kredi taahhütnamesinin 27. sayfasında davalının isim ve imzası mevcut olup, söz konusu kredi tutarının yazılı olduğu sayfadaki ve o sayfanın karşısındaki imzaların davalıya ait olmadığı polis kriminal raporundan ve ceza davasında alınan ile sabit olduğu, kredi meblağının belirtildiği 1. sayfadaki imzanın davalı kefile ait olmadığı gibi davalının imzasının bulunduğu ancak kredi tutarının belirtilmediği kredi sözleşmesinin son sayfasındaki imza davalıya ait olmakla birlikte kefil olunan meblağ belirtilmediğinden ve kredi tutarının yazılı olduğu sayfaya atıfta da bulunulmadığından kefaletin geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine, asıl alacağın %40 ı olan 60.000 TL kötü niyet tazminatının davacı ...A.Ş ve temlik alan davacı ..... den müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı temlik alan vekili ile temlik eden .... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davaya Tüketici Mahkemesinde bakılabilmesi için davanın taraflarından birinin tüketici olması ve uyuşmazlığın 4077 sy. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun uygulanmasından doğması gerekmektedir. Somut olayda uyuşmazlık davalı ile davacı banka arasında düzenlenen Genel Kredi Sözleşmesi ve Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi"nden kaynaklanmakta olduğuna göre 6762 sayılı TTK’nun 4/1-6.maddesinde düzenlenen bankacılık işlemlerinden olup mutlak ticari davalardandır. Bu durumda dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan aynı Yasa"nın 5/1. maddesi hükmü uyarınca ticari davaların uyuşmazlığın görüldüğü yerde ayrı bir Ticaret Mahkemesi bulunmaması halinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. Asliye Hukuk Mahkemesi ile Tüketici Mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisidir. Bu durumda mutlak ticari dava niteliğindeki somut uyuşmazlığa Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılarak karar verilmesi mümkün değildir. Görev, kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece yargılamanın her safhasında kendiliğinden gözetilmelidir. O halde mahkemece ticari dava niteliğindeki davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılmayacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre temyiz edenlerin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan temlik eden .... yararına takdir edilen 1100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak temlik eden ...."ye verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 29.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.