Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3842
Karar No: 2018/11617
Karar Tarihi: 15.11.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/3842 Esas 2018/11617 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2018/3842 E.  ,  2018/11617 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar vekili dava dilekçesinde; olay tarihinde müvekkili ..."ın yaşı küçük kızı davacı ..."a, davalılardan yaşı küçük ..."in cinsel istismarda bulunduğunu, davalılar ... ve yaşı küçük ..."nın davacı ..."yı bu olayı ailesine ve çevresine anlatmakla tehdit ettiklerini, bu şekilde evlerinde bulunan müvekkili ..."a ait paraların davalılar ... ve ... tarafından alındığını belirterek; alacak ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
    Davalılar davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
    Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalılarca temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2016/12974 esas 2017/1064 karar sayılı ilamıyla; “...... 4787 sayılı Aile Mahkemesinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun"un 4/1 maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun Üçüncü Kısım hariç olmak üzere İkinci Kitabı (TMK md. 118-395, 5133 K. md. 2) ile 03/12/2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun"a göre, aile hukukundan doğan dava ve işlere aile mahkemesinde bakılacağını, geçici 1. maddesi de; sonuçlanmamış davaların yetkili ve görevli aile mahkemesine devredileceğini hükme bağlamıştır. Dava, TMK"nın ikinci kitabında yer almaktadır. Bu haliyle uyuşmazlığın aile mahkemesinde çözümlenmesi gerekir. Şu durumda dava dilekçesinin görev yönünden reddi yerine işin esasının incelenerek karara bağlanması usül ve yasaya aykırı olup kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
    Söz konusu bozma ilamı uyarınca mahkemece; davalılar ... ve ...’in davacı ... ile arkadaş oldukları, zaman içerisinde davalı ... ile ... arasında duygusal yakınlığın başladığı, davalı ..."ın ..."ya cinsel istismarda bulunmasından sonra davalı ... ile ..."in birlikte hareket ederek bu ilişkiyi ..."nın ailesine söylemekle korkutarak ve herkese yayacaklarını belirtip tehdit etmek suretiyle şantaj yaparak, davalı ..."nın babasının evde saklamakta olduğu 38.000 TL, 2000 Eure, ve 3130 Doların dava tarihindeki karşılığı olan toplam 48.495 TL parayı farklı zamanlarda farklı miktarlarda getirmesini sağlayarak birlikte araba aldıkları ve harcadıkları, bu olaylar nedeniyle davacı ... ile babası olan davacı ..."ın kişilik hakları ihlal edildiğinden manevi olarak zarara uğramış bulundukları gerekçesiyle davanın kabulü ile 48.495,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle, davacılardan Adem için 5.000 TL, davacı ... için 5.000 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalılarca temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- Uyuşmazlık; dava konusu eylem nedeniyle alacak miktarına ilişkindir.
    Kanunda aksi öngörülmedikçe kural olarak herkes iddiasını ispatla yükümlüdür. HMK"nın 190. maddesi gereği "ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."
    Davacı taraf; davalılar ... ve ...’in davacı ...’yı tehdit ederek 38.000,00 TL, 2.000 avro ve 3.130 doları değişik tarihlerde aldıklarını iddia etmiştir. Davalı ... ve ...’in ceza yargılamasında birden çok birlikte hareket ederek fikir birliği içerisinde tehditle para almaları nedeniyle şantaj suçundan dolayı cezalandırıldıkları görülmektedir. Davalıların bu şekilde para aldıkları sabit olmakla birlikte, uyuşmazlığın alınan bedellerin miktarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
    Bu noktada ikrar kavramı hakkında şu açıklamaların yapılmasında yarar görülmüştür.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 188. maddesine göre “Tarafların veya vekillerinin mahkeme önünde ikrar ettikleri vakıalar, çekişmeli olmaktan çıkar ve ispatı gerekmez.”
    Öğretideki tanımlamalara göre, ikrar (dar anlamda ikrar), görülmekte olan bir davada, taraflardan birinin, diğer tarafça ileri sürülen ve kendisi aleyhine hukuki sonuç doğurabilecek nitelik taşıyan maddi vakıanın doğruluğunu kabul etmesidir.
    Yargıtay uygulamasında da, ikrara bu anlam yüklenmektedir. İkrardan söz edilebilmesi için, bir tarafın bir vakıa ileri sürmüş olması, diğer tarafın da bu vakıanın doğru olduğunu bildirmesi gerekir. İkrarın konusu, ancak karşı tarafın ileri sürdüğü vakıalar olabilir. Bir tarafın, kendisinin ileri sürdüğü bir vakıanın doğruluğunu bildirmesi ikrar niteliği taşımayacağı gibi, karşı tarafın ileri sürdüğü hukuki sebepler de ikrara konu olamazlar.
    Kanunda ispat sınırı olarak gösterilen parasal belli tutarı (HMK 200/1.maddesi) aşan hukuki işlemler ve senede karşı olan iddialar (HMK 201.maddesi) kural olarak yalnız senet (kesin delil) ile ispat edilebilir. Yazılı delil yoksa, ikrar (HMK m. 188) ve yemin (HMK m.225 vd) gibi kesin delillerle de iddianın ispat edilmesi olanaklıdır.
    Dosyanın incelenmesinde; davalılar ... ve ...’ın soruşturma aşamasındaki beyanlarında aldıkları para miktarı ve alınan eşyalara ilişkin ikrarları bulunduğu anlaşılmaktadır.
    O halde mahkemece; dava konusu alacak miktarı yönünden davalıların ikrarı değerlendirilerek şantaj sonucu alınan miktarın belirlenmesi, aşan kısım var ise yazılı delil bulunması gerektiği dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi