Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/9436
Karar No: 2018/11608
Karar Tarihi: 15.11.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/9436 Esas 2018/11608 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/9436 E.  ,  2018/11608 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tazminat davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve birleşen davanın davacısı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı kiraya veren, 01.02.2010 tarihinde açtığı asıl davada; kiralananda 09.11.2009 tarihinde yangın çıktığını, yangının kiracı olan davalının yatak odasından başladığını odaya yan odadan çekilen kablo üzerinden beslenen elektrikli alıcıların açık bırakılması ya da meydana gelen arıza nedeniyle çıktığını evin kullanılamaz durumda olduğunu, yapılan tespit sonucu bilirkişilerce 15.962 TL zarar tespit edilmesine rağmen hasarın büyük olması nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000 TL"nın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsilini istemiştir.
    Davalı kiracı, 03.11.2010 tarihinde açtığı birleşen davada; kiracı olduğu taşınmazda 09.11.2009 tarihinde evde olmadığı bir sırada yangın çıktığını, yangının binanın eski olması ve sıva altı kablolarının yetersiz ve yıpranmış olmasından çıktığının tahmin edildiğini, ev eşyalarını tamamen yandığını maddi kaybının 60.000 TL olarak tespit edildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 60.000 TL"nin dava tarihinden itibaren faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.
    Mahkemece, her iki davanın reddine dair verilen hükmün davacı ve davalı tarafça temyizi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi"nin 28.01.2014 tarih ve 2013/16342 Esas, 2014/1002 Karar sayılı ilamı ile, Mahkemece talimatla dosya üzerinden İTÜ bilirkişi heyetinden rapor alınmış ise de bu raporda sadece davalı yönünden kusur incelemesi yapılıp davacı yönünden bir kusur incelemesi yapılmadığından 12.01.2010 tarihli bilirkişi heyetinden alınan raporun hüküm kurmaya yeterli olmadığı; Öte yandan, ... Sulh Ceza Mahkemesi"ne açılan 2009/194-1073 E.-K. Sayılı dosyada davalı beraat etmiş ise de bahsi geçen davanın sonucunun beklenilmesi, kesinleştiğinde Sulh Ceza Mahkemesi dosyasının celb edilip tüm dosya içindeki bilirkişi raporları birlikte değerlendirilerek taraf kusurlarının belirlenmesi için konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozma üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda mahkemece, her iki davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılamada, ODTÜ bilirkişi heyetinden rapor aldırılmış; hazırlanan 10.08.2015 havale tarihli raporda, taraflarınca da bu yangın başlangıç noktasının yatak odasındaki aydınlatma armatürünün anahtarında meydana gelen bir kısa devre olduğu yönünde görüş ve kanaate varıldığı; Esas dava yönünden, ... 4. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 21/11/2011 tarihli 2009/194 E. 2011/1073 sayılı beraat kararı ve bu kararı onayan Yargıtay 8. Ceza Dairesi"nin 20/03/2014 tarihli 2013/19107 E. 2014/7168 K. sayılı ilamının bilirkişi kurulunu bağladığı, davalı -karşı davacının dava konusu edilen yangının meydana gelmesinde zarar ve ziyanının tazmini hususunda herhangi bir kusur, katkı ve sorumluluğunun olmadığı hükme bağlanmış ve bu hüküm Yargıtay tarafından da onaylanmış olduğundan davalı-karşı davacı tarafa herhangi bir kusur, katkı ve sorumluluk atfedilemeyeceği ,buna bağlı olarak da esas dava yönünden davacı-karşı davalı tarafın dava konusu edilen yangın nedeniyle uğranılan zarar ve ziyanın tazmini hususundaki talebinin reddedilmesi gerektiği; Birleşen dava yönünden ise davacı-karşı davalı tarafın BK md.59"a göre dava konusu yangın nedeni ile ortaya çıkan zarar ve ziyanın tazmini hususundaki yükümlülüğün, dava konusu edilen yangının meydana gelmesi ile zarar ve ziyanının ortaya çıkması arasındaki illiyet bağının, davalı-birleşen davacı tarafın kendi ifadesine göre yangına uğrayan dairenin elektrik iç tesisatı, dava konusu yangına yol açan elektrik anahtarı da dahil olmak üzere, davalı -b.davacı tarafın kendi girişimi ve insiyatifi ile kendisi tarafından tek taraflı olarak tadil edilmiş bulunduğundan, kesildiği ve buna bağlı olarak da, davacı ve karşı davalı tarafın BK m. 59 "a göre dava konusu yangın nedeniyle ortaya çıkan zarar ve ziyanın tazmini hususundaki yükümlülüğünün ortadan kalkmış olduğu beyan edilerek birleşen dava yönünden davalı-karşı davacı tarafın dava konusu edilen yangın nedeniyle uğranılan zarar ve ziyanın tazmini hususundaki talebinin reddedilmesi gerektiği belirtilmiştir.
    Ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesindeki davaya etkisini düzenleyen Borçlar Kanununun 53. maddesi hükmünde, "Hakim, kusur olup olmadığına, yahut haksız fiilin failinin temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun sorumluluğa ilişkin hükümleri ile bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraat kararı ile de mukayyet değildir. Bundan başka ceza mahkemesinin kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarının tayini hususunda dahi hukuk hakimini takyit etmez." denilmektedir. Aynı düzenleme yeni Türk Borçlar Kanununun 74. maddesi hükmünde de; “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” şeklinde önceki kanuna paralel şekilde düzenlenmiştir. Bu açık hüküm karşısında, ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır.
    Bu durumda; BK 53 (TBK 74) maddesi doğrultusunda yapılacak değerlendirmeye göre, ceza mahkemesince verilen beraat hükmü eldeki davaya bakan mahkemeyi bağlamayacağından, söz konusu beraat kararı esas alınarak hazırlanan bilirkişi raporu dayanak yapılarak hüküm tesisi doğru değildir. Bu itibarla, TBK."nun 369/2 maddesine göre oturma hakkı sahibi olan kiracının binanın bakımındaki eksiklikten doğan zararlardan malik ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğu, TBK."nun 318. maddesine göre; büyük onarımların kiracı tarafından ancak kiraya verene haber verilerek giderilebileceği TBK."nun 316.maddesine göre, kiracının kiralananı özenle kullanmak yükümlülüğü, TBK."nun 334. Maddesine göre; kiracının kiralananı ne durumda almış ise kira sözleşmesinin bitiminde o durumda geri vermekle yükümlü olduğu, nazara alınmak suretiyle somut olayda kiracının sorumluluğunun bulunup bulunmadığının; dava konusu kiralanan taşınmazın yer aldığı binanın durumu, kullanım şekli, yaşı vs hususlar nazara alınarak da aynı zamanda yapı sahibi olan kiraya verenin binanın yapım-bakım sorumluluğu yönünden müterafik kusuru bulunup bulunmadığının tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hatalı bilirkişi raporuna dayanılmak suretiyle eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır.
    Hüküm, bu nedenle bozulmalıdır.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, tarafların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi